Adamın biri Doktora gitmiş;
“Ne olur kurtarın beni doktor. Başım öyle ağrıyor ki, çatlayacak neredeyse”.
Doktor başlamış tahminlerini sıralamaya;
“Bunun nedeni mutlaka sigaradır. Çok mu sigara içiyorsunuz? Beni dinlerseniz sigarayı hemen bırakın ya da hiç olmazsa azaltmaya bakın derim...”
Adam, “Nasıl olur doktorcuğum, ben sigara kullanmam ki” demiş… Doktor, “Öyle ise gece gündüz demeden içki içiyor, bu şekilde vücudunuza zarar veriyorsunuz ve bu nedenle de başınız ağrıyor” diye söyleyince, adam itiraz etmiş;
“Ne içkisi doktor, ben ömrümde ağzıma içki sürmedim.”
Doktor, “O zaman gece hayatına son verin, havasız gece kulüplerine gitmekten, kapalı yerlerde vakit geçirmekten vazgeçin” demiş.
Adam yine itiraz etmiş, “Aman doktor bey ben gece kulüplerine bugüne kadar adım atmış değilim… Kapalı yerleri ise hiç sevmem...”
Adamın verdiği cevaplar karşısında hayretler içinde kalan doktor, “O zaman tek bir seçenek kalıyor, kadına-kıza fazla düşkünsünüz, istediğinizi alamayınca da moraliniz bozuluyor, başınız da bundan dolayı ağrıyor olabilir...”
Adam bunu da olumsuz cevaplamış, “Rica ederim doktor bey, bu güne kadar çıplak bir kadın bile görmüş değilim.”
Bu cevap karşısında doktorun tepesi atmış;
“Anlaşıldı beyefendi, anlaşıldı. Kafanızdaki ‘Azizlik Çelengi’ sıkıyor da, ondan ağrıyor başı-nız” demiş…
Bu haftaki Kıssamız da bu işte…
Siz ne düşünürsünüz, nasıl bir hisse çıkarırsızın bilmem..
Ben, kıssadaki hastanın tepkilerini, İnegöl’deki bir yöneticimizin, yapılan eleştiriler karşısındaki tepkilerine çok benzettim. Bu yöneticimizin de kıssadaki hasta gibi sanki başında ‘Azizlik Tacı’ var, sanki ‘Sütten Çıkmış Ak Kaşık’… Eksikleri, yanlışları, hataları kabul etmeyip, her söylenene bir kılıf bulmakta mahir…
Ama bir sancısı var ki, sürekli kıvranıyor!...