0’DAN 1’E, 10’DAN 10’A
Kendinden kendine, kendince, kendini yazıyor, çiziyor, okuyor İNSAN.
Beğenmiyor, eleştiriyor, kızıyor, sövüyor; uyuşmuyor diye ayrıştırıyor, saymıyor, sevmiyor, öteliyor, negatifi negatifle alt etmeye çalışırken, farklılığın derinliklerinde gizli ince nüansı ezber çokluğunun baskısıyla hem kendine hem de beriki olarak bakıp, başkası olarak zihin perdesine yansıttıklarına nefes aldırtmıyor İNSAN.
Kendine benzetme çabasından vazgeçememe adına geçmişe atfederek ettiği kutsal yemini bozmama telaşıyla, benzerlerinin tuttuğu alkış temposu eşliğinde egosuna hizmette kusur etmeme adına sözde düzeni bozuk yaşamı örseleyerek, ayrı gördüğünü çekiştirip düzeltmeye çalışırken kaçırdıklarına, ıskaladıklarına bir zaman sonra yanıyor İNSAN.
Hepimizde kodlu o bilinmeklik muradının OL-AN-da gizli mesajını zamanı geldiğinde, belki de kabul ile açığa çıkacak ‘2 bakan, 2 gördü, TEKten seyreden zıtları 1ledi’ algısının çatlamasıyla filizlenmeye başlayacak tohumun CAN suyunu hadi gel 1likte verelim. Ne dersin?
‘Sahte yangınlarla işim olmaz benim,
Dilim döndüğünce yazar sırça kalemim.
‘Bana seni gerek, seni’ derken yüreğim,
Vurdukça benden bana seslenir bam telim.’ diyerek sözü büyük ozana bırakalım…
Beni hor görme kardeşim
Sen altındın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım
Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da be aç mıyım
Kimi molla kimi derviş
Allah bize neler vermiş
Kimi arı çiçek dermiş
Sen balsın da ben cec miyim
Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum
Tabiata Veysel aşık
Topraktan olduk kardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben bac mıyım
Aşık Veysel Şatıroğlu