AK Parti İlçe Başkanı Bülent Temelli, Beldelerinin kapanmaması için ellerinden ne geliyorsa onu yapmaya çalışan, bu doğrultuda mücadele veren, üstlendikleri sorumluluk duygusu ile hareket eden, son olarak ise iktidara mesaj vermek adına referandum yaparak halkın görüşünü alan kişiler için “Tiyatro oynuyorlar” demişti.
Kurban Bayramı arifesinde ise, AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’den, adeta Bülent Temelli’yi tekzip eden, “Referandum insanların demokratik haklarıdır” şeklinde bir açıklama geldi.
Temelli, iyi bir seyirci olmalı ki, gelişmeleri he-men değerlendiriyor ve “Tiyatro Oynuyorlar” diye de adlandırıyor.
Bülent Temelli, AK Parti İnegöl İlçe Başkanlığı koltuğundan ilçede olup bitene bir tiyatro oyunu olarak bakıyor olmalı ki;
Tren yolunun, İnegöl yerine Yenişehir sınırlarından geçmesini seyretmiştir...
Bursa-Ankara Otoyolunun Yenişehir ilçesine yakın bir yerden geçmesini de treni seyreder gibi seyretmiştir...
İnegöl’ün il olması konusunda kılını bile kıpırdatmayan, zaman zaman sorduğumuz sorulara da, “Her şeyi paylaşamam, bizim de bir bildiğimiz var” diyerek, aklınca kapıyı aralık bırakmaya çalışan, kazara İnegöl il olursa eğer “Gördünüz mü?” diyecek kadar da pişkin bir politikacı olan Temelli, İnegöl’ün Bursa Büyükşehir’e ‘Mahalle’ yapılacak olmasını seyretmiştir...
Başkan Alinur Aktaş’ın, gece yatıp sabah uygulamaya koyduğu projelere sesini çıkarmamış, “Ben İlçe Başkanı olarak kalayım da İnegöl’ün geleceği ne olursa olsun” düşüncesiyle, yetersiz de, hatalı da, yanlış da olsa yapılanları seyretmiştir...
İşte Otobüs Terminali…
“Bu proje İnegöl için yetersiz” şeklinde yoğun eleştiriler almasına rağmen, eski terminalin 300 metre ilerisinde adeta Minyatür bir Terminal yaptırılmasını seyretmiştir...
Eski Belediye Başkanlarından Muhittin Tanoğlu öneminde yaptırılan ve içerisinde 32 işyeri bulunan Tahıl ve Sebze Hali Binasının küçük olduğu, ihtiyaca cevap vermediği iddiasıyla yıkılıp, yaklaşık bin metre öteye ve eskisinden de küçük içerisinde 24 işyerinin yapıldığı ve sürekli esnafın şikayet ettiği bu yerin hizmete açılmasını keyifle seyretmiştir...
“İnegöl’ün imar alanlarını Güneyden sınırlıyoruz” diyerek, belki de Türkiye’de bir örneği olma yan, alt veya üst geçişler yerine dört-beş yerinden kavşaklarla kesildiği için sık sık kazalara neden olan, halk arasında adına ‘Rant Yolu’ denilen ve bir çok eleştirilere konu olan Ahmet Türkel Çevre Yolunun(!) bu şekliyle yapılmasını seyretmiştir...
Alinur Aktaş’ın Belediye Başkanı olarak görev yaptığı 8 yılı aşkın bir süreden beri İnegöl’ün en büyük sorunu olan “altyapı” sorununa el atılmadı. Günü kurtarmak adına yapılan yüzeysel yatırımlarda ise, Yap-Boz haline dönen yolların asfaltken parke taş, parke taşken asfalt yapılmasını, milletin parasının çarçur edilmesini de seyretmiştir...
Hafif bir sağanak yağışta bile altyapı yetersizliğinden dolayı evlerine ve iş yerlerine su dolan insanların dertlerine derman olacağına, mağduriyetlerinin önüne geçilmesini sağlayacağına, her mağduriyetin, perişanlığın, rezilliğin ardından bir bahane uydurarak, vatandaşın feryatlarına kulaklarını tıkayarak gelişmeleri seyretmiştir...
8 yıldır hava kirliliği için en küçük bir mücadele etmediği gibi özellikle kış aylarında İnegöl’ün üzerine çöken zehirli havayı solumamızı seyretmiştir...
Belediyenin ihtiyacı olan birçok malzemenin ihale ile değil de, doğrudan temin yöntemiyle alınmasını görmezden gelip, bunu da seyretmiştir...
Belediyenin bir çok birim amirlikleri vekaleten yürütülüyor. Yıllardan beri bu birim amirliklerini asaleten yürütecek kişiler bulunamadı mı? Yoksa bu uygulama, vekaleten yürütülen müdürlüklere bir gözdağı mıdır? Bir müessese vekaleten ne kadar yürütülebilir ve buradan ne kadar randıman alınır? Bu durumu bildiği halde seyretmiştir...
Belediyenin kendi yerleri dururken veya harcanan parayla yeni bir bina yapılması mümkünken, adına Gençlik Merkezi denilen, başkasına ait harabe halindeki bir binaya milyonlarca lira harcanarak tadilat yapılmış, milletin ve devletin parasının çarçur edilmesini seyretmiştir.
Botanik parka harcanan paranın ve mesainin haddi hesabı yoktur. O güzelim yere yapılan yatırıma botanik park demeye bin şahit ister. Ve ne yazık ki bu yanlış yatırımı da diğerleri gibi seyretmiştir...
“Fuar alanını büyütmeyin, yeni bir fuar alanı yapalım” ısrarlarımıza rağmen adeta hoca bildiğini okumuş ve fuar alanı milyonlarca lira harcanarak büyütüldü. Aradan iki yıl, üç yıl gibi bir zaman geçti. “Şimdiden bu alan yetersiz, yeni bir fuar alanı yapalım” denmeye başlandı. Her işte olduğu gibi burada da plansız, programsız, hesapsız, kitapsız yapılan işleri sadece ve sadece seyretmiştir.
Millet bas bas bağırırken, İnegöl’ün en fazla hava kirliliğinin olduğu bölgeye Devlet Hastanesi inşaatının yapılmasına karşı çıkarken, kulaklar bu seslere tıkanmış ve sadece olanları seyretmiştir.
Maddeler halinde sıraladığım bunlar ve bunlara benzer konuları, ileride yazacağım yazılarda tek tek açıp irdeleyeceğim. Şimdilik bu kadarı ile yetinelim.
Bay Temelli, yukarıda sıraladığım olumsuzlukları, vatandaşların şikayetlerini, Beldeleri için son çırpınışlarını yapan insanların mücadelelerini, “Tiyatro oynuyorlar” diyerek ciddiye almıyor, sağına Burhan Alıcı’yı, soluna da Alinur Aktaş’ı alarak ön sırada oturmuş, zevkle, kahkahalarla ve bir o kadar da vurdumduymazlıkla, umursamazlıkla izliyor.
Unutmayın ki, ‘Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir Hesap Döner...’
Yarın kimlerin tiyatro sahnesinde, kimlerin seyirci olacağı bilinmez…
Merhum Abdurrahim Karakoç’un şu dizeleri ile bugünkü yazımı noktalamak istiyorum;
“Hasan dağı arpalıktır, eğer saban yürürse
Her derede bir değirmen, eğer suyu gelirse
Her köylüden birer tavuk, eğer köylü verirse
Güzel gidiş bu gidiş, eğer sonu gelirse...”
Şimdilik iyi seyirler…