Başbakanın biri Çin’e gitmiş. Çeşitli incelemeler yaptıktan sonra Çin Başbakanı, misafir Başbakanın onuruna bir yemek vermiş.
Yemek sırasında günün anlam ve önemini belirten konuşma sırası konuk Başbakana gelince heyecanlanmış. Çin halkının hoşuna gidecek bir konuşma yapmak istiyor ama bir türlü ne söyleyeceğini bilemediğinden paniğe kapılmış. Yanında oturan ABD’den getirdiği danışmanına dönmüş:
“Eyvah, şimdi ne yapacağım, tek kelime bile Japonca bilmem…”
Danışman;
“Önemli değil efendim. Japonlar konuşmadan ziyade kişinin hareketlerine değer verirler. Şimdi siz ellerinizi bacaklarınıza bitiştirin ve eğilerek başınızla selamlayın. Bu konuşma yerine geçer…”
Başbakan öyle yapmış ve yerine oturmuş.
Salondakilerden korkunç bir alkış almış.
Dış ülkelerde sevilmekten pek hoşlanan bu Başbakan, alkışı görünce oturduğu yerden bir daha kalkmış, bu kez dört tarafı aynı şekilde ikişer kez selamlamaya başlamış. Alkıştan adeta salonun yıkılacağını tahmin eden Başbakan bir de ne görsün, salondan çıt yok.
Bu duruma çok fena bozulmuş ve danışmanına dönmüş;
“Yahu ne oldu…”
“Fazla gevezelik ettiniz tadı kaçtı…”
Bu haftaki kıssadan hissemiz de bu.
Siz siz olun hiçbir şeyin tadını kaçırmayın…