2010 Günlüğümden İsrail ve Yahudilere Ait Anekdotlar-1
Bir dönem yıllık/ajanda tutma alışkanlığım vardı; o gün içinde beni etkileyen olayları ve yeni öğrendiğim hususları not alır, analizler yapar yorumlamaya çalışırdım. Geçenlerde günlük de diyebileceğim 2010 yılı ajandamı karıştırırken özellikle İsrail ve Yahudilerle alakalı yoğun notlar ve sayfalar dikkatimi daha çok çekti. Geriye dönüp baktığımda bir yılda bu kadar İsrail ve Yahudilerle alakalı haber ve gelişmeler beni çok şaşırttı. Bakın kısa kısa nelerle karşılaştım:
(Mossad ve Masonlarla alakalı bu yıla düştüğüm bazı notları Masonlar hakkında müstakil bir yazıya aktardığım için onları ayrı yazı konusu yapacağım)
Şimdi 15 yıl önceki günlüğümden İsrail ve Yahudiler hakkındaki bazı notlarım şöyle oluşmuş.
Büyükelçimize Hadsizlik (12.1.2010)
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un Telaviv Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol’la görüşmesinde sadece İsrail bayrağını bulundurması üstelik kendisinin yukarıda oturarak yaptığı aşağılayıcı muamele hemen karşılığını buldu.
İsrail Ankara büyükelçisi Gaby Levy, Dışişleri Bakanlığına çağrılarak ‘İsrail haddini bilsin, mesajı verildi. Müsteşar Feridun Sinirlioğlu, yapılanın büyük bir terbiyesizlik olduğunu belirtirken, başbakan (Erdoğan) ‘bu tavır karşılığını bulacaktır’ açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı (Gül) özür için bir gün süre verdi. Baştan özür dilemeyeceklerini açıklamalarına rağmen bir gün sonra beklenen özür geldi.
Heronlardan Yerli İHA’lara (20.1.2010)
İHA (İnsansız Hava Aracı) ihtiyacımızı önceleri İsrail’den karşılıyorduk. Hem görüntülerin anında verilmemesi güvenliğimiz açısından sorun teşkil ediyor, hem büyük döviz kaybı yaşanıyor ve hem de siparişler sorun oluşturuyordu. Kamuoyunda değişik spekülasyona da sebep olan Heron’ların siparişlerinin gecikmesi yerli çözümlere yönelmemize vesile oldu. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ‘Türk yapımı 74 heronumuz var, sayıyı 400’e çıkaracağız, dedi ve daha güçlüsünü yapacağımız müjdesini verdi. Üç yıldan beri özel sektör tarafından imal edilip sürekli geliştirilen İHA sonrasında bu yılın Temmuz ayında TUSAŞ (TAİ) tarafından imal edilen yerli Anka da hangardan çıktı. Böylelikle Türkiye ABD ve İsrail’den sonra İHA üreten 3. ülke oldu.
(ABD’nin, kendisi ile iyi ilişkilerin devamı adına bize koyduğu neredeyse ilk şartı bölgede İsrail’le ilişkileri düzeltmek olmasına rağmen).
Aktivist Rachel Corrie (16.3.2010)
Kendisini anma gününde duygularımı satırlara şöyle dökmüşüm: Bundan 7 yıl evvel (16.3.2003) Amerikalı sarışın bir kız Rachel Corrie, Gazze’deki Refah mülteci kampına doğru ilerleyen İsrail buldozerlerinin önünde dimdik durarak protesto etmek istemişti. Ölümüne direndi; son nefesini İsrail’in kan kusan 10 tonluk buldozerinin altında kalarak verdi, üzerinde fosforlu yeleği elinde, megafonu olduğu halde…
Evergreen Devlet kolejinde sanat eğitimi alan, sanatçı ve yazar olmak isteyen aktivist Rachel’i yaşadığı Olympia(Washington)dan Gazze’ye getiren duygu nedir ve neden bizde yok?
Annesine oradan yazdığı bir e-mail’de ‘Kabuslar görüyorum, rüyalarımda siz ve ben içerideyken tank ve buldozerlerin evimizi çevirdiğini görüyorum’ diyor. Biz neden göremiyoruz rüyalarımızda?
Kendini kurban etti Rachel, insanlığın vicdanını uyandırdı. İşgali durduramadı ama ruhumuzu işgal eden gaflet, dalalet ve ataleti inşallah durduracak!
İsrail’in Ateşle imtihanı (31.5.2010) ve 2.6.2010, 11.6.2010)
İsrail’in bu sabaha karşı Gazze’ye insani yardım götüren gemiye (Mavi Marmara) uluslararası sularda saldırıda bulunması 5 gemiyi rehin alması, 60 aktivistin yaralanması, 10’unun öldürülmesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Bir buçuk saati bulan baskın sonrasında Başbakan ve Dışişleri bakanı Latin Amerika gezisini yarıda bırakarak ülkeye döndüler ve daha dönüş yolunda yaptırımlar başlatıldı.
(Türkiye, İsrail ile ilişkilerin normale dönebilmesi için üç şart ileri sürdü: Özür dilemesi, tazminat ödenmesi ve Gazze ablukasının sona erdirilmesi)
Yahudiler yalnızlaşıyor (30.6.2010)
Bugünkü haberlerde her geçen gün azgınlaşan İsrail’in Avrupalı dostları tarafından da uyarıldığı belirtilerek, hem iç ve hem de dış dünyadan desteğinin azalmaya başladığı belirtiliyor. Nitekim Almanya ve Doğu Avrupa’dan göçen Aşkenaz Yahudileri ile İspanya’dan Osmanlı ve diğer İslam ülkelerine de göçen Seferad Yahudilerinin de kendi aralarında yaşadıkları problemlerin de arttığı dile getiriliyor. Hele ağırlıklı olarak Avrupa, Amerika, Kanada ve Avustralya’da yaşayan Hasidik (koyu dindar, aşırı) Yahudilerin İsrail’deki rejimin varlığını gerçek Yahudiliğe aykırı buldukları belirtiliyor.
Wikileaks bombaları (30.11.2010)
Julian Assange (39) adlı Avusturalyalı bir bilgi işlemciye / bilgisayar programcısı / internet aktivistine ait bu internet sitesi ABD diplomatik temsilcilerinden sızan 251 bini aşan belgeleri aşamalı olarak yayınlayacağını duyurması dünyada bomba etkisi yaşattı. Aslında 2006 yılında açılan ve Afganistan ve Irak savaşlarının içyüzü ve başka konularla alakalı çok sayıda elektronik posta bilgilerini paylaşan bu site 10 yılda 10 milyon belge yayınlamış, bir çok konuda eleştirilere de maruz kalmıştı.
Bu belgeler 274 ABD büyükelçiliğinin şifrelerle girdiği ortak bir siteye aitmiş. Bu paylaşım belgelerine ‘Diplomasinin 11 Eylül’ü’ yakıştırması bile yapıldı. Basına yansıdığına göre belgelerden 7918’inin Ankara’dan geçilen bilgiler olduğu belirtiliyor. Bu begelerin CIA ve Mossad başta olmak üzere istihbarat oyunlarını, emperyalist yaklaşımları deşifre edeceğinden endişe edildiği için merakla bekleniyor.
Bundan 15 yıl evvel bir yılda Gazze yine sıkıntılarla boğuşuyormuş, İsrail ve Yahudiler (dolayısıyla siyonizm, emperyalizm, mossad, masonlar vb konular) ile alakalı ne kadar gündemimiz varmış! Bizi ve dünyayı günlerce/aylarca ne kadar meşgul etmişler. Sizce de ilginç değil mi?