Değerli bir dostumdan dinlediğim bir Kıssadan Hisseyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Peygamber Efendimiz Medine’de, müşriklerden inatçımı inatçı, bencil mi bencil, hayırsız mı hayırsız, helal haram bilmeyen bir adamı karşısına almış, İslam’ın özelliklerini ve güzelliklerini anlatıyordu.
Fakat adam inanmak şöyle dursun, alaycı ve gayri ciddi bir şekilde söz söylüyor, İslam’ın aleyhine sözler sarf ediyormuş.
Yanlarında oturan ve bu duruma şahit olan Hz. Ömer daha fazla dayanamamış ve adama tepki göstermiş.
Peygamber Efendimize dönerek, bu densiz adamın işini bitirmek için izin istemiş.
Fakat Peygamber Efendimiz bu çıkıştan hiç memnun olmamış. Ve sanki hiçbir şey olmamış gibi adama bir şeyler anlatmaya devam etmiş.
Aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra adam İslam’ın gerçekliğini kabul etmiş ve Müslüman olmuş.
Efendimiz, çevresine dönerek ve de özel olarak Hz Ömer’e bakarak şöyle buyurmuş: “Size kalsaydı bu adamın boynunu vuracak ve cehenneme bir adam göndermiş olacaktınız. Ama gördünüz ki, sabır ve hoşgörünün sonu hayırdır, zaferdir, huzurdur. Bizim işimiz, cehenneme bir adam göndermek değil, cennete bir adam kazanmak olmalıdır.”
Evet, değerli dostumun bana anlattığı ve gerçekten içerisinden önemli hisse çıkarılacak Kıssadan Hisse bu.
Her türlü olumsuzlukların karşısında, sevgili Peygamberimizin buyurduğu gibi “Sonu hayır, zafer ve huzurdur” diyerek, sabırlı ve hoşgörülü olabiliyorsak, ne mutlu bize…
Huzurlu, bereketli, sağlıklı ve mutlu bir hafta dileklerimle…