9.07.2012 18:25:54

ADAMI OLMAK VEYA ADAM OLMAK

ADAMI OLMAK VEYA ADAM OLMAK

Ne yaparsak yapalım, ne dersek diyelim, mutlaka birileri bir şeyler yakıştıracak veya birileri seni bir yerlere koyacak.

 

Ne yaparsak yapalım, ne dersek diyelim, mutlaka birileri bir şeyler yakıştıracak veya birileri seni bir yerlere koyacak.
Anladım ki, kendi çıkarlarını, vatanın milletin çıkarlarının önünde tutan insanlar var oldukça da bundan kaçış yok.
Alinur Aktaş’ın hakkında bir şeyler yazıyoruz ya hemen bir yakıştırma geldi.
“Son günlerde Milletvekili Hüseyin Şahin’in, Alinur Aktaş’la ve Bülent Temelli ile araları açık, bu yazıları Hüseyin Şahin yazdırıyor.  Hanefi, Hüseyin Şahin’in adamı…”
Tövbe, tövbeee. 
Her şeye çıkarcı gözle bakan bu tip insanlar, adamı zorla günaha sokar.
Fesuphanallah...
Bazı yanlışları, hataları, eksiklikleri hatırlatmak, eleştirmek için mutlaka birilerinin adamı mı olmak lazım? İnsan hiç mi kendi görüşünü ortaya koyup, bir şeyler yazamaz?
Mutlaka bir yakıştırma yapılacak.
“Bu, falancanın adamı”
Şimdi, “Bu güne kadar Hüseyin Şahin’in bir çayı bile bana nasip olmadı” desem, bu çıkarcı insanlar inanmayacak tabi ki.
Şimdi, “Hüseyin Şahin’le bu son gelişmeler hakkında bu güne kadar bir kelime dahi konuşmadık” desem, her türlü girişimden, gelişmeden menfaat bekleyip birşeyler çıkarmaya çalışan insanlar inanmayacak tabi ki...
Şimdi, “Milletvekilimizle bu güne kadar belki en az yirmi kez telefonla konuştuk ve bu konuşmalarımızda, onun bunun dedikodusunu değil de, ‘bu ilçeye neler yapabiliriz’ veya ‘şu eksiklerimiz var, bu konuyu çözsek iyi olur’ yada  kendisinin bana  ‘Şu mesele üzerinde çalışma yapıyorum, takipteyim’ şeklindeki söylemlerinin haricinde, bir şey konuşmadık” desem, her şeyde bir art niyet arayan bu insanlar inanmayacak tabi ki...
Bakın, altını çizerek söylüyorum. Hüseyin Şahin’den bu güne kadar İnegöl’ün meselelerinin dışında, birilerini çekiştirecek, dedikodusunu yapacak şekilde bir tek kelime dahi duymadım…
Ben de aynı şekilde, İnegöl’le ilgili bir kısım sorunları  kendisine iletmenin dışında, birilerini yerecek veya övecek hiçbir şey söylemedim, söylemem de…
Bu güne kadar gerek ticari hayatımda gerek gazetecilik görevimde, hiç bir zaman, hiç bir kimsenin adamı olmadığım gibi bugün de kimsenin adamı değilim. Beni satın alacak para dünyanın hiçbir ülkesinde tedavüle çıkmadı.
Biz, Allah rızası için çalışanlardan yanayız, şahsi hiçbir çıkar gözetmeden bu memlekete, bu millete hizmet edenlerden yanayız..
Asla kimsenin adamı olmayız…
Kaldı ki, üç günlük dünyada onurlu yaşamak varken, mutlaka birilerinin adamı mı olmak lazım?
Çevremizde birilerinin adamı olan o kadar çok ki, zaten o kulvarda koşanlar özellikle kendilerini belli ediyorlar.
Ben, azınlıkta olanlardan ve “Önemli Olan, Adam Olmak” diyenlerdenim.
Adamı olmayı bilmem ama ADAM OLMAK işte böyle bir şey.