Adına ne derseniz deyin!..

İster kaza,

İster ihmal,

İster elektrik kontağı veya başka bir şey…

Bir tarihi bina daha yaklaşık iki saat içerisinde yok oldu.

İnegöl tarihinde önemli bir yere sahip olan, yaklaşık 300 yıllık tarihi Beylik Han, içerisindeki milli servetle birlikte yanarak kül olup gitti.

Yanıp kül olan emeklere mi, milli servete mi ya da yok olan tarihe mi üzülürsün?

Maalesef İnegöl gözümüzün önünde yok olup gidiyor…

 Hanları, hamamları, cumbalı ahşap evleri ile yeşillikler içerisindeki İnegöl’den artık eser yok.

 Önce yeşili yok ettik.

 Yeşil alanlara, verimli tarım arazilerine beton binalar diktik.

 Tarihi İnegöl Evlerini yıkıp, apartman yaptık…

 Eski İnegöl’ü hatırlatan birkaç eserimiz vardı ki, onlarda bir bir yok olup, gitti.

 Birkaç yıl önce Tarihi Ayakkabıcılar Çarşısı, dün de yaklaşık 300 yıllık bir geçmişe sahip, adeta tarih kokan Beylik Han...

 İnanın içimden bir parça koptu sanki.

Bir yandan bir ömürle kazanılan servetler, ufacık bir kıvılcımla yok olup giderken, öte yandan atamızı, dedemizi, geçmişimizi hatırlatan, İnegöl’ün bir tarihi değeri Beylik Han’da, Tarihi Ayakkabıcılar Çarşısı gibi yok oldu.

Bir iki gün içerisinde, yetkililerin hummalı çalışması sonucu enkaz kalkacak… İnegöl halkının desteği ile inşallah yangınzedelerin yaraları sarılacak. Ve bir an önce işyerlerine kavuşmaları için her şey yapılacaktır, bundan hiç kuşkum yok.

Ama o tarihi Beylik Hanı bir daha göremeyeceğiz.

Yüce Allah daha büyük afetlerden korusun diyor, yangında ekmek kapısı işyerlerini kaybeden kardeşlerimize tüm kalbi duygularımla geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.