İki gündür, İnegöl de yapılması düşünülen fuar merkezi için düşüncelerimi paylaşıyorum.
Kimileri yazdıklarıma hak veriyor, kimileri eleştiriyor ve kimileri de “sana ne be kardeşim, baksana işine, bu yaştan sonra keyfine bak, kim ne yaparsa yapsın sal gitsin” demekte.
Bazen hak vermiyor da değilim. Ama insan olarak yaratılma gayemi hatırlayınca, doğru bildiğim konuları yazmaya, kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğim.
Çünkü benim dinim, benim inancım “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, diyor.
Tam kırk bir yıldır İnegöl deyim. 1979 yılının ortalarında Osmanbey caddesinde baba mesleği olan mobilyacılığa başladım. O yıllar İstanbul da birçok mobilya mağazasının camında “burada İnegöl mobilyası satılmaz” ifadeleri yer alıyordu.
Zaman içerisin de İnegöl de ki esnaf ve sanatkar işin ciddiyetini kavradı. Farklı model ve kaliteye ağırlık vererek, kısa zamanda bu ön yargıyı sildi. Türkiye de İnegöl mobilyası bir marka haline gelmeye başladı. 1970 li yıllarda İnegöl mobilyasının tanıtımı için birkaç girişim yapılsa bile arzu edilen hedefe ulaşılamadı.
1978 yılından 1983 yılına kadar mobilya üreticisi kendi imkanları ile reklam yaparak ürettiğini satmaya başladı.
1983 yılından itibaren her platformda İnegöl de mutlaka bir mobilya fuarı yapılmalıdır fikrimi mobilyacı arkadaşlar ile paylaştım.
O yıllar başta Tercüman gazetesi olmak üzere birçok ulusal gazetelerdeki arkadaşlarım vasıtasıyla İnegöl mobilyasını haber yaptırdım.
Kimi zaman İnegöl de evlenecek olan gençlere destek haberleri ile kimi zaman da İnegöl mobilyacılığının geldiği noktayı anlatan haberlerle İnegöl mobilyasını gündemde tutmaya çalıştım..

1984 yılında Yıldırım gazetesi yayın hayatına başlayınca İnegöl mobilyasının belli bir noktaya gelmesi için kamuoyu oluşturmaya ilgili ve yetkilileri uyarmaya gayret gösterdim.
O yıllar bu teklifime birçok mobilyacı sıcak bakmıyor, “Osman bey caddesi bir fuar gibi, başka fuarlara ne gerek var “ diye karşı çıkılıyordu.
Bir kez inanmıştım, bıkmadan ve usanmadan İnegöl de mobilya fuarı açılmalı diye yazıyor, ısrarımı sürdürüyordum.

11.Eylül.1984 yılında Kaymakam Veli Aslan, Belediye Başkanı Muhittin Tanoğlu, mobilyacılar derneği yetkilileri ile İnegöl de ki mobilyacıların katıldığı bir toplantı düzenledim.
Toplantıya ilgi yoğundu. Bir saate yakın yapmış olduğum konuşma sonucunda İbrahim Uz, Sedat Demirel, Mülayim Şeşka, Mesut Şen, Necmi Sürer, Ufuk İnç, Halil Şekerci, Fikri Bayraktar, Remzi Kök ve ben mobilya festival komisyonuna seçildik.
Toplumun menfaatinden ziyade şahsi menfaatler ve düşünceler ön plana çıktığı için bu komisyonun ömrü fazla sürmedi ve dağıldık.
06.Eylül 1985 yılında Yıldırım gazetesinde “İnegöl de mutlaka bir mobilya fuarı açılmalıdır, bu konuda ilgilileri çalışmaya davet ediyorum”, manşetini attım.
Ve devamında,
Mobilyacı arkadaş;
Türkiye nin birçok bölgesinde mobilya fuarları düzenlenirken siz ne yapmaktasınız? dedim.
16. Eylül 1985 tarihinde Hiç kimse İnegöl bir yana benim müessesem bir yana diyemez.
İnegöl de mobilya fuarı açılması için tüm kurum, kuruluş ve dernekleri göreve davet ediyorum manşetini attım.
05. Aralık 1985 tarihinde sürmanşetten; Başbakan yardımcısı sayın Kaya Erdem ile Maliye ve Gümrük bakanı sayın Ahmet Kurtcebe Alptemoçin e açık mektup başlığı ile kendilerini İnegöl mobilya sanayini gezmeye davet ettim.
Bu davetim 06. Aralık 1985 de karşılık buldu ve ilk ziyaret yerleri benim iş yerim oldu.
Bu çalışmalar neticesi 2-5 Haziran 1988 Bahar şenlikleri kapsamında bugün Belediye ek hizmet binasının olduğu yerde mütevazı bir mobilya fuarı açıldı.
Bu fuardan ben memnun olmadığım gibi İnegöl mobilyacıları da memnun olmamıştı.
Ertesi gün gazetemde Kendimiz çalıp kendimiz oynadık diye yazdım.
Ve daha sonra ısrarla bize layık bir fuar beklentisi ile; daha iyisi, daha güzeli ve daha mükemmeli ile bu güne gelindi.
Şimdi ise bu emekleri heba etmek, dağ başında fuar merkezi yapmak istiyorlar. Takdir İnegöl halkınındır.