3.02.2021 11:23:00

2112

BURSA TÜRK İSLAM ESERLERİ MÜZESİ -1

Asuman Türkmen - Sanat Tarihçisi

1.  

Müze çeşitliliğinin çok arttığı günümüzde,  müze sayısı ve müze çeşitleri açısından Bursa önemli bir yere sahiptir. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı devlet müzelerinin yanı sıra Büyükşehir Belediyesi bünyesinde açılan müzeler ve özel müzeler Bursa Müzeleri içinde yerlerini almaktadırlar.
Bursa Müzesi İstanbul’daki Müze-i Hümayun’a bağlı olarak açılmış ilk müzelerdendir. İdadi-i Mülkisi’nin  (Erkek Lisesi)  bünyesinde 1 Eylül 1904 tarihinde açılmıştır. Dönemin Valisi Reşit Mümtaz Paşa ve Maarif Müdürü Azmi Akalın gayretleri ile Bursa ve civarından toplanan Yunan, Roma ve Bizans dönemine ait eserler ile İslami eserler burada sergilenmiştir. Müzenin ilk çalışanları bu işi gönüllü olarak yürüten lisenin öğretmenleri ve memurlarıdır. Müzenin ilk kataloğu ise Osman Hamdi Bey tarafından görevlendirilen Fransız arkeolog Gustav Mandel tarafından hazırlanmıştır. 1908 yılında basılan bu Fransızca katalog 189 sayfadan oluşmaktaydı. 1929 yılına kadar Erkek Lisesinin bünyesinde yer alan eserler, onarımı yapılarak müzeye dönüştürülen Yeşil Medreseye taşınmış, Nisan 1930 yılında ziyarete açılmıştır. 


 
 Müze-i Hümayun Bursa Şubesi’nın 1904 tarihli açılış töreni


1971 yılında, Çekirge’deki Kültür Park alanı içerisinde yeni bir müze binasının inşası ile arkeolojik eserler buraya taşınmış, 1972 yılında “ Arkeoloji Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır. Bursa Müzesinin koleksiyonunda yer alan islami eserler ve etnoğrafik eserler Yeşil Medrese binasındaki yeni bir düzenleme ile 22 Kasım 1975 tarihinde “Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır. Yeşil Medrese bu tarihten günümüze kadar aynı nitelikte bir müze olarak hizmet vermektedir.

YEŞİL MEDRESE 


Çelebi Mehmed, cami/zaviye, türbe, imaret ve medresesinden oluşan külliyesini günümüzde “Yeşil” adıyla anılan mahallede, Yıldırım’dan daha yüksekçe platonun üzerine yaptırmıştır. Mimarı Hacı İvaz Paşadır. 1419-21 tarihleri arasında inşa edilen külliye 1424’te II. Murad döneminde tamamlanmıştır.  Yeşil Külliye yapıları özellikle mimariye bağlı süslemeleriyle Fetret devri sonrası Osmanlı Devletinin gücünün bir ifadesi şeklinde yorumlanabilir.  Cami ve türbe çini, taş, ahşap, kalem işi, alçı, maden gibi akla gelebilecek her türlü bezeme tekniği ile baştan aşağıya tıpkı bir saray gibi özenle bezenmiştir.  Bu tarz bir çalışma aynı zamanda dönemin siyasal ve ekonomik gücünün bir yansımasıdır. 1402 Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezıd’ın Timur karşısındaki yenilgisi Osmanlıda bir kargaşa dönemi başlatmıştı. Timur ve ordularının yaklaşık sekiz ay süren işgalinden sonra Anadolu’yu terk etmesini izleyen ilk on yıl Yıldırım Bayezıd’ın oğulları arasındaki taht kavgaları ile geçmiş ve nihayet I.Mehmed’in gücü tek elde toplaması ile kargaşa son bulmuştu. Bu Osmanlı devletinin adeta ikinci kuruluşuydu ve  I. Mehmed gücünün günümüze kadar yansıyan gösterişli bir simgesi olarak Yeşil Külliyeyi inşa ettiriyordu. Büyük bir yenilgi ve arkasından gelen karanlık döneme rağmen Anadolu ile Semerkant arasında kültürel bağlantının oluştuğu ve beraberinde bazı gelişmeleri de getirdiği görülmektedir.
 
Türk İslam Eserleri Müzesi


Yeşil Caminin batısında bulunan ve günümüzde Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan 1419 tarihli Yeşil Medrese plan olarak Anadolu Selçuklularının açık avlulu medreselerinin bir devamı niteliğindedir. Medrese, yaklaşık kare planlı bir avlu etrafında sıralanan bir ana eyvan/dershane ile iki yan eyvan, 13 hücre/öğrenci odası ve bir tuvaletten oluşur. İnşa malzemesi taş ve tuğladır. Açık avlulu, dört eyvanlı medrese tipinin uygulandığı yapıda, ortada mermer havuz bulunan avlunun güneyine, dışa kare biçiminde çıkıntı yapan dershane eyvanı; kuzeyine giriş eyvanı; doğu ve batıda ise hücrelerin arasına birer küçük yan eyvan yerleştirilmiştir. Medresenin avlusu ana eyvanın bulunduğu güney bölüm dışında üç yönden revakla çevrilidir. Sivri olan revak kemerleri, devşirme sütunlarının üzerine oturur ve revak birimlerinin çoğunun üzerinde kubbeler bulunur.  Diğerlerinden daha geniş tutulan yan eyvanlar ile giriş eyvanına isabet eden revaklar ise, dilimli kemerleri ve çapraz tonoz örtüleri ile diğerlerinden ayrılarak avludaki dört eyvanlı kurgunun algılanmasını kolaylaştırır. 
Osmanlı eğitim hayatında çok önemli yer tutan ve Bursa Sultanisi ismiyle meşhur olan bu medresede Mehmed Şah Fenari, Yusuf Bali Fenari, Aleaddin Ali, Molla Yeganzadeler ve Molla Hüsrev gibi alimler müderrislik yapmışlardır. 


Müze Teşhiri


Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi restorasyon çalışmaları sonrasında yeni bir teşhir ile 24 Aralık 2020 tarihinde açılmıştır. Müze pazartesi hariç her gün 10:00-16:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. 


Medresenin öğrenci odaları, eyvanları ve bahçesi teşhir mekanları olarak kullanılmıştır. Giriş kapısında, müzenin ilk açılış tarihine ait mermer müze kitabesi yer alır. Kitabede Bursa Müzesinin H.1320 M.1904 tarihinde Müze-i Hümayun Şubesi olarak açıldığı yazmaktadır.


                                   
Müzenin 1904 tarihli açılış kitabesi.  Haftaya bu yazı serimin 2. sini okuyabilirsiniz.