5.02.2021 19:27:00

2502

BURSA TÜRK İSLAM ESERLERİ MÜZESİ -2

Müzede Sasani, Emevi ve Abbasi sikkelerinden Osmanlı dönemine kadar birçok devlete ait sikkenin yer aldığı çok zengin bir teşhir bulunmaktadır.

İslami Sikkeler


 Müzede Sasani, Emevi ve Abbasi sikkelerinden Osmanlı dönemine kadar birçok devlete ait sikkenin yer aldığı çok zengin bir teşhir bulunmaktadır.  Ayrıca Pirinç Hanı Definesi ve Küstü Definesi bu bölümde sergilenmektedir. 


Sikke bastırmak İslâm dünyasında bağımsızlığın ve egemen bir güç olmanın sembolü olarak kabul edilmiştir. Devletin başına geçen hükümdarın kendi adına sikke kestirip hutbe okutması âdetten sayılmıştır. İslâmiyet’in ilk yıllarında tedavülde bulunan ve uluslararası geçerliliği olan Bizans ve Sâsânî sikkelerinin kullanımı devam etmiştir. Arap-Sasani, Arap-Bizans tarzında sikkeler halife Ömer dönemiyle birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Emevî Hükümdarı Abdülmelik b. Mervân zamanda  M.697 tarihinde basılan altın sikkeler gerçek anlamdaki  ilk İslami sikkelerdir. İslami sikkede kaligrafi ön plandadır, resim / tasvir yer almaz; onun yerine hükümdarın adı, ünvanları, sıfatları ile dualar ve kelime-i tevhid gibi dinî ibareler, darp yeri ve senesi bulunur. Ancak Selçuklular ile Artuklular, Dânişmendliler, Hârizmşahlar, Zengîler, Bâbürlüler, Saltuklular, Mengücüklüler gibi Türk beylikleri bu geleneğin dışına çıkarak sikkelerinde resim de kullanmışlardır. Anadolu Selçukluları’nın ilk sultanları zamanında Anadolu’da Bizans ve diğer İslâm devletlerinin sikkeleri tedavüldeydi. Daha sonra Selçuklu tarzı insan ve hayvan tasvirli altın, gümüş ve bakır sikkeler basılmaya başlanmıştır. Sikkelerin üzerinde Mühr-ü Süleyman, şir-i hurşid, çift başlı kartal, bağdaş kurarak oturmuş hükümdar tasvirleri, süvari tasvirleri, yazı olarak; sultanın adı, ünvanları, sıfatları, âyetler, kelime-i tevhid, besmele, dua ve niyazlar yer almıştır. 


Osmanlı döneminin esas para birimi gümüş akçedir. Akçelerin bir yüzünde genellikle dua yazıları, darb yeri ve senesi, diğer yüzünde ise sultanın ismi ve ünvanları görülmektedir. Orhan Gazi dönemiyle birlikte Bursa başta olmak üzere Amasya, Serez ve Ayasoluk’ta bulunan darphaneler faaliyet göstermiş, çeşitli kalıplarda akçeler basılmıştır. 


 Mangır denilen bakır sikkelerin ilk örnekleri l.Murad dönemine aittir. Osmanlı mangırlarında yazı ile birlikte çok çeşitli nakış motifleri kullanılmıştır. 
Fatih Sultan Mehmed döneminde 882 (1477-78) tarihli “Sultanî” olarak adlandırılan altın sikkeler Kostantiniye’de (İstanbul) basılmıştır. Sultanilerin üzerinde sultan ünvanıyla kendi adı, han ünvanıyla babasının adı, darp yeri ve senesini belirtir yazılar yer almaktadır. 


                        
Sultani, ağırlık: 3,5 gr, çap: 20 mm


Ön yüzü: Sultan Mehmed bin Murad han azze nasrühü Kostantiniye duribe fi 882  ( Allah onu aziz yardımları ile galip kılsın), 
Arka yüzü: darib-ün nadri sahib-ül izzi ven nasri fil-berri vel-bahr  (altını basan denizde ve karada Allah’ın yardımına layık, kudret ve zafer sahibi)
Sikkelerinin ölçüsü ve üzerindeki ünvanlar  II.Mustafa döneminde tuğra konuluncaya kadar çoğunlukla bu tarzda basılmaya devam etmiştir. 

   
            Küstü Definesi                                                            Venedik dükası


Bursa yüzyıllar boyunca Avrupalı tüccarların ham ipek, kumaş ve boya satın almak için geldikleri bir şehir olmuş, alışverişlerde kullanılan kıymetli paralar ise Osmanlı altınlarıyla beraber çoğunlukla Venedik dükaları olmuştur. Küstü Definesinde bir arada bulunan Kanuni altınları ve Venedik altınları Bursalı bir tüccara ya da buraya ticaret için gelen yabancı bir tüccara ait olmalıdır.