8.06.2024 22:03:00

5469

CİZRE'Yİ GÖRMEK İÇİN 10 SEBEP

CİZRE'Yİ GÖRMEK İÇİN 10 SEBEP

Cizre’yi görmek için 10 sebep

Hz. Nuh as’ın şehri olmakla ünlenen Şırnak ilinin 6 ilçesinden biri, devrin en önemli ilim ve kültür merkezlerinden Cizre’yi geçtiğimiz ay iki kez görmek, gezmek ve ziyaret etmek nasip oldu. Vaktiyle bugün il merkezi olan Şırnak’ın da kendisine bağlı olduğu Cizre’nin, İslam kültür tarihinde ne kadar önemli merkezlerden biri olduğunu bir kez daha anladım. 
Ömrümde ilk kez görmek nasip olan Cizre’ye ziyaretin 10 önemli harekete geçiren noktasını not aldım.

1.Tarihini keşif

İnsanlığın ikinci atası olarak kabul edilen Hz. Nuh (as) ve oğulları tarafından tufan sonrası kurulduğu kabul edilen Cizre, öncelikle bir peygamber türbesinin kendisinde olmasının değerine haizdir. Bölgede hüküm sürmüş milletlere (Medler, Babil, Asur vs. ) ait yazılı ve görsel kaynaklarda tufandan bahsedildiği dile getiriliyor.
Arapça Cezire (ada) kelimesinden geldiği bilinen ilçe adının, içinden geçen Dicle nehrinin burada adayı andıran görüntüye sahip olmasından kaynaklandığı, 6. yüzyıldan itibaren Cizre adıyla anılmaya başlandığı söyleniyor.
Hz. Ömer zamanında (639) İslam hakimiyeti altına giren Cizre, 1627 yılından itibaren de Osmanlı Devleti topraklarına dahil olmuş. Milli mücadele döneminde Fransızlara karşı direniş göstermişler, istilacılar halkın direnişi ve silahlanmasını görerek işgalden vazgeçmek zorunda kalmışlar.                                                                                      

2.Coğrafyayı tanıma ve müşahede

Dicle nehri, Cudi, Gabar ve geniş bir dağlık bölge görmek ve keşfetmek isteyen buraya gelsin diyebilirim. İlçe rakımı düşük olsa bile il merkezi 1650’leri bulan bir rakıma sahiptir.

3.Gabar’da petrol ocakları

İlçe dışına çıkışta muhtelif petrol ocaklarına dair yön levhaları sizi karşılar. Ülkeniz adına duyduğunuz derin sevinç ve iftihar, yüzünüz ve gönlünüzü kaplar. Bir vatandaş ‘Batman’ı petrol kalkındırdı. Gabar petrolü de Şırnak’ı ihya edecek, diyor. Halen 37 ocakta TPAO öncülüğünde üretim sürerken yıllık 100 bin varil üretim hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediği yetkililerce ifade edilirken, sondajları devam eden 47 ocağın önümüzdeki yıl içinde devreye girmesiyle yıllık hedefin çok daha artacağı dile getiriliyor.

4.Nuh (as) Kabri, Nuh Nebi camii ve İsmail Ebu’l-İz El-Cezeri Türbesi

Avlusunda İnsanlığın 2. atası kabul edilen Nuh as’ın türbesinin de bulunduğu caminin bahçesinde medfun  hem bir peygamber kabri ve hem de Artuklu döneminde (….) yaşamış sibernetik alanın kurucusu kabul edilen, fizikçi, robot ve matrix ustası bilim insanı “İsmail Ebu’l İzz  El-Cezeri”yi (d.1136-ö.1206) ziyaret ediyorsunuz. Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde, saat, su makineleri icat eden ilk bilim insanı olan Cezeri’nin yaptığı otomatik makineler günümüz mekanik ve sibernetik bilimlerinin temel taşlarını oluşturduğu, bu dahi alimimizin ilk robotun mucidi olduğu bilim adamlarınca dile getiriliyor.
Bu arada Ağrı dağında bizim çocukluğumuzdan beri batılılarca Nuh’un gemisine ait kalıntılar arandığı veya kısmi alet edevatın bulunduğuyla alakalı haberler okuduğum aklıma geliyor. Eğitimci M.Ali Abakay Cudi’yi es geçip Ağrı dağında arama yapanların gayretlerinin ilk hedefinin Kur’an’daki ifadenin doğru olmadığını isbata çalışmak ve Rusların çalışmalarını takip etmeye matuf olduğunu kaydediyor. (M.Ali Abakay, Şehir Araştırmaları Merkezi facebook hesabı, 19.2.2021)

5.Kırmızı Medrese ve türbeler

Tuğlalarının kırmızılığı bariz bir şekilde öne çıktığından olmalı kızıl medrese de denilen Kırmızı Medrese ve külliyesini ‘1508’de Cizre’yi Akkoyunlular’dan geri alan Cizre Beyi Emîr II. Şeref’ inşa ettirmiş.
Nuh as. Kabri ve camisine birkaç yüz metre yakınında Devrin üniversitesi sayılan bu külliye en maneviyatlı alanlardan biri. Ücretsiz çay ve su sebili bulunuyor. Vaktiyle muhtelif ilimlerin talim edildiği hücrelerde bir miktar oturup ders ve ilim havasını soluklayabiliyor ve kitap okuyabiliyorsunuz. Küçük bir camii de ve altında türbeler bulunan medresenin 14.yy’ın ilk yarısından günümüze ulaştığı kaydediliyor.

6.Köprü ve Kale

Dicle nehri üzerindeki köprü ve kenarında kurulmuş kale de en önemli ziyaret mekanlarındandır. Dış kale ve iç kaleye sahip yapı Roma ve Bizans döneminden itibaren muhtelif devirler yaşayarak kalıntıları zamanımıza kadar gelebilmiştir. Bürücek köprüsü de yıkık

7.Hamidiye Kışlası

Sultan II. Abdülhamit döneminde buraya tayin edilen Cizre Miran Aşiretleri Reisi Mustafa Paşa (Mısto-i Miri) tarafından Cizreli ve Midyatlı taş ustalarına yaptırıldığı belirtiliyor.

8.Evler- mezarlık

‘Ensari Evi, Katip Yusuf Evi ve Mehmet ağa kasrı gibi tarihi evler ile tarihi mezar taşları bulunan mezarların da bulunduğunu belirtelim.

9.Cizre Ulucami

İlk yapısı hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak üzerindeki 8 adet kitabeye göre, Musul Atabekleri döneminde (Miladi 1155-1160) yıllarında yapıldığı, 1203 ve 1284 yıllarında ise tamir edildiği belirtilmektedir. En son onarım 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılmıştır. Bugün İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesinde bulunan metal kapısı üzerindeki ejder figürlü kapı tokmakları yapının ününü arttıran önemli unsurların başında gelmektedir. Halen ibadete açık olan Cizre Ulu Cami bölgenin en önemli karakteristik yapılarından biridir.
Ulu cami kapısı üzerindeki ejderler ve işlemeleri İsmail Ebul-iz Bin Rezzaz El-Cezeri yapmıştır.

10.Mem-u zîn türbesi

Mem-u Zin Türbesi ise Abdaliye Medresesinin idare odalarının altındaki bodrumdadır. Kerem ile Aslı, Leyla ve Mecnun gibi Mem-u Zin de (Mem ve Zin arasında) içinde ilahi aşk olan (1450-1451) yıllarında (Cizre Beyliği 1260-1627 döneminde)yaşanmış bir aşk hikayesidir. Hikayeyi beyitlerle anlatan Ahmed-i Hani burada değil, söylendiğine göre Van Bahçesaray’da medfundur.