8.07.2023 20:24:00

CUMHURİYETİN 100. YILINA MEKTUP YAZDINIZ MI?

CUMHURİYETİN 100. YILINA HİÇ MEKTUP YAZDINIZ MI?

Cumhuriyetin 100. Yılına mektup yazdınız mı?

21 yıl önce ikibinli yılların başında Milli Eğitim bakanlığı tarafından (2002, Bakan Metin Bostancıoğlu zamanında) Cumhuriyetimizin 100. Yılı olması münasebetiyle ‘2023 Yılına Mektup’ kampanyası başlatılmıştı. 
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı arasında yapılacak müracaatların PTT şubeleri aracılığıyla gerçekleştirileceği ve ilgili kurumca (Değerli Kağıtlar Depo Müdürlüğü’nce özel kutularda) muhafaza edilip zamanı gelince yani Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü olan 29 Ekim 2023 tarihinde dağıtılmaya başlanacağı belirtilmişti.
Diğer gönderilerle karışma olmaması için istenilen kişiye yapılan bu ‘kayıtlı gönderi’lerin 100.yıl olan bu yılki Cumhuriyet Bayramı’nda ilgili kişiye teslim edilmesi bekleniyor.
Benzeri bir kampanya da 23 Ekim 1986 tarihinde ''2000 Yılına Mektup'' adıyla gerçekleştirilmişti.

Kampanyada hedef ne idi?

Ailesine, arkadaşına ya da bir devlet büyüğüne söylemek isteyip de söyleyemediği bir şeyleri olan, ya da ilginç bir mektup ile onları şaşırtmak isteyen herkes, “2023 yılına mektup kampanyası” na iştirak edebiliyordu. Özellikle Milli Eğitim kampanyası olduğu için okul yönetici, öğretmen, öğrenci ve velileriyle tüm personel ve bakanlık mensuplarının iştiraki teşvik ediliyor, kampanya amaç ve hedefi şöyle belirtiliyordu:
‘2023 yılı aynı zamanda ülkemizin uzun vadeli gelişme stratejisinin de son tarihidir. Amacımız, bu tarihe kadar Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaktır. Bu kapsamda Cumhuriyetimizi 21. Yüzyılda kültür ve uygarlığın en ileri aşamasına taşıyarak; O’nun dünya standartlarında üreten, gelirini adil paylaşan, insan hak ve sorumluluklarını güvenceye alan; hukukun üstünlüğünü, katılımcı demokrasiyi, laikliği, inanç, vicdan ve düşünce özgürlüğünü en üst düzeyde gerçekleştiren etkili bir dünya devleti olmasını sağlamaktır’

İsteyen geri alabilecek veya adres değiştirebilecekti

‘Kampanya için sadece yurtiçinde teslim edilmek üzere PTT merkezlerinde satışa sunulan zarflar, 2 milyon lira karşılığında satılacak. Mektup zarfları satılırken beraberinde 1 adet “geri alma ve adres değiştirme” kartı verilecek, teslim tarihine kadar olabilecek değişiklikler, bu kartların boş yerleri doldurularak postaya verilmek suretiyle yapılacak’tı.

Şayet Mektup yazılan kişi ölmüşse

Devrin arşiv haberlerinden öğrendiğimize göre mektubun gönderildiği kişi ölmüşse mektup, ölen kişinin mirasçılarından birisine teslim edilecekmiş. Mirasçı bulunamazsa veya mektubu almayı kabul etmezse mektup, göndericinin adresine geri gönderilecek. Gönderici de bulunamazsa mektupla ilgili nasıl bir işlem yapılacağına, 1 yıllık yasal bekleme süresinin bitiminde karar verilecekmiş.
(http://arsiv.ntv.com.tr/news/137641.asp; http://mevzuat.meb.gov.tr/dosyalar/1382.pdf; 
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/2023-yilina-mektuplar-56532)

Katılmadığıma hayıflandım

Kişilerin duygu ve düşüncelerini, hayallerini sevdikleriyle Türkiye’nin geleceğine taşıma projesine ben katılmadım. Adıma birisi bir gönderi yaptı mı onu da bilmiyorum. Hatırlayınca kendi kendime hayıflandım, yazan veya yazılan taraflardan biri olmayı çok isterdim.
Yazdığınız 21 yıl önceki mektubu bugün almak, o devrin şartlarında yazılmış umutlar, hayaller, hedefler ve beklentileri bugün bir kez daha okumak keyif verici olurdu. Hakeza sevdiğiniz birinden bu sene maziden hatıralar yüklü böyle bir almak da öyle.

Katılsaydım ne yazardım acaba?

Şimdiden geriye o günlere bakmak güzel de o zamandan henüz yaşanmamış bugünlere bakmak daha anlamlı olurdu her halde. Hayalen o günlere gidince iki öğrenci velisi olarak bu kampanyaya katılsaydım, faraza çocuklarıma veya eşime bir mektup yazsaydım neler kaleme alırdım acaba diye düşünmedim değil. Geriye dönüp kestirmek güç ama o günden bugünlere bakışımı merak ettim.
Çocuklarımın mürüvvetini, nerelerde nasıl yaşadığımı, hangi şartlarda bir ülkeye kavuşacağımı bilemezdim tabi ama o günlerden bu günlere bakış, özlem, hayal nostaljisi hayaller ve gerçekler sağlaması güzel bir hatıra olurdu. 21 yıl önceki o devrin şartlarında nelerden müşteki olurdum, hangi sorunları dile getirirdim ve 100.yılda neleri hayal ederdim acaba?

Hayallerimi zorladım

Madem o günlerden bu günlere bakamıyorum; o fırsatı kaçırmışım ama bugünden o günlere yani kampanyanın ilan edildiği 2002 yılına hayali kısa bir yolculuğa çıktım: 
-O günler Milenyum başlangıcı. Bu kelimenin literatürümüze yeni girdiği yıllardı.
-Afyon’da 6 büyüklüğündeki depremde 44 kişi öldü, 622 bina hasar gördü, 318 kişi yaralandı
-Ekonomik kriz, banka soygunları (7), AB uyum yasaları, Susurluk davası haberleri
-Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Genel Kurmay başkanı: Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu idi.
-Hükümet: 57.hükümet / 5.Ecevit hükümeti / Anasol-M (DSP-ANAP-MHP) hükümetiydi. Devrin başbakanı Bülent Ecevit’in başbakanlık merkez binasında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılması gündeme oturmuştu. (4 Mayıs)
-MHP lideri Bahçeli’nin 3 Kasım erken seçim startını vermesi (7 Temmuz),
-DSP’den 7 bakan 63 milletvekili ayrılarak Yeni Türkiye Partisine geçmesi (22 Temmuz)
-Genelkurmay başkanının restleştiği, Ankara DGM savcısı Nuh Mete Yüksel’in TCK’nın en ağır suçundan (Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüsü düzenleyen ve cezası idam olan 146/2’den) soruşturma başlattığı,  yaptığı Anadolu gezileriyle halkı etkileyen ve siyasetteki dağınıklığı toparlayacağı görülen,  yıllar hatta 10 yıl öncesinde yaptığı konuşma kasetleri çıkartılarak önü kesilmeye çalışılan, kendisinin ‘bu kasetler bizi iktidara taşıyacak’ öngörüsünde bulunan R.Tayyip Erdoğan başkanlığında yeni kurulan Ak Parti, yapılan erken genel seçimde tek başına iktidara geldi. (%34) Şimdi 100.yıl ve 2023’e mektup yazma kampanyasının başladığı 2002’de göreve gelen siyasi yapı işbaşında.
İtiraf ediyorum, mektup yazsaydım, bugünleri göremezdim!