DEĞMEN YARAMA!
Son bir aydır eksik gedik tamamlamak adına beş şirket, on usta kovalarken, iş ahlakı üzerine ‘Halka hizmet, Hakka hizmettir’ düsturlu değerler eğitimine ‘Ne yaparsan yap, en güzelinden yap’ kalite standart etiketini tekrar tekrar dizayn ettim durdum da sonunda tasarım harikası modelimi hak edecek ne bir yetkili ne de çözüme odaklı bir eleman bulamadım. İş ve hizmet prensibi henüz tam oturmamış işletmelereve şirketlere ithafen, ‘Yeter artık!’ girişli, ‘Bu ne ya?’ gelişmeli ‘Pes doğrusu!’ sonuçlu günlük kompozisyonlarımı kendi sesimden ilk sesli kitabıma kafamın içinde okudum da okudum.
Aynı müessesenin farklı telefon numaralarından, aynı ‘Alo, buyrun!’ sesli kişisine dertli, ısrarcı, acil çözüm arayan bendenizin ‘Yetkili biri yok mu orada?’ serzenişleriyle bilmem kaç kez sıkıntı yaratan ürün problemini en baştan tekrar tekrar anlattım da anlattım.
Aynı kuruluşa hizmet eden değişik birimlere resmi ya da gayri resmi, yazılı, olmadı sözlü, o da olmadı araya Tüketici Derneği’ni koyarak yaptığım başvurularım esnasında yaşadığım içsel değerlendirmeleri, sessizce, güya kendimce verdiğim üslup derslerini; söz konusu insanken, uyduruk malzemenin fahiş fiyatla sektördeki satışından duyduğum üzüntüyü zaman bana unuttursun inşallah. Yoksa akış içinde tekrarı her an mümkün olabilen firma kaynaklı mini, orta dereceli, bazen de büyük problemlerin oldukça basit çözümlerini kaliteli yaşam, kaliteli iş, kaliteli insan üçlüsü adına hepimiz hak ediyoruz.
Bu bağlamda, yaşı kaç olursa olsun, ‘Ne saklanılacak bir yerin olduğu ne de saklanacak, sobeleyecek bir kişinin olmadığı kişisel huzur alanınızda kendi kendinize saklambaç oynamanın kimseye faydası yok’ mantığını kavramış, varlığıyla güçlü, birliğiyle emin, duruşuyla dik, bakışıyla pırıl pırıl, çok renkli, bol deneyimli, okur, yazar, çizerler sarsın etrafımızı; kalem, kitap, klavye düşmesin elimizden, yeniye hep yeniye, daima güzele, en güzele, insanlık adına yararlıya daima yararlıya bilimin ışığında ulaşmak tek hedefimiz olsun.
Ağzından bal damlayan, çalışkan arıların petekleriyle dokunsun yaşam mizansenimiz, vızıltılarıyla şenlensin tekdüze dünyamız; bilim, ilim, sanat, müzik, spor ile aydınlansın kara gündüzlerimiz.
Farklı fikirlerin saygıyla karşılandığı, erdemli bireylerin yüzlerindeki tebessümün gözlerindeki ışığa dönüştüğü, mutluluktan keyif şarkılarının, 9/8’lik türkülerin söylendiği, saygıda kusur edilmediği, kişisel hırsların ön planda olmadığı, sende olan fazlanın başkasındaki eksiğe derman olduğu anlarda buluşmanın keyifli mutluluğu yapışsın üzerimize, bir daha da hiç çıkmasın.
Kulağı, gözü, ağzı kapalı figüranların çektiği ezbere teorik öğretili yaşam senaryolu filmlerin izlettirilmesinden yankılanan veryansınların yerine geliştirici, eleştiriye açık, özgün başrollerin kendi biricik olgun kişilikleri rehberliğinde kaleme aldıkları kişiye özel kutsal hayat kitaplarının sayfalarını çevirirken bir bir, duyulan heyecanın ruhumuzu, okur rolünü üstlenen ilkeli ve erdemli toplumun huzurlu dünyasından yükselen kahkahaların da kulaklarımızı çınlatması dileği ile...
Sağlıcakla, hoşça kalalım; üstünlüğün mevkide, cepte olmadığı, kıldan ince, kılıçtan keskin sıratında sayılı gece gündüzlerinde yol alırken B’nin noktasının sırrını kavrayabilmek adına ayrı bakmadan, farklı görmeden doğru düzgün mana dolu notalar yağsın üzerimize çisil çisil göklerden, her daim baharı muştulasın ÖZündeki GÜNeş!
MÜZİK YAŞATIR! AYdınlık bugünlerde GÖRüşmek üzere!
