DEVRIM SENIN YÜREĞİNDİR KADIN
İnsanlığı kadın-erkek diye ayıran zihniyetlerin açtığı en ağır yaradır yok olmuşluk.
Adını anlamını yas tan almış bir tarihi kutlama tadında geçirmeyi eminim hiçbirimiz sindiremeyiz yüreğimize aklımıza.
Bugün doğurduğumuz insanlığın zulme maruz kalması, aşağılanması, örselenmesi, öldürülmesi, hakir görülüp ezilmesinde sorumluluğumuz yok mudur ki?
Kimliğimizi kimseden almadık kimseye minnet edecek riyakarlığa gerek yoktur. Ama anlamını yüceltmek hakkımızı savunmak için kenetlenmeye ihtiyacımız vardır.
Kahkahamızı müstehcen gören anlayışa benliğimizin en güzel bahar gülüşleri bırakmalıyız.
Değerli kadınlarımız, giderek artan yaslar içinde burkulurken içimiz tepkilerimiz kenetlenemiyor.
Kirli sistemlerin kazançlarını bedenimizi alet görerek elde etmelerine yükselmeli sesimiz, bugün toplumumuzun her mecrasında kazanç malzemesidir kadın. TV programlarının, galeri merkezlerinin afişe anlayışına dur demeliyiz önce. Kimliğimizi sermaye çirkinliğinden kurtarmalıyız. İnançlarımızı birkaç mt kumaşın kazancı uğruna kirletenlere dur demeliyiz.
Yaşamı doğuran kadınsa yaşamın merhamet sevgi saygı anlayışıyla barış ortamında özgürce yaşama alanlarını da var etmelidir, aksi düşünülemez ki köleliği savunan zihniyetin köle olacağı günleri yakındır. insanlığımızı bozuyorlar. kadına uygulanan baskı ve işkenceler kadının doğasını bozmakta güzelliğini kaybettirmektedir.
İçsel özgürlüğünü kaybeden hiçbir bireyin yaşama şansı kalmayacağı gibi ömrü zehirlenip sakatlanmaktadır. Uygulamalarla ve söylemlerle kadınları saldırganlaştıran anlayışların, zerafetiyle anaçlık merhametliye çekmelidir kadın kulağından. kopya kadınlar değil kendi benliğimizle varoluş sembolüne dönmelidir varlığımız. Gerçek özgürlük bu noktadan doğacaktır güneş gibi.
Ne dayatılmış zorbalıklara teslim olacak bedenimiz, ne de lütfedilmiş yapay özgürlük anlayışlarını benimseyecektir aklımız.
Bizler bu vatan üzerinde kadını erkeği ayırmaksızın, insanlığıyla Halide Edip Adıvar, Kara Fatma Analarımız gibi omuz omuza direniş göstermiş tarihimizin analarının ruhu ve selamıyla duracağız yarına.
Köleleşmeden, eğilmeden tarihin yazısını yazan Anadolu Kadını kimliğinin el yazısıyla özgürce aklı ve vicdanıyla, merhamet ve sevgisiyle, aydınlığa tam olan inancı ve umuduyla atacağız imzamızı.
Bizler, yaşamı yüreği ve emeğiyle ören kadınlar, kadınlar günü insanlığa giden yolda bir adım daha yol alsın ve insanlığın aydınlığın umudun ellerinden tutsun.
Nazım’ın dizelerine, Karacaoğlan'a, Yunus Emre ye Aşık Veysel e yürek yaktıran Anadolu kadını ayağı kalkmak zorundasın,
Yürümek aşmak zorundasın,
Çalışmak üretmek direnmek zorundasın. Devrim senin yüreğindir.
Çünkü sen çağdaş ilkelerle insan yetiştirme sorumluluğunu üstlenmek zorundasın.
Hepimizi, ülkemizi yasa boğan, çalışma ofislerinde, sokakta, evinde, yetiştirme yurdunda, hapishane de, okul yolunda, her türlü insanlık dışı şiddete , utanca maruz kalan kadınlarımıza, kızlarımıza yapılan şiddeti ve bu şiddetin destekleyicilerini kınayarak selamlarım dizelerimle sizleri.
Sen ki bilirsin kır çiçeklerini
Hangi rüzgar dağıtırsa dağıtsın
düştükleri yerde yeniden çoğalırlar
Taşlara taşça sorarlar
Toprağa toprakça
Koysan sığmazlar saksılara
Gün gelir
Bir gün özgürlük renginde yeniden açılırlar bahara
(ss)