26.07.2021 12:02:00

647

DÜNYA DÖNÜYOR

SENİN DÖNMENE GEREK YOK

DÜNYA DÖNÜYOR, SENİN DÖNMENE GEREK YOK

 

                Otuz üç yıldır yaşıyorum. Öyle büyük büyük tecrübelerim yok belki, ancak artık erdemin, hayânın, şerefin bu coğrafya insanları için beş para etmez değerler olduğuna kanaat getirecek kadar gördü görmez olası gözlerim. Bu ülkede tüm insan ilişkilerinin özeti marketten alış veriş yapmakla eş değerdir. Yani her şey parayla satın alınabilir ölçütünde zihinlerde yer buluyor artık.

                Şiddet eğilimi olan biri “Asabi Çocuk” diye nitelendiriliyorken, Çulsuzsa          “Hasta” damgası yiyor. 13 yaşında kız çocukları (Üstelik Kendisini Aydın sanan Ailelerin çocukları) hayallerinde çok yakışıklı, zengin erkek çocuklarının karısı olmayı kurguluyor.

                Bir ruhunuzun olması artık bu yüz yılda sizi zarif bir insan değil de sadece sizi ayak bağı yapıyor. Bir kadın bedenini 100 liraya satarsa “Kötü Kadın”, 10 bin liraya satarsa “Ticari Zekâ” oluyor. Manukyan’dan bile bu gün hala hayranlıkla bahsedenler sizce kaşına gözüne mi hayran? Yoksa “Genelev Patroniçeliği” ile kazandığı parayla Şişli’nin yarısından çoğuna sahip olmasına mı hayran? (Manukyan Hayranlarının çoğu kendini çok ahlaklı zanneden insanlardır)

                Boş kibirin adı Özgüven oldu zaten, kim yaptı bunu da hala bilemiyorum üstelik insanlara kendinizi 100 yıl boyunca da kanıtlasanız bir çıkarcı kadar sevilip, bir çıkarcı kadar saygı göremiyorsunuz. Tüm bunları anlayamıyorum diyeceğim ama aslında çok da iyi anlıyorum ancak anlamak da artık çok can acıtıyor.

                Yaşadığımız bu dönemin müstakil bir mesleği haline gelmiş onursuzluk karşısında nasıl tavır takınmalıyım bilemiyorum. Üstelik onurlu olmanın bana ilişkisel anlamda kattığı hiçbir şeyde yok. Ya bu dönemin onursuzluğuna karşı revize olacağım ya da bu diyardan göçeceğim.

 

EDA ÖZTÜRK