Dünya Nüfus Günü’nde Dünya nereden nereye?
Her yılın 11 Temmuz günü duyarlılığı artırmak ve farkındalık oluşturmak maksadıyla Dünya Nüfus Günü olarak 35 yıldır kutlanıyormuş. Etkinlik, ilk defa 1989 yılında BM (Birleşmiş Milletler) Kalkınma Programı tarafından düzenlenmiş ve Dünya nüfusunun 5 milyara ulaştığı tarih olan 11 Temmuz 1987 günü Dünya Nüfus Günü ilan edilmiş. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Dünya_Nüfus_Günü)
Alman bilim adamlarına göre ‘M.Ö 5000 yılında gezegenimizde 20 milyon dolayında insanın yaşadığı’ 1600’lerde yarım milyar (500 milyon) civarında olan dünya nüfusu ‘Sanayi/Endüstri Devrimi (1760-1840) başladığında ise 700 milyon’a ulaşmış. Yani bir milyarın altında. (Grosser Weltatlas, Ansiklopedik Büyük Dünya Atlası, Hürriyet 1993 yayını, s.74) Yedi bin yıl önceki tahmini 20 milyon dünya nüfusu şimdi sadece Türkiye nüfusunun dörtte biri.
Milyarlık dünya ne zaman oluştu?
1825’te dünyanın bir milyar nüfusa ulaştığı belirtiliyor. Müteakip yıllarda 1900’lerde 1.6 milyara gelmiş ama 2 milyarı bulmamış. Nitekim 1910 verilerine göre dünya nüfusunun 1 milyar 670 milyon olduğunu da ülkemizde yayınlanan bir Salname’de (yıllık) görmüştüm (Ekrem Reşad ve Osman Ferid’in hazırladıkları 1911-12 yıllarına tekabül eden ‘1327 Sene-i Maliyesine (mali yılına) Ait Musavver (resimli) Nevsal-i Osmani’ adlı yıllık, s.261)
Kaynaklarda dünyanın 2 Milyar nüfusa 1930 yılında, 2 buçuk milyara 1950’de, 3 milyara ise 1960 yılında ulaştığı belirtiliyor. Ardından 10 yıllık periyotlarda dünya nüfusu 1970’te 3.7 milyara, 1980’de 4.4 milyara, 1990’da 5.3 milyara, 2000’de 6.1 milyara, 2010’da yedi milyara yaklaşıp 6.9 milyara ulaşmış. 2020 yılında ise 7.8 milyar olmuş. Zamanımızda dünya nüfusu 8 milyarı aşmış (8.118 milyon) görünüyor. (https://populationtoday.com/tr/#google_vignette)
Günde 100 bin artış
Dünya nüfusunda ölümlere rağmen ortalama günde 100 bin nüfus artışı yaşanıyormuş. Bu da yıllık 35 milyon artışa tekabül ediyor. Öngörülere bakılırsa Dünyamız tahminen 2030’da 8 buçuk milyar, 2040’da 9 milyara yaklaşacak ve 2050’de 9.7 milyara ulaşacakmış.
Artık bilim dünyasında nüfus artışına paralel olarak denizlerin üstünde de yerleşimlerin kurulması planlanıyormuş. (Weltatlas, s.79)
Nüfusu en kalabalıklar
En yoğun nüfusu yaşayan ülkeler Çin 1 milyar 439 milyon, Hindistan 1 milyar 380 milyon, ABD 331 milyon gözüküyor. Geçtiğimiz günlerde Hindistan’ın Çin’i geçtiğine dair bir haber de gündeme gelmişti. Çin’de nüfus artışı son 60 yıla göre ilk defa düşüş gösterdiği için 2023 ortalarında Hindistan’ın bu ülkeyi geçerek en kalabalık nüfusa sahip dünya ülkesi olduğu belirtilmişti. Türkiye ise dünyanın en kalabalık 18. ülkesi olduğu belirtiliyor.
(https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/dunyanin-en-kalabalik-ulkesi-unvani-bu-ay-degisiyor; https://www.dunya.com/gundem/turkiye-dunyanin-en-kalabalik-18inci-ulkesi-haberi-697600)
Nüfus planlaması veya dünya ne kadar nüfusu kaldırabilir?
Bilim adamları ve fütüristler arasında artan nüfusun dünyayı zora sokacağını ve bu kadar nüfusu kaldıramayacağını hatta nüfus planlamasını çözüm olarak ileri sürenler olduğu gibi içinde dünyanın trilyonluk nüfusu kaldırabileceğini söyleyenlerin de olduğu 65 ayrı tahminde bulunanlar yer alıyor. Ancak ekolojik denge ve adaletli gelir dağılımı sağlanması durumuna işaret ediliyor. (https://arkeofili.com/dunyada-en-fazla-kac-insan-yasayabilir/)
Covit dünya nüfusunu azaltmak için miydi?
2020 Mart ayında ülkemizde ağırlığı hissedilen ve etkisi yaklaşık iki yıl devam eden pandemi için hegemonik güçlerce dünya nüfusunu azaltmak maksadıyla başlatılan bir operasyon olduğuna yönelik mesnetlerle dikkat çekenler, hatta dünyanın değişik coğrafyalarında körüklenen savaş ve çatışmalara bu zaviyeden bakanlar olduğunu savunanlar bulunuyor, bunun bir komplo teorisi olduğunu ileri sürenler de. Nitekim tüm dünyadaki toplam kaybın 5 ila 15 milyon arasında olduğu ileri konuşuluyor. (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-61333377)
Yeni sorunlar
Nüfus artışı, endüstri ve sanayileşmenin artışıyla çevresel sorunların artması, iklim değişikliklerine, maden ocaklarının yer kabuğunda büyük deliklerin oluşturması, büyük çöp dağlarının yükselmesi, tarıma elverişli arazilerin azalması, yapılarda kat sayısını artırmak adına yüksek binaların çoğalması, betonlaşmanın artışıyla toprağın yağmur sularını zemin altına alamaması, sel ve su baskınlarının artması vb. gibi sorunlar da durmadan artış gösteriyor.
Dünya nüfusu mu değişik mahfillerden insanlığa uzanan nüfuz etkisi mi daha çok önemli yeniden düşünmek lazım! Kirleten, durmadan tüketen, yok eden materyalist zihniyetler mi, bencilliği/egoizması şişik kendisi durmadan kazanıyor gözükür ve sömürürken insanlığa ve dünyaya kaybettirenler mi?
‘Bilgisizlik, umursamazlık, kendini beğenmişlik, yeryüzü üstünde insan için de zararlı olan ve geri dönüşü bulunmayan yıkımlara yol açıyor.’ (Grosser Weltatlas’tan (s.78)Nüfus artışından ziyade insana yakışmayan bu kabil tavırların yaygınlaşmasından korkmak lazım.