3.07.2021 14:05:00

851

ES-SELÂM GÖNLÜM

ES-SELÂM GÖNLÜM

   ‘İnsan sosyal bir varlık/tır (mıdır?) ifadesi literatüre girerek teoride işlevselliğini yerine getirmiş, pratiği iki bacaklı, iki kollu, düşünebilen beyinli canlı türü olan bireyin kendi yöntem ve kişiliğine bırakılmıştır çoğu zaman. Çok uyumuş ya da uyanmak için sayıklama evresinde veya yeni uyanmış ama pat diye büyüyememiş, zihin ninnilerinin hoş senfonileriyle en derin rüyalarda egosunu kovalamakla vakit öldürmekten kendi hayatına dokunmaya bir türlü fırsat bulamamış milyonların diğer yaşamlara teması mümkün müdür? Tartışılır tartışılmasına da, sonuç: insan sayısı kadar varsayım, Soru 1: mı acaba? Cevabın: __________________________ .

   Sıradan bir günde, karşılık görmeden havada asılı kalan ‘Günaydınlar! İyi akşamlar!’ sesli mesajlarına ya iki göz kırpıştırmasıyla verilen ‘seni gördüm ama muhabbete gir(e)mem, benim için yeterli bu kapa aç’ anlamına gelen zoraki karşılıklar ya da başın aşağı kıvrılışının ardından dikili olduğu yerde iki omuz arasında tekrar yerini almasıyla son bulan aritmik, çift salınımlı dansı… İlk selâmın sahibine eziyet edeceği mantığına inanan bir zihniyet mi, ‘benden başkası bana yabancıdır’ düsturuna aşırı bağlılıktan mı, ‘benim merhabam yok, zaten işim de çok, kafamda sana yer de yok’un psikolojik baskısından mı bilinmez, birini varken görmemezlikten gelen şahsın içsel mesajının anlamını bilen, anlayan, çözen varsa, Soru 2: bilgi rica. Cevabın: __________________________ . Selâmı almayan bir kitle var ki, onlara akıl fikir zaten ermez. Soru yok. Yorumun: _______________________ .

    Bırak o yazar şunu demiş, beriki bunu, öteki de onu… Sen yazabildin mi kendi kitabını? Okuyabildin mi sana inenleri? İlk merhabayı diyebildin mi, ilk göz temasını kurabildin mi, ilk adımı atabildin mi iletişim kaynaklı ayrı bakmadan? Arkasından kahkahalar savurduklarının yerine koyabildin mi kendini? Nedenini sormayı deneyebildin mi veryansın etmeden önce? Uzlaşabildin mi kalbini çatlattıklarınla/çatlatanlarla? ‘Bana bir dakika ayırabilir misin?’ diyebildin mi kendinle yüzleşme yaratma adına? Çözümü kendinde arayabildin mi şikayet etmek yerine? Aslını astarını bilmeyi akledebildin mi atıp tutmaktansa? Çoklu soruya cevap içre cevap: ______________________ . İşin kitabını yazmış edasıyla irdelemeden, dinlemeye kulakları tıkalı, iletişime yüreği kapalı olanları, bi zahmet çocukluklarına doğru yolculuğa davet ediyorum. Bakış açısının şifalanması adına ‘Söz, her türlü yanınızdayım!’ desem de; yanında, arkanda, sağında, solunda olan tek kişi yine kendinsin, biricik insan. Tam da şimdi sivriliklerimizi törpüleme zamanı. Neden olmasın? Soru olsa da, yoruma kapalı.

   Ah can dostum! Soru içinde sorulara evetlerin hayırlarından fazla ise, güzel yüreğinden öperim seni. Ola ki tam tersi, derim ki ‘Geç olsun da, güç olmasın!’ özdeyişinin üzerine cuk oturduğunu kabule geçmekle ilk adımı at ve önce kendini gör, sonra kendini selamla kocaman bir merhabayla, ardından da sımsıcak kucakla. Zamanla zaten anlarsın, kişisel gelişim, dönüşüm, değişim başlıklı tüm modern zaman öğretilerinin insan uydurması olduğunu, susmayan baş gevezenin, nam-ı diğer oyun kurucunun hiç sevmediği, asla beğenmediği, kesinlikle onay vermediği can parelerinin senin büyümene, olgunlaşmana, erdemine hizmet ettiğini, ancak yaşamlardaki bu pratiğin kitaplarda yazmadığını.

 

   Şimdi Maslow’un piramidini tepe taklak etme zamanı. Tepe noktada yer alan ‘Kendini gerçekleştirme’nin açılımını ilk sıraya alarak sende yapacağı açılımları hiç düşündün mü?  Ya kendini bilmekle atılacak o ilk adımı?

   İnsanın insana hizmetinde kusur olmasın! Kusur bakışımızdan kaynaklanmasın! Göklerde arayıp bulamadığında değil, yerde burnunun dibindekilerde, Final sorusu: Allah’ın selâmını esirgediklerinde olmasın hikmet? Cevap verebilmek için: Kurtul önyargılarından, bitir kendinle küskünlüğünü, kurtul zihin kalıplarından,  vazgeç, canımın içi, takıntılarından.

    Akıl, vicdan, ilim, irfan sahiplerine, kendine gelenlere, olanı kendinden bilenlere, yazdıklarını okuduklarına şahit olanlara ES-SELÂM!  Yolculuğumuzda bize eşlik etmişler, edenler, edecekler, hoş gelmişler, sefa getirmişler.