AYŞEGÜL YILDIZ............ TUNA MAHALLESİ MUHTARI

Tarih: 07.02.2024 12:58

EVET YANILDIM...!

Facebook Twitter Linked-in

EVET YANILDIM….!

 

Kendime bile itirafım çok uzun sürdü…….

 

Kadınlarla yaptığımız uzun konuşmalar, yüreklerinin ta içinde kalan ,kendileriyle bile konuşmadıkları ortaya çıkmasınlar diye yalnız olmak istemeyen o  .. ADI OLMAYAN kadınlarımız.

 

Kadın çok önemliymiş. Binlerce kadın hayatını araştırdığımda, hepsinde bir dram gizli. Hepsi bir pişmanlık barındırıyor ama hiç kimse bunu aşmamış. Aşmaya çalışmamış. Öğrenilmiş çaresizlik var hepsinin gözünde. Herkes mücadele verenin hiç bir şey yapamadığını görüyor. Çünkü kadın namus timsali. Evden ayrılmak  istese ev bulamayacağını bilir.Kocasından ayrılsa ikinci şansınında aynı olma ihtimali yüzde yüz. Çocuğuyla nere sığınır. Baba evinden çıkan kadın geriye dönemez , dönse de kocasının  evinden daha kırıcı olurlar. Bunu çok iyi biliyorlar. Yediği ,içtiği, yattığı yer emenet. Biran önce barışsınlar. Kadın evde kızılcık şurubu içmiş gibi yapsın diye beklerler. Bazı aileler evlatlarını istemez. Oysa kadın evladı olmadan yaşayamaz .Artık o dünyada evladı  olmadan nasıl nefes alınır unutur. Her şey evlat varsa anlam kazanır. Kadının  ben de varım savaşında  savaştan bile söz edilmeyen ,kadının adının olmadığı doğudaki bir kadınımızın anekdotlarını  hepsindeki karşılığıyla paylaşacağım.

----Bir gün  oto garda annemi beklediğim bir gün rötar yapan otobüsün anonsunu duyunca  ücra bir yer arayıp kafamı koyacağım bir anda:

 

­__ Annecim simit güzel kokuyor dimi ?

DİLFİRUZ:

­­__Evet annem. Çok güzel kokuyor.

Büyük bir sessizlik. İkisi de sustu. Çocuk o kadar anlayışlı bir tavırla :

ÇOCUK:

__Üzülme annem. Çok acıkmadım.

DİLFİRUZ:  O KADAR SESLİ SUSTU Kİ   inanılmazdı

 

Üç simit aldım. Beraber yemeye başladık. Çocuğun o güzel masum annesine sahip çıkarcasına yiyişi beni çok etkiledi. Annesi ısırınca o da ısırıyordu, çok tatlıydı yavrucak. O tatlı gözleri hala aklımda  ve hala yazışıyoruz.  Çok tatlı bir çocuktu şimdi de çok tatlı bir genç kız. Hala yazışıyoruz .Annesi onunla can buldu. Kaldığı yerden devam ettiler anne kız. Başardılar yanıldıkları yerden devam etmeyi.

Dilfiruz üniversitedeyken  Heja ile tanışıyor. Okuduğu üniversiteni ek binasını yaparken tanışıyorlar. Heja  öğlen yemeğini ekmek arsı bir şeyler  çömelerek yermiş ve hep gözü Dilfiruz ‘daymış. Onu izlermiş hep. Hayranlıkla. Öyle güzel rahatsız etmeden izlermiş ki onu. Sabırla izlemiş. Aylarca. Dilfuruz gidiyor yanına. Onun orijinal hallerine bayılıyormuş. Konuşmaya kıyamıyormuş Heja. Dilfiruz’u çok sevmiş. Onu  öyle güzel sevmiş ki  gözleri anlatırken hala ışıl ışıl. Annesinin bütün ısrarlarına rağmen okulu bitirmeden ,yapılan onca baskıya rağmen bakıyor ki olacağı yok Hejay ‘a Iğdır'a kaçıyor. Ailesi yarım okulu yarım. O Hejayla Iğdır ‘a kaçıyor. Ailesi  dilfirua u hemen bağrına basıyor. Hemen bi oda boşaltıyorlar. Çok güzel zamanlar yaşıyorlar. Sanırım cinsel çekim ikisinin önceliği olduğu için uzun zaman güzel gidiyor. Etrafına bakamıyor Hejanın gözlerinden. Dağlar ,dereler ,evin altındaki ahır, minicik kediler, tavuklar. Herkes kımıl kımıl. Yer gök iş. Herşey ilgi bekliyor. Etraf canlı yumağı. Çiçekler ,böcekler ,bir sürü küçük bebeler. Ev bayağı kalabalık. Heja dokuz kardeş. Hepsi aynı evde. Ev  çok odalı ama yeterli değil. Olsun  Heja eve gelince erkenden odalarına gidiyorlardı. Derken  çok misafirler geldi. Herkes Dilfiruz’ u merak ediyordu. Güzeldi Dilfiruz. Şehirli okumuş  kız. Mektepli.  Herkes ona öyle derdi .Mektepli. Heja’nın  ailesi sevdi gelinlerini. Ona fazla işte yaptırmıyorlardı. Mektepli köy bilmez .Mektepli Tarla bilmez. Ev işlerini yap tamam yorma kendini mektepli. Heja eve gelmedi zaman zaman .Annesi kızardı ona. “Gavurun oğlu neredeydin “ kıyamadı mektepli  heja ya .Hemen içeri aldı. Olsun gelmişti ya .Hep  bir şeyler ertelenmeye başlandı. Heja  hemen normale döndü. İş güç .Yorgunluk. Sonra uyu. Zaten para kazanmak için gurbete gitmesi gerekiyordu. Nerede   inşaat varsa oraya. Annem oralarda yapamazsın dediği zaman anneme karşı çıkmıştım. Herkese kafa tuttum. Benim üstesinden gelemeyeceğim sorun, anlaşamayacağım insan yoktu sanki. Kendime çok güveniyordum. Balkondan bakarken  Hejayı üniversitenin inşaatındaki gibi çömelmiş sigara içerken gördüm. Birden bir yabancı gibi geldi bana.Heja aslında çok ilgisizdi.artyık hatyran hayran bakmıyordu sanki.   Beni yeteri kadar arzulamıyordu yada bana yetmiyordu. Benim tek istediğim ilgili bir eşti. Anneme dönmeye karar verdim. Terminaldeyim, anneme terminalde olduğumu söylemedim. Sadece geleyim mi diyebildim. Annem é ” sana yapamayacağını söyledim. Herkes söyledi. Dik kafalı gelirsin işte böyle” dedi. Yani bunu duymak bile çok kötüydü ve Iğdır a dönüş bileti aldım. Yanılmışım. Ben kendimle  yapamadım başta. Arzularımla yapamadım. Çok büyük bir sınavımla karşı karşıyaydım. Kendime yakıştıramadım başarısızlığı. Verdiğim kararın arkasında durdum ve Heja’nın yanında daha çok kendim olduğumu fark ettim. Daha  çok kendimim .Daha çok sevildiğimi hissetim.

DİLFİRUZ   hepimizin içinden biri. Hepimizden bir kesit. Evet yanılıyor insan .Umudu kırılıyor. Hayat acımasız tarafından vuruyor. Çok üşüyor insan.  Ahmet Kaya ‘nın dediği gibi .”dokunsan donacağım” dokunuyorlar  donuyorsun, içinde intihar ediyor bazı duygular.

 

NERDE KENDİN OLABİLİYORSAN ORDA OLMALISIN. Her şey siz yaşanır ama kendin olmadan asla. Evet hepimiz biraz yanıldık……


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —