GELELİM SADEDE VE CHP

Evvelsi gün 

“İNEGÖL CHP DE PERDE ARKASI VE ZEMCİ ŞAHİN’İN DURUŞU” başlıklı bir yazı kaleme aldım. Yazının gözlem ve duyumlara dayandığını söyledim.

Yanlış bir söz varsa, sayfamın sonuna kadar herkese açık olduğunu belirttim. 

Ama gelin görün ki birkaç kişi hariç, kimi kendini adam saydığım, kimilerinin ismini dahi duymadıklarım kişiler, edep ve adap sınırını aşarak yazdıklarıma cevap vermek yerine, işin boyutunu başka tarafa çevirmeye çalıştılar. Benim adamlığımı o seviyesiz kişilikleriyle tartışmaya açtılar.

Kimi kenarda köşede bir kırıntı olarak kalmış itibarsız biri, kimi de menfaatçi olduğumu, hatta bazıları da edepsizce para karşılığı yazı yazdığımı ima etti. Sanırım yapmış oldukları yorumları okumuşsunuzdur. 

Bu yorumlar üzerine dün de “AHLAK OLMALI” başlıklı bir yazı yazdım.

 Dünkü yazımda edebimin elverdiği boyutta hak ettikleri cevabı vermeye çalıştım. 

Sonra da kendi kendime şu soruyu sordum. 

Ya sen kendini iyi tanıtamamışsın, bunlar sağdan soldan duydukları ile bilgili bilgisiz suçluma yapıyorlar.

Ya da siyasi hırs öylesine gözlerini bürümüş ki kırk yılda bir ele geçirdikleri yerel iktidarın nimetlerinden faydalanmak için çamur atmayı bile göze almışlar.

Eğer şeref ve haysiyetleri varsa bu yazdıklarından dolayı bir gün mutlaka yüzleri kızaracaktır.

Geçelim.

CHP ile ilgili yazımdan sonra yorum yapan iki kişiyi yürekten kutluyorum.

Biri İbrahim Kama Bey,

Bir diğeri ise bizleri mutedil olmaya davet eden Erol Kazanç Bey.

Her ikisini de sanırım 40 yıldan beri tanırım. İbrahim Bey’le zaman zaman siyasi yazışmalarımız olduysa da bu hiçbir zaman edep ve ahlak çizgisini aşmamıştır.

Bir diğer teşekkürüm de Okan Göktaş Bey’e.

Kendisi bana telefon açtı. Yazımda başkan adaylarından biri olarak göstermemden dolayı memnuniyetini belirtti ve teşekkür etti.

Bu arada bir de sitemi vardı. “Abi Zemci Beyi mert diye gösterdin, o zaman biz namert mi oluyoruz,” dedi. İnanın ben o manada söylememiştim ama yorumlanınca akla hemen bu soru geliyor. Hiç kimseyi namertlikle suçlamak ne hakkımdır ne de haddim. Ben sadece er meydanına neden çıkmıyorsunuz merakı ile bu cümleyi yazmıştım.

Devam etti, “biz demokratik bir seçim istiyoruz, onun mücadelesini veriyoruz, İnegöl’ün 116 mahallesi var, şu anda delege seçim tarihleri belli olan 18 mahalledir.

Size şunu söyleyeyim ki Türkiye de 1500 seçim bölgesi var. İnegöl gibi delege seçim tarihi belirsiz olan hiçbir yer yoktur. Bu da bizi üzüyor.

Hamidiye mahallesinde Zemci Şahin’in yaptığı 60 üyesi var.

Bir mobilya mağazasında çalışanların tamamını Zemci Şahin üye yapmış. Karşımızda mertçe duran yok,” dedi.

Neden adayınızı açıklamıyorsunuz soruma üyeler adayı seçmeyecekler ki, neden hemen ortaya çıkalım. Delegeler belli olsun, bizim adayımız hazır dedi.

Peki adayınız kim soruma ise şimdilik bende saklı kalsın diye cevap verdi.

Vardır bir hesapları düşüncesiyle ben de ısrar etmedim.

Okan Göktaş’la telefonda konuşmamız bundan ibaret. Eğer unuttuğum veya yazmadığım bir şeyler varsa lütfen söylesin onu da bir başka yazımda dile getiririm. 

Şimdi müsaade ederseniz sazı ben elime alayım. İktidar kimde ise üye ve delege avantajı onda gibi görülür. Bu durum ancak çalışma ile propaganda ile tersine çevrilebilir. Yoksa demokratik seçim olsun lafları hiç kimse kusura bakmasın sözde kalır. Fırsatı ele geçiren demokrasiyi unutur. 

Haddim olmayarak soruyorum Hamidiye mahallesindeki üyeleri Zemci Bey yaptı.

Peki Mahmudiye mahallesindeki üyeleri kim yaptı? Deniyor ki Okan Göktaş’ın parmağı var.

Yani açık konuşmak gerekirse demokratlık, eşitlik adil olma bunlar hep sözde. İbrahim Kama da aynı konulara değinmiş. 

Allah aşkına sizin düşündüğünüz, düşlediğiniz ve hayalini kurduğunuz şekli ile üye seçimi yapan var mı?

Burada söz konusu olan sadece CHP değil bütün partiler için söylüyorum. 

Sözün özü namertlik söz konusu değildir. 

Benim sadece görmek istediğim adaylar kimler ve neden ortaya çıkmıyorlar. Bu soruma da Okan Göktaş kendi mantığına göre cevap vermiş oldu. Nezaketinden dolayı tekrar tebrik ediyorum.

Şimdi size bir kulis bilgisi vereyim, kibarca kulis, özü dedikodu.

Beyaz listenin adayları Okan Göktaş veya Erkan Dönmez.

Şimdilik öyle gözüküyor. 

Delegeden bekledikleri oyu alamadıklarında üçüncü bir aday çıkaracaklar deniyor. Bu kişi de beni para karşılığı yazı yazdığımı iddia ederek kamuoyunda küçük düşürmeye çalışan Birol Atay mış.

Doğru mu değil mi bunu ilerideki günler gösterecek. 

Doğrusu çok sevindim. CHP ye yakışır. Kulis bilgisi gerçekleşirse, bu demektir ki kendisiyle hem siyaset sahnesinde, hem de mahkeme salonunda hesaplaşacağız. 

Haydi hayırlısı.