27.07.2022 06:48:00

GÜL YETİŞTİREN ADAMIN ARDINDAN

GÜL YETİŞTİREN ADAMIN ARDINDAN

Gül Yetiştiren Adam’ın ardından

Vefat haberini alınca Orta okul yıllarında aldığım ilk romanını hatırladım hemen: Gül Yetiştiren Adam. Neredeyse kitabıyla özdeşleşmiş yazar, şair, öykücü, denemeci, mütefekkir, çevirmen, dava adamı, azim ve gayret abidesi Rasim Özdenören’in (1940-2022) ardından derin bir hayali yolculuk yaptım. İlginçtir, aldığım mekânı bile unutmamışım. Bursa Ulucami’nin park tarafındaki caddeye yakın köşesinde bulunan MTTB’ye (Milli Türk Talebe Birliği’ne) ait kitap satış büfesi. Yıl 1979-80.

Lise yıllarında yazı hayatına başlayan Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek üstadlardan beslenmiş, ilham almış bir simaydı. Biz ise hepsinden.

Rasim Özdenören abi, hakikaten özden örücü beyanları ve sohbetleriyle üzerimizde iz bırakan yazar abilerimizdendi. Kendisinden özlü sözler ezberlediğimiz veya öğrenci arkadaşlar arasında birbirimize kendisinden pasajlar aktardığımız bir aydınımızdı.

Yazarları ve kurucuları arasında olduğu, lise yıllarından tanıdığımız ve takip ettiğimiz Mavera edebiyat dergisini Ankara’da Üniversite’ye başladığımızda yaptığımız ziyaret de bugünkü gibi aklımda. Rus işgalinin (1979-89) sürdüğü yıllarda Afganistan Özel sayısının (1982) çıktığı ve revaçta olduğu günlerdi. Hatta dergi formatının çok üstünde olmasına rağmen ikinci baskısını yapmıştı. Mavera dergisine takıldığımızda kendisi ve ekip arkadaşlarını uzaktan da olsa görebilmek ümidiyle heyecanlı adımlara ilk gidişimizde Cahit Zarifoğlunu çalışma masasında gördüğümde gönlümde ayrı bir kıpırtı hissetmiştim.

Bu derginin kurucuları yazar, şair Cahit Zarifoğlu’nun beyanıyla Yedi Güzel Adam diye nitelenecekti. Kahramanmaraş ekolünden Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Ali Kutlay, Nuri Pakdil ve (ikiz kardeşi) Alâeddin Özdenören'in bir neslin yetişmesinde büyük izler bıraktılar. Ali Kutlay’ın edebiyatı bırakması nedeniyle Sezai Karakoç’u eklerler. O da Edebiyat dünyasında 7 Güzel adamdan biri olarak bilinirdi. 

Rasim abinin radyo sohbetleri çok ilgimi çeker, akıcı konuşur, nasıl bu kadar ismi ve ayrıntıyı hafızasında tutuyor diye hayret ederdim. Televizyon programları mütevazilik abidesi bu büyüğümüze ayrı cazibe katardı. 

Müslümanca Düşünme Üzerinde Denemeler’ini aldığımda eserinin benden başka daha kaç kişiye dolaştığını bilemiyorum. Gençlerin el kitaplarından biriydi sanki. Tahlilleri can alıcıydı.

Eserlerinden Çok Sesli Bir Ölüm, TRT’de filmleştirildiğinde de en az onun kadar sevindiğimi de hatırlarım.

Külliyat denebilecek 50 civarında eseri arkasında kültürel miras bıraktı. 23 Temmuz 2022’de vefatının ardından geride bıraktığı eserleriyle daha da yaşayacak ve hizmetlerini sürdürecektir. 

"Tekrarı mümkün olmayan tek gerçek var, ölüm." (Denize Açılan Kapı). ‘Ölüm nedir biliyor musun? Önünde sonunda çalacağımız tek hakikat kapısı, bizi bir yaradan var, yaradanın emriyle gene kendisine dönüşümüzdür ölüm, bir daha ölmemek üzere dönüşümüzdür ona." (Gül yetiştiren Adam)

Gülleri olmalı insanın. Gül bahçelerinde dolaşmalı. Gül yüzlülere hayran yaşamalı. Gül kokulu rüyalarda dolaşmalı.

Güller ülkesine Güle Güle git Rasim abi.. Makamın Cennet, menzilin mübarek olsun.