11.10.2023 20:42:00

6392

HAMASIN İSRAİLE SAVAŞ HAMLESİNİN GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYEDEKİ TEZAHÜRÜNE DAİR

HAMASIN İSRAİLE SAVAŞ HAMLESİNİN GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYEDEKİ TEZAHÜRÜNA DAİR

HAMASIN  İSRAİLE SAVAŞ HAMLESİNİN GÜZEL ÜLKEM TÜRKIYEDEKİ TEZAHHÜRÜNE DAİR...

 

Arap İsrail muarızlığından  Hamas'a  indirgenmiş bir savaş ile  mazlum yurtsuz edilmek istenen Kenan halklarından  Filistintinliler üzerinden dünya ve bölge siyaseti bundan böyle nasıl etkilenecek, bekleyip yaşayıp göreceğiz.
Hamas"ın Gazze üzerinden  sözde taarruzu belki de intiharı! diyebileceğimiz bir anları yaşıyoruz.
Ülkelerde ve ülkemde bu saldırı ve karşı saldırı gündemde uzun yer edilecek gibi duruyor.

Türk  insanımızın gelişme, zenginleşme, konfor ve  bilgi ile teknolojiden azami istifade   merakıyla  yaşarken ve yaşamayı da seviyorken, bu sivil kıyamı olan  sözde savaşı  nasıl içselleştireceği yahutta içselleştirmeyeceğini
de zaman gösterecek.
Ülkem insanı tüm içtimai ve siyasi  gelişim düzeyi ile esaslı  bir ekonomik zenginleşme arzusu ve beklentisi ile siyasetende Türk toplumu seçimli demokrasi kültürü  üzerinde  birleşmiş  bir  halde iken , bölgesel bir hal alan  yanı başımızdaki bu sözde savaş da mazlum ve mahçuz olan Filistinli din kardeşlerimizle toplumsal ve tarihi  aidiyetimizin mi gereğini yapabileceğiz yoksa  toplumumuzda temin ettiğimiz tüm gelişmeci, kalkınmacı, konforist yaklaşımla   dünya üzerinde dolaşan sıcak para, bilgi ve yatırım  akışına  ülke yönetimi ve insanları olarak en ufak bir aykırılık  arzedecek tutum ve birilerinin arzu ettiği savaşa katılmaktan mı kaçınacağız. 
İtidalli ve soğukkanlı taraf olma yerine  sorunu içselleleştirip duygusal  tarafdarlık  bizi haiz olduğumuz gelişme ve kalkınma çizgisinin çok dışına atabilecektir.
Yaşam standardı düzeyimiz ile mutlak enerji ithalatı bağımlılığımızla dış dünyaya konfor ve ticaretimizin bağ  bağımlılığımızın tezahürü olan
ülke içi ve ülke dışı her tür para, ürün&mal   akışı ile insan serbest güvenlikli dolaşımını da zorunlu  kılmaktadır.
Bu çok kolay sarsılacak düzeyimizin dengesini 
Ne dış siyaset uğruna nede  iç siyaset beklenti uğruna, yahut toplumun bir kısmının eğilimlerine uyarak sarsmamalıyız. 
Türk gelişmeci anlayışıyla tesis ettiğimiz dünya ile bütünsellik içerisindeki seyahat, bilgi ve sermaye akışı sekteye uğratılmamalıdır.

Doğrudan enerji kaynaklarımız olmasa da enerji hatları ve enerji güvenliğinde ve ürettiğimiz dış siyaset ve caydırıcı güvenlik  düzeyimizle Cumhuriyet Türkiyemizin 100 yıllık birikimi ile  bölgede en önemli milli devlet  karakteri olan ülkeyiz.
Zaten bu yazımıza konu güncel sorun Hamas'ın sözde saldırı girişimi de bu enerji güvenliğinin ülkemize temin edebildiği gücümüzün zirvesine  adeta denk düştü diyebiliriz.
Tüm Doğu Akdeniz hidro karbon yatakları en güvenli toprak olarak Türkiyemiz  üzerinden tüm Avrupa anakarasına yani nitelikli pazara nakli hususunda İsrail devleti ile yakın zamanda anlaşma kabili mümkün iken bombalar Gazze'de  patlayıverdi!
Bundan sonra bu tuhaf, şimdilik lokal olsa da topyekun savaş nasıl ve ne şekilde  sonuçlanır  olursa olsun, ya da olmasın, ülkem idaresi ve toplumumuz  haiz olduğu her bakımdan  gelişme  ve güvenliğinin gerisine düşmeyecektir  ve  düşmemelidir.
Bir inkıraz ve çöküş her bakımdan ülkemizi ve  toplumumuzu etkiler.
Bir daha bugünkü haiz olduğumuz gelişme, güvenlik düzeyimizi,milli devlet ve milli karekter arzeden birliğimizi temin için hayli uzun bir zaman debelenerek kaybederiz .
Muhakkak ki iç siyasette de dış siyasete de insanımızın bakış açısında da bu yakınımızdaki tuhaf savaşın etkisi olacak.
Ancak bu Gazze"de cerayan eden savaşı; tüm gelişme ve 
güvenliğimiz ile 
konforumuzun  enerji temin ile tesisinin önüne koyup  önceleyemeyiz.

Yapmamız gereken diplamasi dahilinde, hukuk, adalet ve tüm aidiyet bağlarımızla  o toprakların  eski hakimi olarak tarafların bize olan güveniyle gereğini uluslararası cari hukukla  yapmaktır.
Zaten ülke yönetimimiz geleneği ve tecrübesiyle  yapabilmektedir.
Bize  imparatorluk Türkiyemizden  son kalan Türk Milli bakiyelerimiz Anadolu ve küçük Rumeliden ibaret Türk yurdunu her bakımdan gelişmiş ve güvenlikli kılmak, nitelikli nüfusumuzu müdafaa ve muhafaza etmek düşer.
Bunu sağlayacak tüm bilgi, birikim ve insani  düzeyimizin aktarılıp sürdürülmesine haiz olduğumuzu da görebilmekteyim.