26.06.2023 16:37:00

8774

HAYAT BİR YOL

HAYAT BİR YOL

HAYAT BİR YOL 

 

Otobüs yolculuklarında, hele de gece ise yol hâlini, o anları ve hayat ile ilgili düşüncelerimi, kafa yorduğum soruları yazdığım çok olmuştur, severek ve neşeyle. Yine yoldayım. 

Düz, ip gibi uzayıp giden yolda. Hayat yolu da böyle engebesiz olsaydı... Olmuyor. 

Aniden bir duvara, direğe çarpabiliyor insan. İlk değil acı dolu duvara çarpmam ancak kardeş kaybını sözcüklere sığdırmak mümkün olmadı.

Bazen; acı, içini kızgın güneş gibi yakarken, dostlarının gölgesinde konaklarsın. Dediler ki; tebdil-i mekânda ferahlık vardır, hâlin hâl değil, haydi kalk gidiyoruz.

Düştük yola.

Dedim ki; hayat böceğim uçtu, yüzüm gülmüyor ama söz, sizi yormayacağım. 

Olmazlandılar, 'istediğin, hissettiğin gibi davran, seni dinler, seninle ağlarız' dediler. Öyle de yaptılar.

Uzaklara gittik. Ege Denizi'ne karışan gözyaşlarım, kulaçlarla denizi dövmelerim, esen yele karşı yürümelerim zihnimde, ruhumda iyileşme sağladı mı derseniz; mekân değişikliği bir şeye yaramadı bende. İnsan gittiği yere kendini de götürüyor, kafasını, duygularını evinde bırakıp gitmiyor.

Psikolojide acının/yasın beş evresi varmış. ( İnkar, Öfke, Depresyon, Pazarlık, Kabullenme) Hangi evrede olduğumu anlamaya çalışıyorum. 

Makaleler okuyorum, ölüm, hayat, yas hakkında. Biri şöyle yazmış; "Ömür dediğiniz şey de ne ki? Bir yanı eksik kalmış bir yol hikayesi değil mi?"

Hayat bir yol, ömür ise yolculuk...

Belki de ömür dediğin, şimdiki hayatında yol sona erdiğinde; yeni bir hayatla yeniden dirilmek ve yeni bir yolculuğa başlamaktır.