Bir hafta içerisinde iki kongre izledim. Biri İNGAZ’ın Genel Müdürü, değerli dostum Nevzat Şatıroğlu’nun bir süredir İlçe Başkanlığını yaptığı AK Parti Şişli kongresi, bir diğeri de AK Parti İnegöl İlçe kongresi...
Nevzat Şatıroğlu’nun, Şişli İlçe Başkanlığına atandığı günden, kongre tarihine kadar ki süreçte muhalif grup çok ciddi çalışma içerisine girdi. Şatıroğlu, siyasetin her türlü alicengiz oyunuyla karşılaştı. Ancak siyasi duruşu, geçmişi, dürüstlüğü ve de sadece Şişli’yi bir yerlere getirmek için vermiş olduğu mücadele AK Parti Genel Merkezi tarafından takdirle karşılandığı içindir ki, Genel Merkez Şatıroğlu ile tek liste halinde seçime gitmeyi tercih etti.
Şişli kongresi, “gerek kongrenin yapıldığı salonu ile gerek disiplini ile ve gerekse heyecanı, coşkusu ile harikaydı” dersem, mübalağa etmiş olmam. Şişli kongresine katılan delegesinden, partilisinden, izleyicisine kadar hepsinin bir hedefi ve amacı vardı.
Kongreye katılan herkesin tek amacı, Şişli İlçesini AK Parti ile tanıştırmak, Şişli Belediyesinin burçlarına AK Parti bayrağını dikmek. Konuşmalar bu amaç doğrultusunda olunca, kongrede heyecan kendiliğinden oluştu.
Yıllardır İlçemize hizmet veren ve bir ayağı İnegöl’de olan Şatıroğlu, kongreye Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı, İlçe Başkanı Bülent Temelli’yi davet etmesine rağmen, ne bir çiçek ve ne de bir mesaj göndermemeleri dikkat çekerken, Yenişehir Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil’in çiçeği baş köşede yerini almıştı.
AK Parti Şişli İlçe Başkanlığında vermiş olduğu erdemli, seviyeli mücadele neticesi yeniden Başkan seçilmesinden dolayı Şatıroğlu’nu kutluyor, hedeflerinde başarılar diliyorum.
İnegöl İlçe kongresine gelince, çevre ilçelerin Belediye Başkanlarının, Teşkilat Başkanlarının ilgi gösterdiği kongrede, öyle sanıyorum ki önce misafirler hayal kırıklığı yaşadı. Kongreler, bir partinin heyecanını yansıtan, her şeye rağmen ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ misali birlik ve beraberliğin gösteriye dönüştüğü yerlerdir.
Milletvekili seçimlerinden bu yana teşkilatta ciddi ayrışmanın olduğu, birilerinin “Buranın horozu benim”, bir diğerinin ise “Hayır, horoz benim” dediğini, bundan dolayı da ciddi kırgınlıkların olduğunu biliyoruz.
Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç’ın salonda bulunmasına rağmen, birilerinin bu kırgınlığı örtme, bir şey yokmuş gibi gösterme çabaları netice vermedi. Bu kırgınlık delegeye ve salondakilere yansıdı, sonuçta kongrede beklenen heyecan maalesef yaşanmadı…
İnegöl ilçe kongresi İnegöl’e hayırlı mı oldu, hayırsız mı, bunu zaman gösterecek. Şu kadarını söyleyeyim ki, eski İlçe yöneticilerinin en az yüzde 70 oranında değişeceğini tahmin ettiğimiz kongrede, yeni yönetim kurulu listesini görünce, “Dağ fare doğurdu”, “Aynı tas, aynı hamam” demekten kendimizi alamadık. 30 kişilik yönetim kurulu listesinden sadece dokuz kişinin değişmesi, bizleri olduğu gibi salondaki birçok partiliyi de şok etti.
Yeni katılan arkadaşlar İnegöl adına bir katkı yapabilecek mi, bunu şimdiden söylemek zor. Ama şu-nu söyleyeyim ki, bu liste İnegöl’ü tamamıyla kucaklayan aklı fikri “İnegöl’e bir şeyler verebilir miyim” düşüncesinde olan bir konsensüs neticesi çıkmış bir liste değil.
Bu liste, 2014’ü kazasız belasız atlatabilir miyim düşüncesinde olanların sadece ve sadece egolarını tatmin eden, “Bak onun bir tane dahi adamını listeye koymadık” mesajını veren cinsinden bir liste.
Kongre hakkında fazla bir şey yazmayı gereksiz görüyorum, hedefi olmayan, hedefler konuşulmayan, her kürsüye çıkanın kendi reklamını yaptığı, arzı en-dam ettiği bir kongre. Oysa, Başbakan Yardımcısının kongreye teşrif etmiş olmasını bir fırsat bilip, hedeflerimiz anlatıp, destek istemeliydik… Eğer kendimiz bu cesareti bulamıyorsak, özel olarak, sırf birilerini alkışlamak amacıyla salonda bulunan bazı kişiler vasıtasıyla yada gerek kongre salonuna, gerek salon dışına yerleştirilen afiş ve pankartlara yazdığımız sloganlarla ile isteklerimizi dile getirebilmeliydik.
Ama nefis ön plana çıktığı, horozluk mücadelesi verildiği yerde, Karadeniz’de söylenen bir söz vardır, “Sen zot, ben zot, bakalım ata kim verecek ot” misali, “İnegöl’ü nasıl geliştirebiliriz, İnegöl için neler yapabiliriz, İnegöl’ün Bursa Büyükşehir sınırları içerisine alınmak istenmesine nasıl engel olabiliriz veya hiç olmazsa İnegöl’ü Özel Statüye sahip bir ilçe konumuna getirebilir miyiz?” hesapları tabi ki yapılamaz.
Tek hesap nefis…
Ne diyelim, Mevla’m bu tür nefisleri ıslah etsin İnşallah.