İNFAK ETMEK- KULUÇKAYA YATMAK
Bu hafta sosyal medyada birbirinden güzel iki haber okudum.
Doğrusu çok duygulandım.
Bir insanın helal kazancından, alın terinden infak etmesi kadar güzel ve huzur verici başka bir mutluluk olamaz.
Öyle insanlar tanır ve bilirim ki, malının haddi hesabı yoktur, adeta bu mal kendisininmiş gibi üstüne tüner, kuluçkaya yatar.
Kimseye bir şey koklatmadan, toplum adına en küçük bir hayırda bulunmadan, bir yoksulun yüzünü güldürmeden bu dünyadan göçüp gittiler.
Ve öyle insanlar tanıdım ki, lüks içinde yaşarken kapısına gelen, el açan insanlara beş kuruş dahi verme nezaketinde bulunmadan kapıları yüzlerine kapattılar.
Dilerim Allah onlara hidayet etsin. Onlara da hayır yapmanın huzur ve mutluluğunu tattırsın.
Yazımın özüne gelecek olursam. Kamuoyunu ve dolayısıyla da beni mutlu eden iki güzel haberin içeriğini anlatayım.
Habere konu olan bir hayırsever.
Hayırseveri çoğumuz yakından tanırız, tanımayanlar da mutlaka ismini duymuştur.
Onu çoğu zaman kimilerine göre neredeyse hurdaya çıkacak bir Mercedes i kullanırken, kimi zamanda emekli maaşını aldığında sanayinin bir köşesinde konuşlanan üç tekerlekli arabasıyla ekmeğini çıkarmaya çalışan bir esnafın yaptığı nohutlu pilavı birkaç arkadaşı ile birlikte yerken görürüz.
İşte bu muhterem insan, geçtiğimiz gün valilikte yapılan bir protokol ile 16 derslikli bir okul yaptıracağının imzasını attı.
Bir başka haber de ise aynı kişi, İnegölsporun “bir çocuğun mutluluğu dünyayı güzelleştirir “kampanyası kapsamında Ortaköy mahallesinde bulunan Süleyman Ezim ilk ve orta okulunda 123 öğrenciye forma hediye etti.
Peki kim bu babayiğit?
Elbette ki Abdullah Ezim.
Ezim ailesini yürekten kutluyorum. Allah birlerine bin versin inşallah.
Bunlar eser bırakanlar, ne kadar övsek, ne kadar takdir etsek azdır.
Bir de semer bırakacak olanlar var. Onlara da bir çift sözüm var.
Mallarının üstünde tünemeye devam etsinler.
Bilmeliler ki, Yunusun dediği gibi;
Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi,
Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan.
Şimdi soruyorum İnfak etmek mi, yoksa kuluçkaya yatmak mı?
