21.12.2022 23:16:00

6321

İŞLER DEMOKRASİMİZ VE İŞLER YARGIMIZ

İŞLER DEMOKRASİMİZ VE İŞLER YARGIMIZ

 

İŞLER DEMOKRASİMİZ VE İŞLER YARGIMIZ

Seçimli demokrasi ve Hukuk devleti ile  özgürlükler konusunda neredeyiz yahut soruyu tersten sorar isek nerede değiliz!
Güzel ülkem demokrasisi ve ülke  yönetimimizde kuvvetler ayrılığının en  güzidesi yargımız ve kararlarından birisi yine bir genel ve arkasından yapılacak yerel seçimler  üzeri gündem  oluverdi.
Oysa yargımız sayısı binleri on binleri bulan kararlarında  TCK mad 53 ve fırkalarını ihtiva eden  seçme ve seçilme sınırlaması olan ceza ve tedbir kararları verebilmektedir.
Bu kanun maddesi ve alt fırkalarında ki amaç suç ve suçluyu temsil makamlarından  uzak tutup kesin hükme bağlanmış suçluların  birde seçilip temsil yetkisi kullanmalarına  kamu düzeni açısından   mani olunmaktır.
Ancak bu temsil faaliyetini kısıtlayıcı ceza kanunu maddemiz işler demokrasimizin temeli olan seçme ve seçilme hakkı ile temsil etme ve edebilme hakkının anayasamızdaki tanımı ile temel hak ve özgürlüğümüzden birisinin  özüne dokunmaktadır.
Bu ibb başkanı için verilmiş ilk derece ceza  mahkemesi kararı ile diyebiliriz.
Burada bu kararı siyaseten ve vicdanen eleştirip  adaleti yaralayıcı nitelenesi asla suç ve suçluyu övme saiki değildir.
Kamu düzenimizin  toplumda ki  güvenliğimiz huzur ve sükün içindeki temin ve tesis edilen içtimai  güvenlikli hayatımızın tüm birikim ve aktarımları da kabul ve özgürlüklerimizdir.
Demokratik hukuk devleti  birikimimiz  ve seçimli demokrasi geleneğimizde yargının denetim ve idaresinde yapılmıs yapılacak tüm seçim ve seçim  sonuçlarını ilan ile belgelendirme bu yüce kuvvetimiz  tartışmasız tüm toplumumuzun ortak kabulü olarak  yerine getirebilmektedir. Yine yargı gücümüzün esaslı faaliyeti olan kamu düzeninin gereği  tüm hüküm ve sınırlandırmaları ile yürütmenin ve tüm seçimli  kurumların  seçilmişlerini  siyasi yasaklı durumuna koyabilmektedir.
İşte hukuk ve yargılama eksenli yargı gücü faaliyeti  siyasi bir makam olan seçilmiş  belediye baskanlığı makamının icrasını etkileyip seçme ve secilmeyi ıskat edip siyasi mücadele ile siyasi  rekabette bir parti yahut adayını sınırlayıp yada düşürüp dolaylı olarak rekabette olduğu rakip  fırkayı yada adayının önünü açıp  seçilmesini  rakipsizlestirip  sağlayabilmektedir.
İşte  o zaman bu karar siyasi bir karara dönüşebilmektedir.
Bu herkesimden daha çok yargı gücü kullanan ve icra eden  yargı mensuplarımızı bu güzide görev icra eden makamlarımıza zarar verebilmektedir.Onlar ki tarafsızlığı ile gerçek seçimli demokrasimizin tüm kurumlarının  seçimlerini yapıp sonuçlandırıp kazananlarını mazbatalandırmaktadırlar.
Siyaset bu yazımıza konu son ibb baskanı aleyhine verilmiş karardan fırsat yahut mağduriyetin vicdanlara hululü ile daha farklı bir fırsat yahut siyasi argüman elde edebilsede, yürürlükteki anayasamız ve kanunlarımızın yargı gücümüze vermiş olduğu görev ve insiyatifi bu merciilerdeki uygulayıcılarımızın  özgürlüklerden yana siyasi taraf tartışma ve fırsatlara aman vermeden Tüirk milleti adına ve sorumluluğunda adaletli ve özgürlükçü  kararlar ile konuşabilmelidirler.