19.06.2021 09:18:00

794

KAHRIN DA HOŞ, LÜTFUN DA HOŞ, BİLENE

KAHRIN DA HOŞ, LÜTFUN DA HOŞ, BİLENE

KAHRIN DA HOŞ, LÜTFUN DA HOŞ, BİLENE…

Kim bilir belki de çoğumuz, anne kelimesinden önce söylemesi çok daha kolay 2 ba’nın ardışık kombinasyonundan oluşan çift tekrarlı şiirsel nitelikteki aynı hecenin kimi zaman tek kelime, kimi zaman da bir cümle yerine geçen, ‘Bu dünyada ben de varım!’ demeye çalışan, yeni doğanın evrene ilk seslenişi anlamındaki o sihirli sözcüğün telaffuzuyla başladık konuşmaya.

Minik kalbin babaya yüklediği anlamın (=ata, aile büyüğü, derviş, bilge kişi, muhterem insan) hakkını vererek, mana doluluğunu ruhunda hissedip, bebek nefesin var oluşuna tohum ektiğinin farkındalığıyla yaşam sürecinde yol alabilen er kişilere ne mutlu! Baban; atandır, ocağındır, ağacındır, dayanağındır, arkadaşındır, yoldaşındır, sırdaşındır, baharındır, toprağındır, otağındır, dalındır, ilacındır, kolundur, kanadındır, başındır, aşındır, tacındır, tahtındır, şansındır, beyazındır, bağındır, soyundur, gücündür kuvvetindir, kudretindir, sesindir, nefesindir.

Bazen de mürşidindir, dersindir, öğretindir, öğretmenindir, gecendir, sisindir, sessizliğindir, kösteğindir, sınavındır, kışındır, ayazındır, taşındır, yarandır, tufanındır, karandır, bıçağındır, tokadındır, bulutundur, yumruğundur. Oysa ki sessiz ya da sesli, tüm sözcüklere, senin onlara yüklediğin anlamlardan öteye gidemediklerini gün be gün sana öğreten eğitmenin adında değil vasfında gizlidir BAx2lık sırrı.

Eğri bakan doğru göremez

Yalan konuşan aşkı sezemez

İki olan kıymet bilemez,

diyerek, yeni nesil bilinçle, kendi kandilini sadece yılın belirli günlerinde değil, her an yakan gönüllerin hoşluğu ve şefkatiyle: ‘

Azan da 1 ayan da 1 olsun gözünde,

Yeter ki şifa bulasın kendi özünde.’

düsturuyla:

Vefalı, kıymet bilenlerden, kimyanı sırrını çözebilen simyacılardan, yola ışık tutanlardan, kendiyle barışık yaşayanlardan, bütünden zerreye, mikrodan makroya yansıyan sevgi kıvılcımlarından olalım. Geçmişe, ana, geleceğe şükür ve teşekkürle, dosdoğru, emin adımlarla gül dökelim yollarımıza.

Büyüklük var mı ki bizde kalsın? ‘

Selametle, selâha, felâha çıkasın, can acıtmayasın, kor ateşler yakmayasın, paranın esiri, andropozun kölesi, bir dilim ekmeğe muhtaç olmayasın.

Özrün kabahatinden büyükken, hır yoksunu kalmayasın. Hepsinden önemlisi adamlıktan nasibini alasın.

Zarardan dönüşü kâr sayasın, kuruşu hesaplarken insan ayırmaktan uzak durasın. Ektiğini biçtiğinin gölgesinde, huzurda kalasın. Kimin eli kimin cebinde tiplerden uzak durasın. Zehir zıkkım sunduklarının affına sığınasın.

Can bedenden çıkmadan şifa bulasın. Edep dersini kaçarak kovaladığından alasın. Gün gelir yaşattığınla sınanacağını aklından çıkarmayasın.’ diye fısıldadı gönlüm kulağıma.

İşitebilenlere, görebilenlere açıktır o BAB. Hiç kapanmadı ki…