3.03.2023 14:07:00

6059

KAHROLDUK

KAHROLDUK

KAHROLDUK

 

Yıllar önce bir yakınımın hastalığı nedeniyle uzun süre yoğun bakım kapısında beklemiştim. Benim gibi yakınları için orada olan pek çok benzer gönül yoldaşı ile bir bekleme odasında uyur ,yoğun bakım görevlisinin hangimizi çağıracağını birbirimize kenetlenerek beklerdik. 

Gözlerimizin feri sönmüş, yaşamı sadece o hastaneden ibaretmiş gibi algılar hale gelmiştik. 

Dış dünyada olan bitenin, alışverişlerin, çalışma hayatının , trafiğin, toplantıların zerre önemi yoktu gözümüzde. Yakınım iyileşmeye başlayıp önce normal odaya alındığında doktorlar hemen eve çıkmasının iyi olacağını çünkü iyileşmenin ancak normal hayat içerisinde olabileceğini söylediler.

Hastaneden eve, normal yaşama döndüğümüzde hepimiz iyileşmeye başlamıştık. 

Ödenmesi gereken faturalar, yapılması gereken işler, arkadaşlarla kurulan iletişim ve normal akıştaki herşey bizi iyileştirdi, canlandırdı. Doktorun bu önerisini hiç unutmadım, hayat akışının iyileştirici etkisini hep dikkate almaya çabaladım.

Yaşadığımız deprem, ihmaller, sorumlular, içinde bulunduğumuz koşullar herbirimizin gözlerimizdeki feri aldı..

Öfkelendik, üzüldük, kahrolduk, insanlığımızdan utandık. 

Yaşanan korkunçtu, buna yol açan etmenler, yapılamayanlar daha da korkunçtu. Evet yaşanılanlar kahredici ve kabul edilmesi çok zor şeyler. Ancak yaşamda kötülük kadar iyilik olduğu gibi böyle çaresiz ve korkunç olaylar yanında umut ve devam eden bir yaşamda var. 

Bunlar dengelenmek zorunda. (Devamı bir sonraki yorumda)