7.06.2023 18:01:00

11131

KATILIMCI DEMOKRASİMİZE VE 2023 SEÇİMLERİNE DAİR

KATILIMCI DEMOKRASİMİZE VE 2023 SEÇİMLERİNE DAİR

KATILIMCI DEMOKRASİMİZE VE 2023 GENEL  SEÇİMLERİNE DAR

Seçimli demokrasimizin asra yaklaşan geleneği ve teammülü ile yüksek bir katılımla bir genel  seçimi daha geride bırakabildik.
Katılımcı demokrasimizin gereği olarak her ülke yuttaşı gibi  katılıp oy kullandığımız ilk tur seçimlerinde; 28.dönem TBMM parlementosu üyelerini belirledik.
ve yine ikinci tur seçimleri ilede   yönetimin başı cumhurbaşkanını ile hükumetini seçerek Türk Milleti veTürk seçmeni olarak bir seçmen görevi ile sorumluluğunu ülke insanı olarak yerine getirebildik.
Çıkan seçim sonuçları milletimizin çoğunluk tercihi olup saygı ve saygınlığı çerçevesinde milletimizin kararı olarak her Türk milletinin ferdi olarak demokrasimizin seçilmiş tacı olarak  kabulümüzdür.

Seçimlerde en zıtlar belkide en benzemezler birarada aynı ittifakta yahut bloklarda oy kullanabildiler 
Bu durum ne kadar şaşılacak yahut hayret edilecekse de bir o kadarda uzlaşılabilmeyi empatiyi,kabulü ve kabüllenmeyi gerçekleştirme anlamında da belkide bir aşama, ülkem adına demokratik hoşgörü adına başarı ve kazanım  idi.
Her yeni yaşanılan ve  başarılan eşik ülke insanımızın demokratik, hoşgörülü ve birararada yaşama kültürünün oluşmasına katkıdır.

İş bu yazımda isimler partiler ve ittifaklardan    bizzat bahsedip irdeleme tenkit abartılı  bir tarafı  övme derdinden  ziyade genel toplum  durumumuz,
duruşumuz ,
kararlılığımız ve kararsızlığımız ile  temin ettiğimiz toplumsal birlikteliğimiz ,
iç barışımızın daimiliğini  sağlayıp sağlamlaştırdığımızı genel ifadelerle yazabileceğim.
İç barışımızın hoşgörü ve kabulümüzün büyük oranda tesis edildiğini geçirdiğimiz seçim sathında;
oy kullanma ve oy sayım aşaması ile seçim sonuçlarının ilanında görebildik. 
Bu güzel ülkem Türkiyem adına muazzam bir demokratik toplum yapısı birikimididir.
Elbette seçim sürecinde toplumumuzun her kesimi, her kısmı politize edilip seçim ve seçmen düzeyinde harekete geçirildi ve tercihler düzeyinde seçimler yapılıp sonuçlandırıldı.
İşte bu politize edilmiş evre,seçimlerin yapılıp sonuçlanması ile  hızla birarada ve birlikte yaşama evresine 
iş,aş ilişkilerimize yeniden hayat vererek 
konu komşu ve akraba ilişkilerimizi  yaşayarak bundan sonra da hayatımızı birarada yaşayacağız.
Bu hoşgörü dinginlik kültürününde her geçen gün ve her geçen seçim sonrası büyük oranda temin ve tesis edildiğini  büyük oranda görebilmekteyiz.
Yönetimimizin ve açık rejimimizin olduğu kadar demokrasi geleneğimizin,
kamu kurum ve kuruluşlarımız ile  sivil toplum kuruluşlarının da bu hoşgörü iç barış sürecine katkısı olduğunu düşünenlerdenim.

Güzel ülkem tüm siyasi ve ekonomik birikimi ile gelişmişliği  ve istikrarlı  gelşebilmesini işte bu yeni parlemento ve yeni  hükumet  evresinde de  sürdürebilecektir.
İster muhalefet kazansa idi ister iktidar yenilenmesi olsun en büyük sorun ekonomi ile ekonomimizi harekete geçirecek ekonomik kaynak sorunu ve ekonomiye kaynak temini idi .
Esas itibarıyla  iktidarla muhalefet ana siyasi rekabet ve seçimlerde ki karşılıklı vaad ve  taahhütlerin akılda kalanı bu idi.

Milletimiz  iktidar yenilenmesi ile seçimleri  mevcut hükumet lehine  sonuçlandırmıştır.
Sonuçlanan cumhurbaşkanı seçimi ve atanan yeni hükumetin en mühim görevlilerinden ekonomi bakanlığı
işte bu zor olan ekonomik kaynak bulma yolu ve
yöntemine başlamıştır.
Bir eski ekonomi bakanına   yine 
yeni ve yeniden görev ile sorumluluk yüklendi.
İşte bu yeni siyasi dönemde ekonomi bakanlığınca ülke olarak ana ihtiyacımız ekonomik  kaynak ihtiyacımız  olan 
döviz arz sorununu hızlı bir şekilde çözmek durumundayız.
Yaklşık 400 miyar dolarlık Türkiye bankalarımızda ki  mevduat birikimi ile 
900 milyar dolarlık gayri safi milli hasıla ve  600 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ile gelişip büyüyerek   kalkınmamıza devam edebileceğiz.
Ekonomik büyüklüğümüz dış ticaretimizle hala genel dünya ekonomisi içerisinde ki gücümüz %1-2  arasındadır.
İşte bu ekonomik devamın ve ekonomik büyümenin  sağlanıp, sağlanabilmesi bu tüm verilerin toplamı olan  iki trilyon dolarlık mevcut  Türkiyemiz ekonomik  hacminin  sürekli bir ekonomik  kaynakla beslenmesi yani döviz cinsinden arzın  günlük dönen ekonomimize kesintisiz aktarımının olmasının temini ile mümkündür.
Hükumetin uluslararası ekonomi eğitimi ve tecrubesi ile matuf bir eski ekonomi bakanına 
bu amaçla olsa görev verdiği anlaşılmaktadır. 
İşte bu yeni siyasi hükumet sürecinin ana bağlantısı olacak  ekonomik sürecinin ve gelişip kalkınabilmemizin  ekonomik kaynağı ve  sürükleyenin ne olacağına dair 
 yeni ekonomi bakanının  kendi ifadedisi ile.
"Türkiyenin 
rasyonel & akılcı bir zemine dönme  dışında bir tercihi kalmamıştır." ifadesi hem iktidar içre muhalefetin hayat bulduğunu
hemde  yakın zamana kadar ki ekonomik  tutumun ciddiyetle  değişeceğini  anlamaktayız.

Ekonomik uluslararası dengeler; unutulmamalıdır ki  uluslararaı siyasi rekabet kabul ve güven neticesi verilen siyasi kararlarla yürürlülük kazanır.
İşte ülkemizin bu yeni hükumeti ile temin ve tesis ettiği siyasi gücünü ekonomisinin gerçekliği çerçevesinde uluslararası toplumla ve tüm bu küresel toplum ile kurumlarıyla 
bölgesel güçlerle,komşu ülke ve toplumlarla karşılıklı dengeler ile karşılıklı kabuller ve  rekabetle  varılacak antlaşmalar, verilecek siyasi kararlarla ülke ekonomisinin güçlenerek büyümesi sağlanabilecektir. 
Ülkemiz 
ekonomisinin bu
2 trilyon doları bulan ekonomik gücü istikrarlı bir şekilde  çevrilebilirliği  sağlanabileceği gibi tüm toplum katmanlarımızın ana beklenti konusu olan  ekonominin  büyümesinin de kesintisiz sağlanması bu gerçeklik çerçevesinde olacaktır.
Toplumumuz ekonomik olarak  büyümek kalkınmak,  tüketmek, kaliteli ve konfurlu yaşamak merak saik ve beklentisinden  güvenliği kadar ödün vermezdir bununda böyle  bilinmesinde  fayda vardır.
07.06.2923