Kendini ve ülkesini satmak
Dünya tarihinde değişik coğrafyalarda siyasi, edebi, idari, ticari alanlarda kişiliğini, değerlerini çeşitli menfaatler adına başkalarına kullandıran ve satan karşı gücün gönüllü askerleri, misyonerleri olduğu biliniyor.
Bölgede yıllardan beri ambargolarla ayakta kalma mücadelesi veren komşumuz İran’ın Siyonist İsrail rejiminin 13 haziran’da başlattığı saldırılarda en büyük darbe aldığı konuların başında satılmış zihinlerin yer aldığı görülüyor. Teknik, sınai, askeri, idari, ictimai hangi alanda olursa olsun başka muhalif güçlere hizmete amade güruh maalesef maddi ve manevi büyük darbelere; çöküş, yıkılış veya yeniliş tehlikesine kapı aralıyor.
Komşu gerçeği gösterdi ki..
Bir haftayı geride bırakan İsrail saldırıları ve müteakip hamleleri (komutanlar /bilim adamları / askeri ve stratejik tesisler / hastane ve kamu binalarının imhası) gösterdi ki Süpersonik/ Hipersonik füzeler de yapsanız, Çelik Kubbe benzeri savunma sistemleri de geliştirseniz ve ülkeyi donatsanız eğer istihbarat ağınız yeterli değilse, ülke hainlerin cirit attığı mekana ve yol geçen hanına dönmüşse zararlarınız çok büyük ve toparlanmanız çok güç oluyor. İran’ın muhalif cenahtan ‘dahili bedhahtlar'ın yanı sıra özellikle ermeni, Yahudi, Bahai, vb gibi ekalliyetlerden olan vatandaşları arasından Mossad’la işbirliğine gidenlerin olduğu, her ne olursa olsun İran’ın bu gaflete düşmemesi gerektiği uzmanlarca dile getiriliyor.
Klasik harp teknikleri değişti. Gayri nizamî harp teknikleri, siber saldırılar, elektronik harp usulleri gündemde..Siyonist yapı global hizmet veren kurumları vasıtasıyla sizin nefes alışınızı takip edebilme imkanına sahip. Uzmanlarının beyanına göre kullandığınız cihazlar, programlar, sosyal medya platformları, banka vb.kart sistemleri gibi vasıtalarla her daim tehlike altındasınız demektir. Son gelişmeler, ülkemiz ve devletimizin her türlü emniyet tedbirlerine ve başarılı operasyonlarına rağmen millet olarak bizim de müteyakkız olmamız ve tedbirler almamız, olabildiğince yerli sistemlere geçmemiz gerektiğini bir kez daha öğretiyor.
Kalemini satan yazar olmak
‘Bir Susturucu Olarak Edebiyat’ başlıklı yazısında Emin Gürdamur (Geçerken, Haziran 2024, Sayı:45, s.14-17) edebiyat basın yayın dünyasında da benzeri satılmaların , kullanılan veya karşı duranların olduğunu belirterek, Rus yazar Bulgakov’un günlüğüne (3 Mayıs 1932) değerlerine aykırı bir roman yazması teklifinden bahsettiğini hatırlatarak, teklifleri reddetmenin, kalemini kanlı rejimin hizmetine sunmamış olmasının bedelini yaşamı boyunca görmezden gelerek ödemişti’ diyor.
‘Sovyet Rusya, sosyalizmi yüceltmek için edebiyatı araçsallaştırırken karşısında Amerika’nın da boş durmadığını, edebiyetçıları soğuk savaşa dahil ettiğini biliyoruz’ diyen Gürdamur, ‘Söz gelimi hala güçlü bir iddia olarak güncelliğini koruyan George Orwell’ın Hayvan Çiftliği romanını Amerikan istihbaratının isteği doğrultusunda para karşılığı yazdığı, Frances Stonor Saunders’ın Parayı Verdi Düdüğü Çaldı kitabında, fonlanan diğer edebiyatçılarla birlikte teşhir edildi. Marshall Planı kapsamında yürütülen faaliyetlerde Orwell’la birlikte Bertrand Russel, Arnold Toynbee, Vladimir Nabokov, Jean-Paul Sartre, Herbert Spencer gibi yazarların da adı geçiyor, diyor.
Gazze’de değerini yitiren yazarlar
Yazar, aynı yazısında Dünya aynı zamanda İsrail saldırılarına soykırım diyemeyen edebiyatçılara da şahit olduğunu, hatta İsrail ve Siyonist savunuculuğu yaptıklarını işaret ederek, siyonist etkinin sadece endüstri dünyasına değil, entelektüel, yazar ve edebiyatçıları da boyunduruk altına aldığını, yazdırarak ya da susturarak kullandığını dile getiriyor.
En zenginlere bile diz çöktürülebiliyor
Öteyandan yine bir sosyal medya ağı olmasıyla İsrail’i Gazze’de yaptığı vahşetiyle eleştiren X’in (eski adıyla Twitter’ın), yeni patronu (2022 yılının sonlarında 44 milyar dolara satın alan Space X ve Tesla sahibi) ABD'li işadamı Elon Musk, aralarında Appel, IBM, Disney, Warner Brothers gibi dünya devi Yahudi sermayeli firmaların reklam anlaşmalarını iptal kararı alması sonrasında bir tv programında kendini reklamla tehdit edenlere karşı küfretmesine ve bunlarla kendisine zarar veremeyeceklerini söylemesine rağmen, tehditler sonrasında ortamı yumuşatmak için olacak soluğu İsrail’de almasına Netanyahu ile pozlar vermesine dünya şahitlik etmişti. Dünyanın en zenginlerinden olmasına rağmen kendisi de parayla değerlerinden hemen çark edenlere eklendi.
Satılan satılana
Ülkemizde de muhtelif kuruluşlarca bir nevi modern istihbarat adına yurt dışından fonlanan yazarların ve yayın organlarının bulunduğu zaman zaman gündeme geliyor. Ülkemiz üzerinde hesapları olan başta İsrail, Çin, Amerika gibi muhtelif mahfillere hizmet eden kişi veya kişiler tesbit edilerek gereken yapılıyor.
Osmanlının yıkılışında çok çektiğimiz askeri, idari, ilmi, siyasi üst kademelere kadar nüfuz etmiş devlet ve millet düşmanlarına karşı mücadele her zamankinden daha fazla önem arzediyor. Rabbim, dıştaki olduğu gibi içteki satılmış, hain ve yerli gizli düşmanlardan bizleri ve tüm Türk-İslam alemini muhafaza buyursun.