KISSADAN HİSSE Mİ?

   Açık uçlu bir hayat bu… Konuşabilen o muhteşem varlıkların, kendilerini salt duygusal çalkantı kaynaklı motamot davranışlarının ardına gizledikleri, kafa ve omuzlarında tonlarca ağırlığa dönüştürebilecekleri hissiyat seçimlerinden oluşmuş 1001 gece 1001 gündüz masallarını aratmayacak türdeki deneyim alanında, galibi de mağlubu da olmayan insanın insanla terbiyesini öngören kendi kendine kurguladıkları içsel savaşları…

   Haddini bilmezler, çizmeyi aşanlar, mülkle coşanlar gökyüzünden kanatlı meleklerin yılda birkaç kez saf saf yeryüzüne ziyaretlerini beklerler de, kafalarını kaldırıp seyrüseferin uzun ince kıvrımlarında aramızda dolaşan kanatsızları görmemeyi ilke edinirler.

Bazen, konuşan ama ifade edemeyen, düşünen ama akıl edemeyen bir güruh olarak, bazen de eğitim ama aslında tamamen öğretim adı altında, istendik davranış yaratma hedefiyle, son versiyonlarına şekil vermeye çalışırken orijinal kalıbı bozan kılığında karşımıza çıkan az iş çok laf yapanlar değil midir?

Çoğu kez gücünün farkına varana kadar geçen sürede şifayı kendinde değil, dışarıda arayan, halden hale akarken; susan-konuşan, savaşan-barışan, bozan-onaran, kıran-yaratan, kaçan-kovalayan, kaybolan-varan, çalan-paylaşan, can yakan-yara saran, arayan-sığınan, tasalanan-teslim olan… velhasıl HAY’dan gelen, HU’ya gittiğinin farkında OL(a)mayan, yeryüzünün halifesi insan!

   Kuralları kendisinin belirlediği tek baş rollü oyununda, boyunca iyi eğlenceler dilemek en güzeli sana. Kırmadan, suçlamadan, yargılamadan, öteki-beriki demeden, giderken yanına alabileceği yegane birikimin __________________ olduğunun farkında olan koca yürek! (ÖZ eleştiri yapmaya hazır olan,  öncesinde kendisiyle yüzleşenlerin cevaplarını merak etmiyor değilim.)

   Her yeni kavuşanla yeniden hayıflanır insan, belki en çok da kendi gidişine üzülür o anlarda. Hala nefes alabiliyorken, varsa inciterek öldürdüğü can, helallik dilemedikçe ona da dar gelir beyaz elbisesi.

Mışıl mışıl uyumuyorsa anlar elbette, karşısına dikildiği HAKimin yine kendisi olduğunu. Şayet bittiyse rüyası, gözü açıldıysa; iyi seyirler diliyorum, ne mutlu ona!

  ‘ Olmazsa olmaz’ listesini meraklılarıyla paylaşayım yeri gelmişken. Derin sulara dalacak, dip yapıp vurgunu tadacak, acıyı tatlı bilecek, gerçek aşıklarla elbet bir gün yolunun kesişeceğinden emin olacak, huzuru bozana yan bakacak. ‘Sağır olsun’ demiyorum, ‘Sabır olsun’ desem de, hemen olamayacak. Adam kafalamayı, yalanı dolanı, çalıp çırpmaları, varken yok saymayı, kaçağı oynamayı, medya maymunluğunu unutacak.

   Yaşattıklarınla sınanır, sebep olduklarınla ezber bozarsın!

   Sana yapılmasını istemediklerini yapmazsan başkalarına, filleri sen de uçurursun havalarda!

   Mutlu hafta sonlarımız olsun!

   A.P