KİTAPLIK
Dün kitaplığı elden geçirdim, kitapları tek tek sildim. Depremin ve ardından yaşananların yarattığı acılı, öfkeli ve sisli, yorgun ruhumun en iyi ilacı kitaplara sarıldım.
Onlar, çocukluk, gençlik ve şimdiki benim en iyi arkadaşlarım, kıymetlilerim. Eskilerden en sevdiklerim Erol Toy - Azap Ortakları, Vedat Türkali - Güven, Attilâ İlhan'ın romanları, bi türlü tutunamadığım Oğuz Atay - Tutunamayanlar...
Aman tanrım elimde Georges Politzer'in Felsefenin Temel İlkeleri, şimdi kafama silah dayasalar okuyamam:) Kırk (40) sene önce altını çizerek okumuşum. Bildiğiniz ders kitabı mübarek, altını çizdiğim cümlelerden biri:
"Emek, insanla tabiatın öz birliğidir."
"Yüzyıllardan beri, sefalete mahkum edilmiş kitlelerin emeğinin ürününü kendilerine mal eden kapitalistler, kitleleri mülkünden eden gasbedicilerdir. Bu gasbediciliğe son verilmesidir sosyalizm."
Kitap okumak;
Beyni geliştirir, stresten kurtarır, mutlu eder, zeka geliştirir, yaşam kalitesini arttırır, depremde hayat kurtarır...
Benden sonra kitaplarıma ne olacak? Belki ikinci el kitap satın alan bir kitapsever, dokunduğum sayfaları çevirirken, gözlerimin gezindiği satırları okurken, benim kim olduğumu merak eder, kim bu Gülsema der.
Adımı bilir çünkü kitaplarıma satın aldığım tarihi ve ismimi yazarım.
Günlük rutinlerime dönme çabalarım bugün de boşa çıktı.
Öylesine yazdım, yazmak içimin ağusunu alır umuduyla.
Okumak, müzik dinlemekte öyle. Başarabilsem, bir eşik var sanki,
atlasam olacak...