6.05.2024 17:30:00

18743

KONUĞUM BİR İŞ ADAMI (2)

KONUĞUM BİR İŞ ADAMI (2)

DÜNDEN DEVAM

ÖLEN ÖLÜR KALAN SAĞLAR BİZİMDİR DİYEMEYİZ

Soru. İnegöl’deki yetkililer mobilyacılık sektörüne ne kadar ilgili ve duyarlı?

Cevap. İnanır mısınız ben bu soruyu ve benzerini belediye başkanımıza sordum, dedim ki sayın başkanım İnegöl için mobilya ne kadar önemli? Yüzde verir misiniz dedim. Mesela %50 önemli mi diye sordum, daha fazla önemli dedi. O zaman döndüm dedim ki bu kadar değerli ise zamanınızın ne kadarını İnegöl mobilyasına ayırıyorsunuz. İnegöl’e maddi manevi destek sağlayan bu sektöre herkes katkı yapmak, onun büyüyüp gelişmesi için gayret göstermek durumun da, buraya destek verme zorunda. Değilse başka türlü ilerletmemiz mümkün değil gibi görülüyor, bu nedenle de her şey geriliyor.

Soru. Güçlü ve zayıf yönlerimizi belirleyip ona göre yeni aksiyon alma durumundayız diyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?

Cevap. Burada da şunu demek istiyorum, güçlü ve zayıf yönlerin analizi yapılmalı. Bu bütün dünyada yapılır basittir. Buna swot analizi derler. Güçlü yönlerimizi bilelim, güçlü yönlerimizin üzerine gidelim, zayıf yönlerimizi de bilelim onu da iyileştirelim. 

Hani dedik ya demin hastayız ölçüm yapmamız lazım. Şeker hastasına yanlışlıkla tansiyon ilacı veremezsiniz. Önce bu adam hasta ama ne hastası onu bulmanız lazım. Ya da sağlıklı da ne denli sağlıklı neyle besleniyor da böyle sağlıklı, demek ki dikkat ettiği bazı unsurlar var, yemesinde içmesinde sporunda vesair hep ölçülü, hasta olduğunda da tespit iyi yapıldıktan sonra ona göre ilacını verirsiniz.

Ölçümlemeye çok önem veriyorum. Güçlü ve zayıf yönlerimizi tespit etmenin ne kadar önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. İnegöl bir kayseri ile rekabet edemez. Zayıf noktasıdır, İnegöl bant usulü üretim yapmaz çünkü. Bant usulü üretiminde zayıf noktaları var. Bu kadar iyi tasarım yapamazlar, bu tür üretim yapamazlar, şartları ona elverişli değil. Başka bir üretim şekli o. Kayserili firma bir villanın dekorasyonunu alamaz mesela, yapamaz ilgilenmez, onun işi değildir. Onun için faydalı bir şey de değildir, zararlı bir şeydir.  Ama İnegöl de bir atölye iki villanın dekorasyonunu alır, bütün ürünlerini yapar teslim eder parasını alır ve cebine koyar. Bir taraf için imkansız olan şey bu taraf için mümkün olabilir. O zaman bu taraf için mümkün olan böyle bir yapı, mümkün olmayacak bir iş yapan şehirle aynı kulvara girmemesi lazım. Girersek kazanamayız, mümkün değil, Kayserili silindir gibi ezer geçer. 

KÜÇÜK FİRMALAR KAPANSIN ÖLSÜN DİYEMEYİZ

Hatta bu anlamda İnegöl de kayseri benzeri imalat yapan yerlerin bile Kayseri’ye göre rekabet yapacağı kanaatinde değilim. Çünkü İnegöl’ün işçilik maliyetleri Kayseri’ye göre daha yüksek. Butik iş yapanların kazançları da o derece yüksektir. 

 

 

İnegöl’ümüzün geçmiş yıllardaki başarılarına bakalım neden başarı oldu. Kaliteli ortak hareket ve nitelikli ortak hareket ederek başarı yakalanabilir. Fuar ortak bir harekettir, mobilyum ortak bir harekettir. İhtisas sanayi bölgesi ortak bir harekettir, küçük sanayi siteleri ortak harekettir. Ortak hareketler bizleri bu noktaya taşımış durumda. Dolayısıyla şirketlerin ölçekleri tek başına reklam vermeye uygun değil, tek başına bazen mimar endüstriyel tasarıma uygun olmayabilir. Küçük firmalar kapansın ölsün diyemeyiz, ya büyü ya öl bu doğru değil, bunu asla kabul edemeyiz. Bu küçüklerinde ortak hareket ederek ilerleyebileceği çok yol var. İşte bu firmalara ağabeyler lazım. O sebeple STK lar, bu gibi firmalara gerekli destekleri vermek zorunda. 

 

,FUARLAR ŞAMPİYONLAR LİĞİDİR

Bunu yaparken de sapla samanı ayırmak lazım. Bu işi yapabilecek olanlar, gerçek mobilyacı olmalı. Bazen buna uygun olmayanları da ayırmamız gerekebilir. Yani aileden örnek verelim, mesela bugün bir iş yapılacaktır, siz dersiniz ki çocukların içerisinde bu işi kim yapabilir, biz de köyde yaşarken anne babamız bizlere iş taksimi yapardı, kızlara ayrı erkeklere ayrı, küçük ve büyüklere ayrı ayrı işler verirlerdi. İnegöl’ümüzde de bu tip problemler var adam altından kalkamayacağı yükün altına girmeye çalışıyor, birden bire bir noktaya sıçramak istiyor. Bu durum tam da fuarlar için de geçerli, fuarlar şampiyonlar ligi, buraya herkes girmemeli veya alınmamalı. Ürün taklidi yapanlar İnegöl’ün kalite seviyesini düşürenler elekten geçirilmeli, etik kurallara dikkat etmeyen, fiyatlamayı bilmeyen, üretim maliyetini doğru dürüst yapmayan firmalara dikkatlice davranmalı. Bu tip firmalara muhasebeciler gönderilerek muhasebe kayıtlarında kar zarar haneleri kontrol edilmeli, fiyatlamayı doğru yapıyorlar mı onlara yardımcı olunmalı. Bir süre sonra batarsa zararı hepimizedir. Bu firmalar ciddi bir şekilde elden geçirilmeli, işten anlayanlar üretimin başında mı, malzeme israfı var mı, şartlara uyum sağlıyor mu, ayda iki kere bu müesseselere uğransa parasını da ticaret odası ödese ne kaybederiz. 

Bir firmayı daha sistemin içine katmak kadar güzel bir şey var mı? Bakın yılar önce Belçika’da ikamet eden bir yakınım bana Belçika’da mobilyacılık yapacağını söyledi ve gitmiş Belçika’da oturduğu yerin yerel yönetimine müracaat etmiş, ben burada mobilyacılık yapacağım demiş. Belçika hükümeti önce; 

1.mobilyacılık ve muhasebe eğitimi almalısın. 

2. Bu firmayı mobilyanın ihtiyaç olduğu mahallelerden birinde açabilirsin. Onun dışında bir yerde açamazsın. Bu eğitimleri aldıktan sonra sana mobilyacılık yapabilirsin, ticaretini, üretimini de değil. Sana bir belge vereceğiz o zaman açabilirsin. Gelelim bize bu kadar belgelerin kolayca verildiği incelemesiz verildiği bir düzen olmaz. 

KÜÇÜK FİRMALAR NASIL OLSA İLERİDE KADERİNİ BELİRLER

ÖLEN ÖLÜR KALAN SAĞLAR BİZİMDİR DİYEMEYİZ

Biz geçen hafta uluslar arası çevre uyum belgesi aldık. Uluslararası bir belge idi. Danışmanı geldi burada bize dedi ki eleman listesini verin, listeden elemanları çağırdı, onlara iş güvenirliği, güvenlik, yemek, lavabo temizliği, bakın çevre belgesi verecek bize adam fabrika içerisinde sorgulama yapıyor. Bunları da sorguladılar yani bir disiplin var. Bu disiplini genelde ülkemizde büyük firmalara uyguluyoruz da zaten, büyük firmalar harfiyen bu kurallara uymak zorunda, eğitimli insanı var, belli seviye de kültürü, görgüsü, tecrübesi var. Küçük firmaları da, ya nasıl olsa küçük firma ileride kendi kaderini belirler deyip başıboş bırakıyoruz, bu doğru değil İnegöl’ün kaderini küçük firmalar, küçükler ama örneğin 3 bin taneler, bunlar doğru bir şekilde yönlendirilmezse ileride çok büyük hatalar yapar sektörü mahvederler. Dolayısıyla onlara ağabeylik edilmesi şart, yol yordam gösterilmesi lazım. Bu konuda STL lar devreye girmeli, eğitim ve çalışmalar konusunda esnaf ve zanaatkar bilinçlendirilmeli.

Soru.  Sizin bu düşüncelerinizin gerçekleşmesi için çok ciddi bir çalışmaya ihtiyaç var, bunu kim, kimler ve nasıl yapacak.

Cevap.  Bu konuda kaymakam beyin, belediye başkanının, ticaret odasının STK ların hepsinin görev ve sorumlulukları var. Herkes görevini bizzat kusursuz yerine getirmeli. Aksi takdirde işte bu şekilde 100- 200 tane atölyemiz firmamız araba ticareti ile uğraşır oradaki yanlış işlere girer. Neden bu arkadaşlarımız araba ticaretine girdi bir sorgulayalım. Kamu yönetimi STK lar bilmiyor muydu bu durumu, bilmiyorsa ayıp, biliyorduysa gidip bir saniye ne oluyor demeliydi. Biz mobilyacıyız arkadaş, siz neden bu işe bulaştınız, neden inşaat işine bulaştınız, sorgulanmalı idi. Demek ki ortada bir problem var, bir finansa ihtiyaç var, nakitte sıkıntı yaşanıyor, ya da işsizlik var adam ürününü satamıyor. O zaman ürün satışı ile problem var ki şu an İnegöl ün acil eylem planında yer alması gereken konu bu. Satış unsurlarında acil eylem planı yapılmalı. Böyle bir fuarla bunu yapamazsın. Fuar günü karayolları yol yapmaya başlamışsa ve belediyenin bundan haberi yoksa gerisini siz düşünün. 

İtalya da fuara katlıyoruz önce koleksiyonunuzu gönderin bize diyor, ürünlerimizi görecekler, hangi ürünlerle fuara katılacaksınız görelim. Taklit var mı, firmanın geçmişi nedir daha önce katılmış olduğu fuarlarda olumsuz bir durumu var mı tüm bu unsurlar gözden geçiriliyor bir elemeye tabi tutuluyoruz. Burada biz de o eleme yok. Aslında ciddi bir eleme olması şart. Mobilyumun başarılı olmasının en büyük nedeni daha önce esnaflık etiğine uymayan firmaları almadık, kurallara uymayan, taklitçi, İnegöl mobilyacılığına katkı koymayan, gelecekte mobilyacılığı düşünmeyen insanları olabildiğince almamaya çalıştık.

Soru.  Cidden mobilyuma üye kaydı yaparken bu saydığınız unsurları dikkate alarak mı seçim yaptınız?

Cevap. Tabii ki ve bu konuda birçok insan bana buğuz etti, sitem etti. Beni neden almıyorsun dedi. Bende senin şöyle bir sicilin var, sicilini ve kendini düzelt öyle gel demek zorunda kaldım. Sen mobilyacılık yapmayı düşünmüyorsun biz burayı mobilyacılık yapmayı düşünen esnafa vermek durumundayız. 

Özellikle de esnaf ahlakı zayıf olan, taklitçiliği meslek edinen insanları almamaya gayret ettik. İnegöl küçük yer dikkat etmemiz lazım.

Soru. Mobilyacılar ucuz ve kalitesiz ürün yaparak para kazanamaz, yurt içinde ve yurt dışında rekabet edemez, diyorsunuz. Adam ucuz mal üreterek  sirkülasyondan daha fazla para kazanamaz mı?

Cevap. Aslında ucuz yaptığını sanır ama ucuz yapamaz, çünkü İnegöl’de maliyetler yüksek, Kayseri’ye göre işçilik daha pahalı. Bu nedenle de ucuz mal yapıp para kazanması mümkün değil. Bundan dolayıdır ki daha değerli mal satmalı. Daha değerli mal satmanın kuralları ise, nitelikli ürün, daha tasarım ürünler, daha butik ürünler, daha zanaat işi ürünler. Fabrika, makine ve teknolojinin yanında zanaatın olduğu ustalığın olduğu ürünler yapılmalı İnegöl de. Dolayısıyla İnegöl zanaat ve teknolojiyi, birlikte götürmek durumunda.  Zanaat ve teknolojiyi ve ustalığı beraber götürdüğünde o zaman ürününde bir fiyat problemi kalmaz. 

Çünkü ucuz ürünün ana kurallarından bir tanesidir, aşırı seri üretim yapmak.  Aşırı verimli efektif üretim yapmak. Bunun için mobilyacılığa uygun fabrikalar kurulur. İnegöl’ümüzün ölçeği bu değil, İnegöl’ümüz küçük küçük firmalardan oluşur, bunların bant usulü seri üretim yapmaları imkansız. Seri üretimlerde yüksek adetler gerekir, bir atölyenin yüksek adet yakalaması mümkün mü, imkansız. O sebeple İnegöl, terzi işi dediğimiz zanaatı butik, emeğinde yoğun olduğu sanatın ve işçiliğin ön planda olduğu üretimi yapmak zorunda. Onun için de ucuz üretim yapamaz yapmamalı diyorum. Çünkü her halükarda onun maliyet fiyatı yüksek olacaktır. Yüksek maliyetle nitelikli ürün yapma yoluna gidilmeli yoksa altında ezilirsiniz.

 

 

 

Soru. Önümüzdeki beş yıla dikkat çekerek ihracata yönelmemizi istiyorsunuz. Neden?

Cevap. Avrupalı üreticilerin mobilya maliyetleri çok yüksek. Yumuşak gurup İnegöl usulü mal yapan neredeyse Avrupa da yok gibi. 300 milyonun üzerinde bir nüfus var Avrupa’da, 100 milyon doların üzerinde bir mobilya ticareti var. Büyük bir rakam. Böyle bir büyük pazarların olduğu, İnegöl ürettiğinin %75 ini iç piyasaya %25 ini dış piyasaya satar. İç piyasadaki satışlarda bir bozulma var, bu satın alma gücü bozulan tüketiciler İnegöl ün ürününe artık ulaşamıyor maalesef. Burada ciddi bir problem var. 

İnegöl de bir reklam veya bir tanıtım gayreti yok maalesef, her şey akışına bırakılmış bir imaj ve itibar çalışması olmadığı için yüksek gelir gurubu bizden almıyor orta gelir gurubunun da satın alma gücü bozulduğu için daha ucuz ürünlere yöneldiler. 

İnegöl çok acilen var olan kapasitesini ihracata yönlendirmesi lazım. Aksi takdirde imalatlarımız küçülür, üretimlerimizi kaybederiz. İhracata çok uygun bir ürün gurubu var İnegöl’ümüzde. Ama ihracata uygun gurubu bulunan bu sektörün yapısı pazarlama gücü çok zayıf. Ürün ve firma bu standartlara uygun ama ihracat yapacak kabiliyet yok. İşte burada konuşmamızın başında da değindiğimiz gibi bir abiye bir yol gösterici ekibe ihtiyaç var. Yurt dışında mutlaka sağlam lobi faaliyeti yapacak bir ekibe ihtiyaç var, yurt dışında ofis veya Ticaret odasının sorumluluğunda Avrupa’da ve dünya’da 365 gün açık olan mobilya irtibat büroları açılması lazım. Yereldeki fuarı bir an önce toparlamak ve İnegöl’ün adına yakışır bir fuar yapmak zorunluluğumuz var.

Bunun içinde yok mobilya sanayinde, yok OSB de, yok kültür park ta bir fuar olamaz. Hayal edilmesi bile yanlıştır.

Şehrin kentleşmesine uygun ana arterler üzerinde İnegöl’ün girişinde veya çıkışında uluslararası standartlarda bir fuar alanı yapmalıyız. Yalnız bu fuar alanı yılda bir veya iki kez hizmet vermemeli. Yoksa çok büyük maliyet sorunu yaşarız.

O zaman efektif kullanabileceğimiz, planla çoklu kullanmak mantığıyla bir fuar alanı yapmak ortak pazarlamayı hızla güçlendirmek lazım. Bu noktaya gelindiğin de var olan kapasitemiz ortaya çıkacak. Bu kapasiteler dünya mobilya alımı için çok küçük kapasiteler, bu mantıkla dünya ya rahatlıkla mal satma şansımız artar. Amerika da şu anda Türk mobilyası satın alma konusunda önceliklerden bir tanesi. Ve destekler var, vergide mesela İnegöllü bir firma Amerika’da mobilya mağazası açtığında 125.000 dolar destek veriyor reklam veya başka masraflar için. Yani Türk mobilyasının Amerika’da satılmasını destekliyorlar. İnegöl’ümüz mutlaka proje işlerine ağırlık vermeli ve bu yöne kanalize olmalıdır. 

DEVAMI YARIN