26.01.2022 12:40:00

OKUT ÖĞRET VE NİHAYET

OKUT ÖĞRET VE NİHAYET

             OKUT, ÖĞRET ve NİHAYET...

  Göze girmek,  adamına göre davranmak, el etek öpmek, al gülüm ver gülüm, ye kürküm ye, böyle gelmiş, böyle gider.. ve benzerleri.

Hayat okulunun çatısı altında kazanılan deneyimlerin, sayısız yaşanmışlıkların dil terminolojisine katkısı yadsınamaz bir gerçek. Konuşan, düşünen canlıya özgü özellikler, farklı kimliklerde her an ortaya çıkmakta.

Özde güzel insanın bin bir türlü huyu, önce yaşam sahnesinde sergilenir, ardından yeni kelime öbekleriyle dil zenginleşir. Oldu bittilerin, başa gelenlerin, menzilden çıkanların ettikleri ya deyim olur ya da özlü söz olarak yerini alır literatürde. 'İnsanın insanla sınavı, çeken bilir, ya sabır, görmezden gel' gibi kavramlar kültüre gömülür nihayetinde. Masal bu ya, kulağına kaçırılanı doğru bilirse kişi hayat felsefesine dönüşür biat ettikleri haberi bile olmadan.

Gel zaman git zaman, olanlar olduktan, duyanlar duyduktan sonra, dokunmayan yılana biçilen bin yıllık ömür, altınlı söz, gümüşlü sükut öğretileri, yerini sır tabir edilen sistemi gözlem yetisiyle okumaya yazmaya başlayanların iç dinginlikleriyle, huzurla kendine dönüşlerine bırakır an be an. Gözü, özü, sözü açılmış küçük prens bilgeliğiyle yeri gelir el verir düşene, zamanı gelir aş olur aça, an gelir kapının anahtarını sunar yolda kalmışa.

   Yaşarken yaşatan, konuşurken aydınlatan, susarken düşündüren, severken sayan, çalışırken paylaşan, öğretirken öğrenen, 2yi 1leyen,  insanlar sarsın etrafımızı. Erdemin, vicdanin, iyiliğin, hoşgörünün, yardımın belgesi de olmaz, ezbere öğretisi de. Sistem kendinden kendine işletir takdirini de teşekkürünü de. Seni hiç tanımayanla, varlığını görmezden gelenin farkının yokluğunu idrak edenler, kendinden eminlikleriyle imzalar üstün başarı belgelerini tükenmez yaşam kalemleriyle.

Aynı gökyüzünün altında orijinal hayat senaryolarımıza karışmış ya da teğet geçmiş, tekin çoklu görüntülerinin kişiliğimizi büyüttüğü, sadece kendi canını can sayanların da can parçamız olduğunun kabulünün bilinciyle yüksek sesle dedim ki: _______________________ .

(Düşünceye ses olmak istersen, içinden geçirip dışına yansıtarak kendine özgü sözcüklerle doldur bakalım yukarıdaki boşluğu.)

Takdiri her daim okuryazarın kendisine bırakıyorum. Yormadan kırmadan sevgiyle yol alabilmenin ferahlığıyla; normal, uzman, baş, belgeli, belgesiz tüm sıfatların ayrıştırmaya zemin hazırladığının farkındalığıyla; azimli, duyarlı, öğreten, öğrenen eli kalem tutan yüreği aşkla çarpan, kendi merkezinde işini layığıyla yapanları en içten duygularımla selamlıyor ve kucaklıyorum.

AP