Sayın Alper Taban, geçtiğimiz hafta size bir açık mektup yazmış, sağlık çalışanlarının samimi isteklerini duyurmuştum.
OLMADI SAYIN ALPER TABAN…
Sayın Alper Taban, geçtiğimiz hafta size bir açık mektup yazmış, sağlık çalışanlarının samimi isteklerini duyurmuştum. Bu açık mektubumu dikkate almamış olmalısınız ki, lütfedip cevap verme zahmetinde bulunmadınız.
Yazım size ulaşmamıştır düşüncesi ve iyi niyetimle whatsapp tan konu ile ilgili fikrinizin ne olduğunu sordum, yine cevap vermediniz. Daha sonra yapmış olduğunuz bir canlı yayın programında, ısrarla bu isteğimizi sorduğumda, ilgisiz bir şekilde Belediyenin kreşi var deyip adres gösterdiniz. Belediyenin kreşi olduğunu, talep sahipleri de ben de biliyorum. Biz sizden sağlık personelinin çocukları için bir kreş talebinde bulunmuştuk. Ama ne gariptir ki bu talebimizi ciddiye almadığınız gibi, neden yapamayacağınızı da anlatmadınız. Beni bilgilendirmediniz. Oysa sizin nazik ve kibar davranışınız, güler yüzlü görüntünüz, insanlara samimiyet gösteren kişiliğinizle, beni nezaketen de olsa konu hakkında bilgilendirmeniz gerekiyordu.
Demek ki görünen yüzün arkasında farklı bir karakter var. Sayın Taban, ben kapınızda sıra bekleyen, aman bana da aylık bağlayın diyen gazetecilerden değilim. 45 yıla yaklaşan gazetecilik hayatım, 69 yıllık yaşamım referansımdır. Beni birileri le karıştırmayın. Ben her ay, üç kuruş vererek reklamınızı yaptırdığınız fikirsiz ve zikirsiz basın mensuplarından değilim.
Benim yazılarım toplumun beklentilerini size anlatmaktan öte bir anlam taşımıyor. Açıkçası elimden geldiğince toplumun sesi olmaya çalışıyorum. Maksadım bu güzel yere, katkı sağlamaktır. Kendi adıma bir şeyler istemiş olsam, cevap verip vermeme keyfiyeti size ait olabilir. Hiçbir şey deme hakkımda yoktur. Ama ben, kamuoyunun duygularını, şikayetlerini ve sizden beklentilerini dile getiriyorum. Bir belediye başkanı olarak bu istekleri değerlendirip olumlu veya olumsuz cevaplamak zorundasınız. Görünen o ki sosyal medyadan, Bir kaç sefer sizi hizmet etmeye davet eden yazılarım nedeniyle, bana karşı içinizde bir husumet beslemişsiniz. Umurumda bile değil. O kibar ve nazik tavrınızın arkasında nasıl bir Alper Taban olduğunu bana gösterdiğiniz için size teşekkür ederim. Astar düşmüş, yüz gözükmüştür.
Ben kamuoyunun sesi olmaya devam edeceğim, siz de benim sesime kulak vermemeye, beni ciddiye almamaya devam edebilirsiniz. Ben sizi ciddiye almak zorundayım, çünkü bir basın mensubuyum ve kendimi yaklaşık üç yüz bin kişi karşısında sorumlu hissediyorum.
Rahatsız olsanız da, kin ve husumet besleseniz de ben milletin menfaati olan konuları yazmaya devam edeceğim.
