PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK VE UMUT
Her yaşam deneyimi farklıdır;yaşanılan zorlu olaylara gösterilen tepkiler, olayı kabul edip değişime açık olmalar... Yeni sürecin içinden geçerken ruhsal acıyla yanmalar... Giden sevgilinin acısını uzunca bir süre yaşamalar...Aldatan eşini hemen boşayıp, haftasına yeni bir sevgili bulmalar...Yaşanılan bir felakette, tüm insanlığın acısını yüreğine de hissetmeler... Uykusuz geçen geceler, kendimize özgüdür. Yaşamın size getirdiği zorluğu nasıl değerlendireceğiniz, vereceğiniz tepkiler sizin yol hikayenizin ve görevinizin derinliğinde gizlidir. Zorlu yaşam deneyiminin bile kişiden kişiye tanımı değişiyor. Kimisi için sıkışan trafikte geçirdiği bir saatlik süreç zorlu yaşam deneyimi olurken, kimi açtığı tezgahta kışın soğuğuna rağmen, geçirdiği on saate sattığı, meyve ve sebzenin, şükür duygusuyla evine dönebiliyor. Öncelikle, yaşadığımız her zorlu yaşam deneyiminde, verdiğimiz tüm tepkilerin, yerli yerinde olduğunu bilin...
Kişilerin benzer durumlara karşı neden farklı duygusal tepki verdikleri ile ilgili yapılan araştırmalar, karşımıza psikolojik sağlamlık kavramını çıkarıyor.. duygusal dayanaklılık olarak da ifade edilen psikolojik sağlamlık, kişinin zor ve olumsuz koşullarla baş edebilme ve başarıyla normal hayata gelebilme ve uyum sağlayabilme yeteneğidir. Psikolojik sağlamlık, sonradan öğrenilebilen bir baş etme becerisi olarak tanımlanıyor. Bu beceri ile kişi içinde yaşadığı zorluğu kısa sürede atlatarak , iyileşme yollarını arayarak yeni duruma kolayca uyum sağlayabiliyor.
Psikolojik sağlamlığımızı artırabilmek için,önce kendimize, sonra da, çevremize karşı iyimser bir tutum sergileyerek, güçlü yönlerimizi fark edebiliriz. Olumlu ve olumsuz yanlarıyla hayatı olduğu gibi kabul ederek her zorluğun ardından gelecek güzel günlerin olduğunu hatırlayabiliriz. Stres ve endişe yaratan olayların oluşmasına engel olamayacağımızı, hayatın bir akışı olduğunu kabul edebiliriz.. Esnek bakış açısı ile olaylara karşı verdiğiniz tepkileri değiştirebiliriz . Sekiz saat uyku, dengeli beslenme, düzenli egzersiz vb. öz-bakım becerileri ile psikolojik sağlamlığımızı güçlendirebiliriz.. En son yaşadığımız zorlu deneyimi nasıl atlattığımızı kendimize hatırlatırken ışığın içimiz de olduğunu hatırlarız. Bir arkadaşla sohbet etmek, kitap okumak ya da film izlemek gibi iyi gelecek günlük alışkanlıklarımıza dönerek yaşama tutunabiliriz. Günlük sorumluluklarımızı yapmaya devam etmek,işimize odaklanmak gibi uğraşı alanlarımızın olması süreci kolaylaştırıyor. Bu alışkanlıklar özellikle iyimser bir bakış açısı kazanmamızı sağlıyor. Ailemiz ve yakın çevremiz ile sosyal ilişkilerinizi güçlendirmek tekrar hayata tutunmamıza destek oluyor. Psikolojk sağlamlığı, esen rüzgarla uyumlu bir şekilde, eğilen ağacın tekrar yerine dönmesine benzetebiliriz. Rüzgara direnen dallar kırılsa da asıl olan ağacın kökleridir. Kendimizi beslediğimiz kaynak, ağacın kökleri gibi bizi yeniden güçlendirip yeni dallar verir. Bu kökler,işimiz,dostlarımız ailemiz,çocuklarımız ve kendimizle olan bağlarımız ve manevi yönümüzdür.
Zorlu yaşam deneyimlerinden sonra, iç kaynağımızı ne kadar hızla harekete geçirirsek süreci atlatmak o kadar kolay olacaktır. Yaşadığımız olaylarla ilgili duygularımızı ifade etmek sevdiklerimizle paylaşmak süreci kabul aşamasında bize destek olabilir. Zorlu olay sonrasında yasal haklarımızı aramak,süreci kolaylaştıran tutumlardan birdir. Normal sürecinize dönmeniz yaşadığınız zorlu yaşam olayının şiddeti ve süresine ve psikolojik sağlamlığınıza bağlı olarak değişim gösterir.
Bazen yaşadıklarınızı anlamak ve anlamlandırmak uzun yıllar alabilir... Bu neydi dediğiniz tanımlayamadığınız ve sizi anlayan hiç kimsenin olmadığını düşünerek, kendi kendinize daha derin bir çıkmaza girdiğiniz anlar da ;yanınızda doğru kişilerin bulunması son derece önemlidir... Sizinle konuştuğu her bir cümlenin sizi nasıl etkileyebileceğinin eğitimini en az dört yıl alan bir psikolojik danışman, bir psikolog, bir psikiyatrist size zarar vermeden yaşadıklarınızı en kolay şekilde atlatmanıza destek olan ruh sağlığı uzmanlardır... Bireyin kendi gücüne güvenen ve her bir bireyin kendi yaşamının üstadı olduğunu bilen bir uzman, size sadece saf bir koşulsuz kabulle ve sevgiyle gerçek bir ayna olur. Yolculuğunuz boyunca size ayna olan uzman, sadece sizin içinizdeki şifacının kendini hatırlamasını sağlar. Deneyimleriniz ve seçimlerinizden dolayı sizi yargılamadan dinleyebilmek ve gönül aynalarını lekesiz tutabilmek için, aldıkları eğitimin içinde kendi analizlerini yapmakta vardır. Yeni eğitimlerle sürekli kendini geliştiren, bir ruh sağlığı uzmanı tedavide , ilk kuralın danışana zarar vermemek olduğunu bilir... Sizinle güven ilişkisi içinde sürdürülen seanslarda bağımlılık geliştirdiğiniz zaman, süreci sizin lehinize çevirip bağımlılığı çözmekten sorumludur. Her bir danışanın evrende eşi ve benzeri olmayan biricik bir varlık olduğunu idrak etmiş bir uzman, hiçbir halinizi, kınamaz,ayıplamaz,yargılamaz kendini sizin üstünüzde bir bilinç olarak tanımlamaz ve size acıyarak bakmaz... Sizin kendinize gelip yaşam yolunu yürüyebilmek, için kendinize ihtiyacınız vardır... Bedeninizin şoför koltuğuna oturup, direksiyonunuzu eline alıp size ne yapacağınızı söyleyen kişiler, sizin nereden gelip nereye gideceğinizi bilmeyen kişilerdir... Bu nedenle gerçek bir ruh sağlığı uzmanı şoför koltuğuna oturmaz. Sadece şoförün ne kadar iyi bir şoför olduğunu hatırlamasınına rehberlik eder.Kendimizi hatırlamak demek koltukta kimin oturduğunun farkındalığı ile yola devam etmektir. Ve artık, yolculuğun bundan sonraki rotasında karşılaşacağımızın ne olduğunu bilmeden, yolun adının umut olduğunu bilmektir...
Kendisini hiçbir zaman bir şifacı, bir üstat olarak tanımlamadığı gibi, psikoterapist olarak ta tanımlamayan, ancak yaptığı tüm çalışmalarda ve verdiği tüm eserlerde okuyucusuna şifa dağıtan geçen hafta içinde ebedi yolculuğuna uğurladığımız, Değerli Hocamız Doğan Cüceloğlu’nu saygı ve rahmetle anarken yazımı onun konuyla ilgili sözleriyle bitirmek istiyorum.
“Her acı -ister bedensel acı olsun,ister duygusal, ister zihinsel- bir mesaj taşır. Bu mesaj ya yapmamamız gereken bir şeyi belirtir. Örneğin “Başkalarının düşünce ve değerleriyle hareket etme, der; ya da yapmamız gereken bir şeye işaret eder;örneğin kendi özüne dön,kendi değerlerin içinde yaşamını inşa et,” gibi. “Kişinin huzursuzluğu, mutsuzluğu, gerginliği, sıkıntısı onu uyandırmaya çalışan önemli dostlarıdır.”
Sevgiyle ve umutla kalın..
mujgansonuc.psk.@gmail.com.