28.03.2024 10:06:00

4603

ŞAİRLERİMİZİN DİLİNDEN ŞİİR TADINDA RAMAZANLAR

ŞAİRLERİMİZİN DİLİNDEN ŞİİR TADINDA RAMAZANLAR

Şairlerimizin Dilinden Şiir Tadında Ramazanlar

Edebiyatımız birbirinden güzel ramazaniyeler, ramazan ilahileri, maniler,  gazel, rubai, koşma vb çeşitli türden ürünlerle doludur.
Bazıları hafız musiki üstadları bu şiirlere muhtelif besteler icra etmişler. Itri, Hafız Sami, Sadettin Kaynak, Hafız Burhan, Kani Karaca ilk aklıma geliverenleri..
Şairleri, yazarları, ses ve saz üstadı musikişinasları, çizer ve hattatlarıyla topyekün sanat erbabıyla bu ayın güzelliğine ayrı bir renk ve ahenk katmışlardır.

Merhaba coşkusu

Kutlu ayın geliş neşvesine ortak olan duygularıızın tercüman olan 
‘On bir aydır gideli biz de çekerdik hicran / Merhaba etdi bizimle yine şehr-i Ramazan’ diyen Bahti (I. Ahmed) gibi 
‘Saye (gölge) saldı ehl-i iman üstüne / Hamdülillah geldi mah-ı Ramazan. 
Doğdu ol nur ehl-i irfan üstüne / Hamdülillah geldi mah-ı Ramazan’ diyen İsmail Hakkı Bursevî hazretlerimiz,
‘Âşıklara edin salâ / Oruç ayı geldi yine
Rahmet denizi cûş edip /Âlemlere doldu yine.
Kur’an’da Allah övdüğü / Cümle nebîler sevdiği / Ümmete Allah verdiği /Oruç ayı geldi yine’ diye inleyen Mehmed Muhyiddin Üftâde hazretlerimiz ve Niyazi Mısrilerimiz vardır.
Usta şair Cengiz Numanoğlu da ‘Dünya arzuları, kuşattı beni / Köle kıldım, bu nefsime bedeni,/Gör ki; yorgun düştüm, özledim seni / Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.’ diyerek Hoşgeldin diyen şairler kervanına katılır.

Kadrini bilen semtlere meftuniyet

Yahya Kemal’in şu dizeleri ramazanlaşan müminlere hayranlığı, bu ayın hakkını veren semtlere meftuniyeti, ramazan neşvesini ve mahrum olanların kaçırdığı nasibi ne kadar güzel de yansıtır:
İftardan önce gittim Atik-Valide semtine / Kaç def’a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
Sessizdiler..Fakat Ramazan maneviyyeti /Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;
Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler / Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;
Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları / Az çok yakından sezdiriyor top ve iftarı.
Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün;/ Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün.
Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri / Bir nurlu neş’e kapladı kerpiçten evleri.
Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz! / Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş’esiz.
Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı / Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.
Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; / Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
‘Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür; Mademki böyle duygularım kaldı, çok şükür.’

Üstadlar geçidinden ramazan hissiyatları

‘Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı; / ‘Bilinmez’i bilirler, bilseler ağlamayı…’
‘Bu kaçıncı ramazan, daha kaç tane kaldı? / Renk uçuk, nakış silik, ocak sönük... Ne kaldı?’
(Necip Fazıl Kısakürek)

‘Arınmış gönüller durdu secdeye,/ İndi kuşlar gökyüzünden müjdeye,
Bu sabah hüzzamdan okundu ezan 
Aksetti ilahi sesler derinde./ Bir bitmez bereket beraberinde
Yurda burcu burcu geldi ramazan..(Feyzi Halıcı- Mübarek Ramazan)

‘Yâ Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine, / Kaldır aradan vahdete hâil ne ise;
Yâ Râb, şu asırlarca süren tefrikadan /Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se.
Mâdâm ki verdin bize bir rûh-i nevin...Yâ Râb, daha bir nefha-i te’yîd insin!’ (Mehmet Akif Ersoy)

‘Ey oruç, diriltici rüzgâr, İslam baharı / Es insan ruhuna inip yüce ilham dağından
Kevser içir, âb-ı hayat boşalt kristal bardağından
Susamış ufuklara insan kalbinin ufuklarına’ (Sezai Karakoç- İnsan ve Oruç)
‘İftar topu aksedince İhsâniye’den / Seslendi ezanlarım, Süleymaniye’den 
Altında ve üstünde yanıp bin kandil / Nûr indi civâra Nûruosmaniye’den’
(Arif Nihat Asya-Ramazan Akşamı)

‘Alnımız secdede bulsun bizi her lahza ezan / Ve hazin ömrümüzün her günü olsun ramazan’  (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Elveda günleri hüznü

Ramazanın ilk 15 gününde merhaba şiirleri / ilahi ve kasideleriyle karşılanan mübarek ay, diğer yarısında da elveda diye diye mahzun bir eda ile uğurlanır. 
‘Yine firkat nârına yandı cihân / Hasretâ gitti mübârek Ramazan 
Nûruyla bulmuştu âlem yeni cân / Firkatâ gitti mübârek Ramazan 
İndi Kur’ân sende ey nûru güzel /Leyle-i Kadrinde ey kadir güzel 
Gitti ey tehlîl ü tekbîri güzel /Elvedâ gitti mübârek Ramazan 
(…) 
Cem olup Hakk’a münacât edelim / Nûr-ı Kur’ân ile doğru gidelim 
Bilmedik kadrin Niyazî nidelim / Pek yazık gitti mübârek Ramazan’ (Niyazi-i Mısri)

Eşrefoğlu Rûmî ‘Elveda Ey Şehri Ramazan’ ve Alvarlı Efe adıyla nam salan Muhammed Lutfi efendi ‘Firkatnâme-i Ramazân’ adlı şiirleriyle buruk hüznümüze ve bir daha kavuşma beklentimize ortak olurlar.
Bu elvadalar şiir tadında bir ramazan yaşayamayan coğrafyalara bir ağıtı da içerir. Mahzun gönüllerin kutlu ayda mutlu olamayan dostlarına duaları ve niyazları vardır.