Bayram KAYA .................... Edebiyatçı- İlahiyatçı ve Yerel Araştırmacı

Tarih: 18.12.2024 10:56

Salihler Diyarı Suriye’de Yeni Açılımlar Dönemi

Facebook Twitter Linked-in

Salihler Diyarı Suriye’de Yeni Açılımlar Dönemi

Siyer kaynaklarında devrin yaz ve kış ticaret yolculuklarının Yemen ve Şam taraflarına yapıldığı kaydediliyordu. Bugünkü anlamda Şam diyarı / Diyaru’ş-Şam sadece bugünkü gibi bir şehir olmaktan ziyade bir coğrafyanın, yani Filistin, Lübnan, Ürdün topraklarını da içeren bölgenin adıydı. Bizans topraklarına dahilken ve diyar-ı rum olarak anılırken, kral Heraklius’a  (Herakleios 610-641)  Peygamber efendimiz (sav) kendisine İslam'a davet mektubu göndermişti.. Hz. Ebubekir’in hilafeti zamanında fütühat başladı ve Hz.Ömer döneminde daha da genişleyerek bölge İslam devleti topraklarına katıldı.

Suriye evliya ve ulema kabirleriyle dolu

Yedinci asırdan itibaren Müslümanların etkisine giren Şam diyarında nice sahabe kabri, tabiin (peygamber efendimizi göremeyip onu gören sahabeyi görenler) ve sonraki dönemlerden nice İslam alimi, fazıl şahsiyetlerin, evliyanın buralarda medfun olduğu biliniyor. Gidip ziyaret edenlerce de anlatılıyor.
Bir çok sahabe (Ebu Hureyre, Bilal-i Habeşi, bir hayli ehli beyt) Halid-i Bağdadi, Selahaddin-i Eyyubi,  İbnü Abidin, İbrahim bin Edhem, Ka’bul-Ahbar, Muhyiddin-i Arabi, İmam-ı Nevevi, Ömer bin Abdülaziz, Şakir Hamevi, Şemseddin Icî, Tavus bin Keysan, İmam-ı Zühri, İbni Kesir, Zehebi, Ramazan el-Buti, Vehbe Zuhayli, Muhammed Ali Es-Sabuni gibi nice şahsiyetlerin vatanı, medfun olduğu veya hizmet verdiği mekanlar buralar.

Yavuz’un Suriye seferiyle 4 asır birliktelik

Yavuz Sultan Selim’in bölgeyi fethinden sonra (1516-17) bölge 4 asır Osmanlı toprakları içerisindeydi. Güzellikleri paylaştık, sıkıntılı günlerde tüm tehlikeleri beraber savdık. Çanakkale cephesinde o bölgeden gelen askerlerin şehadetleri birlik ve dirliğimizi, dayanışmamızı gösteren en güçlü delillerden biridir. Suriye, Osmanlı zaafa uğrayınca egemen güçlerin bizden kopardığı ve bölgede kurdurduğu suni devletlerden biri olmuştu.

Hicaz Demiryolu Suriye’den geçer

1900’de 2.Abdülhamit döneminde yapımına başlanan ve ilk seferini 1908 yılında İstanbul’dan Şam’a oradan Medine’ye gerçekleştiren Hicaz demiryolu sayesinde 50 günü bulan yolculuk 5 güne inmişti. Vizesiz ve pasaportsuz kutsal topraklara gidilebiliyordu. Şimdi araya hudutlar girdi. Türkiye’den sonra Suriye ve Ürdün’den geçerek Suudi Arabistan’a ulaşıyordu. İsmine izafeten Hamidiye Hicaz demiryolu da denen proje hattı Suriye’de Halep, Hama ve Şam’dan geçiyordu. Geçtiği yerlerin gelişimine önemli katkılar sağlayan demiryolu, maalesef 1.Cihan harbinde isyancılar tarafından talan edildi ve Osmanlıdan koparılan ülkeler sebebiyle hat dörde ayrıldı.

Bir devrin sömürgecisi Fransa şimdi yardıma hazırmış!

1.Dünya savaşı sonrası İngilizlerle paylaşımda Suriye ve Lübnan Fransa mandası oldu.(1919-20) Ülkeyi ekalliyetlere göre 5 ayrı bölgeye ayırdı. İç isyanları bastırmak için bombalamalar yaptı. Genel grevlere de gitmiş Suriye, zorlu ve sıkıntılı geçen yılların ardından çoktan pes etmiş Fransa’dan,  şartlar gereği ancak 2.dünya savaşından sonra 1945’de bağımsızlığını elde edebildi. Darbeler bir birini izledi. Sosyalist Baas Partisi bazı ülkeler özellikle bir dönem ülkeyi sömürgeci güç Fransa’nın Suriye'nin yeni yönetimiyle işbirliğine hazır olduklarını açıklaması manidardı. Halbuki Suriye ile birlikte Adana, Mersin, Urfa, Maraş gibi illerimiz de Fransız istilasına uğramış ve Anadolu’nun bu coğrafyasında Fransız sömürge girişimine karşı amansız mücadele verilmişti.(1920-21)

Baas İktidarı ve İhvan’ın mücadelesi

Baas rejiminin, muhalefet partilerine ve İhvanı Müslimin’e karşı sert tavrı biliniyor. Yurt dışında yaşarken ihvan-ı müslimin'den bir arkadaşımızın Suriye ihvanı öncülerinden biri olup rejim zulmünden kaçarak oraya sığınan Suriyeli bir alimden bahsettiğini, kaçabilen bir çoklarının yurt dışında zorluklar yaşadığını söylediğini hatırlıyorum. Örneğin, gazeteci Taha Kılınç’ın ‘Gölgelerin Peşinde 50 Portre’ adlı eserinde bahsettiği (Ketebe Yay., 2020, 1.Baskı, 307 sayfa) Suriyeli meşhur alim Ali Tantavi’nin kızı, Suriye Müslüman Kardeşler İsam Attar’ın eşi, 1981 yılında Suriye istihbaratı tarafından Suriye’den kaçtığı Almanya’da öldürülen Benân Ali Tantavî (1943-1981)’yi de anmak gerekir.

Baskıcı azınlık rejimin zulüm merkezleri

Ülke nüfusunun çoğunluğunun (%70) Sünni olduğu bilinen Suriye’de yönetim Aleviliğin çok farklı bir kolu olan Nusayrilerin (%15) elindeydi. Dürziler ve hristiyanların (%10) da bulunduğu Suriye'de çok sayıda işkence merkezi olduğu söyleniyor ve biliniyordu. Rejimin düşüşü sonrası görsel olarak hapishanelerde gün yüzüne çıkan insanlık dışı şartlar ve zulümlerin korkunçluğu bir kez daha tescillendi. 
Tarım ülkesi, petrolü az ve sınırlı olduğu bilinen Suriye’de Nusayri Esed iktidarınca milli gelirin en çok payının silahlanmaya ayrıldığı, refahın kendilerine yakın mutlu azınlıklar tarafından paylaşıldığı uzmanlarca dile getiriliyordu.

Geçici Milli hükümet kuruldu

Şimdi yepyeni bir dönem başladı ve zulümlerden kurtarılan bölgelerde günlerce coşkulu kutlamalar yapıldı, yapılıyor. Hayatın normale dönmesi adına geçiş süreci için Başbakanlık görevine Muhammed el Beşir getirildi. Tüm dünya Müslümanlarının ve zulme direnen sağduyulu kitlenin ortak beklentisi Ruslara karşı on yıl mücadele edip cephede kazanan ancak devlet kurmada ihtilafa düşen Afganistan’a benzememesidir. Karıştırmak isteyenler var. Emperyalizm ve Siyonizm rahat durmuyor. Nitekim İsrail, birkaç günde kendisi için kullanılma ihtimaline karşı tehdit gördüğü ülke için çok önemli 500’ü aşkın stratejik noktayı vurdu ve bir hayli toprağı  işgal etti.. 
Temennimiz: Halkı 60 yıllık baskıdan çok çok bunalmış ülkenin yaraları tez zamanda sarılsın.. İnsanları, komşularımız ve coğrafya huzur bulsun. Dostluğumuz baki, yolları ve bahtları açık olsun..


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —