16.02.2021 17:05:00

2135

ŞİFA NİYETİNE

ŞİFA NİYETİNE

ŞİFA NİYETİNE

Olanla ve olmayanla fazla ilgilisin dedi Usta Ugway öğrencisine. Geçmişte olana ve gelecekte olmasını istediğine fazla takılıyorsun ve şu anı kaçırıyorsun. Ve bunu hep yapıyorsun. Hikayedeki Ugway kimdir ? Bir şifacıdır. Şifacı kimdir ? En temel tabir ile şifacı; kendi güçlü ve yoğun hayat enerjisini başka ruhların düşük yaşam enerjilerini yükseltmek üzere kullanan kişidir. Kimileri şifacıyı olduğundan farklı algılayabilir. Şifacı elinde tılsımlar, taşlar, otlar olan sihirli küresine bakıp süslü sözcükler söyleyen kişi değildir Şifacı senin enerjini açtığın ve ruhuna onu yükseltmek için erişen kişidir. Şifacı kendini sevmeyi keşfettikçe daha çok seven bu enerjiyi etrafına yayan kişidir.

Şifacıyı anlatmadan sana bir soru soracağım. Şimdi arkana yaslan ve bir düşün. Geçmişte ve gelecekte yaşadın, korktun ve korkularına takılı kaldın, korku enerjisinden silkinip sevgi enerjisine geçemedin, mutluluğu dünyevi bağımlılıklarda aradın ve daha da batağa saplandın, tüm bu kısır döngü içinde hayatın pişmanlıklar, başarısızlıklar ve yenilgilerle doldu. Kızdın, öfkelendin ama en çok da kendine kızdın. Tanıdık geldi, değil mi? Peki ya sana tüm olacak olanların zaten olmuş olduğunu söylesem. Zamanın senin algında olduğunu ve başka evrenlerde şu yaşadığın 80 senelik hayatın 8 dakikaya denk geldiğini bilsen, yine de kaygılanır mıydın ? Zaman senin gerçekliğin olmuş olabilir ama ya gerçekte olan değilse ? Şifacı sana bunu göstermeye gelmişse ? Almaya hazır mısın ? Bu algınla ya hazırsındır ya da o noktaya erişmene daha çok vardır. Peki ya sen neredesin ?

Enteresan bir gelişme oldu. Kısa süre önce olanla ve olmayanla ilgimi tamamen kestim. Uzun süredir bu konuda araştırmalar yapıyordum ancak son günlerde değişimim iyice hızlandı ve beni bu idrak noktasına getirdi. Süreci şöyle paylaşayım sizlerle. Teoride zaten bildiğim bir felsefeyi yaşamıma adapte etmiş halde buldum kendimi. Buldum diyorum çünkü bilinçli zihnimle yapmadım. İlginç bir şekilde artık böyle düşünmeye ve hareket etmeye başladığımı fark ettim. Belki de uzun süredir zihnimi bu şekilde eğittiğim için bilinçaltıma yerleşen bu düşünce şekli artık tamamen bilinç üstüne çıkıp davranışlarıma yansıyordur. Tam anlamıyla çözdüm dersem çok iddialı olur, bu nörobilimcilerin işi Ama ben sonuca bakıyorum ve sonuçtan çok memnunum. Ne olursa olsun, müthiş bir huzur hali içinde oluyorsun. Olanı ve olmayanı dirençsizce kabul ediyorsun. Bunu yaparken düşünmüyor, kafandan hesaplamalar yapmıyorsun. Yüzünde hafif, tatlı bir tebessüm oluyor. Devamlı şekilde gülümsüyor, günlük işlerine uğraşlarına devam ediyorsun. Zaten normalde de her şeye gülen bir insan olduğum için çok garip karşılanmadı bu yeni halim Bütün duyularıyla hazzı hisseder mi insan ? Hissediyormuş. Yemek yerken, yürürken, müşterinle telekonferans yaparken, çiçeklerini sularken, trafikte işe yetişmeye çalışırken... Tam farkındalık ve teslimiyet demek böyle oluyormuş. Sanki bulutların üzerinde yürüyormuşsun gibi... Tüm olarak şifa bulmuşsun gibi... Şifacı olmaya niyet etmiş birinin ilk defa tam olarak şifalanmış hissetmesi gibi...

Hazzı dünyevi zevklerde, aşırı alkol tüketiminde, aşırı yemekte, cinsel doyumda arayan insanlara hep üzülmüşümdür. Şimdi daha da net anlıyorum aradaki farkı. Şifacı olmayı seçtiğimde ( bana verilen amaç ) insanlara nasıl yardımım olabilir diye çok düşünmüştüm. Önce kendinden başlıyorsun ve sonra sıra diğerlerine geliyor. Ama demek ki aşamalardan geçmek gerekiyormuş. Hayatın öğretme şekline bir kez daha hayran kaldım. Zamanı geldiğinde olması gereken oluyor. İlahi plan kusursuz bir şekilde işliyor. Kimlere yardım edebilir bir şifacı ? Bu biraz zor bir soru. Ama doğru bir soru. Yardıma muhtaç olan, zihinsel olarak güçsüz, dirayetsiz, korkan, güvensiz, bağımlı pek çok insan var. Ancak algı seviyeleri bunu anlayabilecek düzeyde değil. Günü kurtarmak onlara yetiyor. Hiç bir şey yapamaz bir şifacı böyle bir durumda. Sevmeyi öğrenememiş bir insana sonradan sevmeyi öğretebilir misin ? Bu tıpkı gözleri görmeyen birine güneşi tarif etmeye benzer. Ne kadar çabalasan da işe yaramadığı durumlar olacaktır. Böyle bir durumda şifacı sadece onun iyiliği için dua eder ve uzaklaşır. İnsanların iyiliği için dua etmek yüce bir gönlün işidir. Ayrım yapmadan, ötekileştirmeden, yargılamadan bütünün iyiliğini istemektir asıl olan. Her şeyin bir zamanı vardır. Yanlış yerde olduğunu hissediyorsan orada takılı kalmaman gerekir çünkü kendi enerjin hem kendine hem de almaya hazır benzer enerjideki ruhlara lazımdır. Bazı ruhlar ise yardıma ihtiyaçları olduğunun farkındadır. Kendi eksikliklerini, zaaflarını, korkularını bilir ve kendini değiştirmek, daha iyi bir versiyonuna ulaşmak için adım atmak ister. İşte bu kişilere şifacı gönderilir. Çünkü artık almaya hazırdır. Zemini hazır olan, çapalanmış, havalandırılmış bir toprak, ekeceğin tohumları bitkiye dönüştürmeye hazırdır. Sen ona ihtiyacı olan tohumları verirsin ve o da alır. Böylece, kendine, ona ve bütüne katkıda bulunmuş olursun. Bu, müthiş bir döngüdür. Herkes döngüdeki rolünü oynar ve tamamlanır.

Benim için kim olduğun önemli değil. Dün trafikte agresifleşen sürücü de, dinlemeden konuşan müşteri de, sokaktaki kediyi kovalayan kadın da, ekranlardan bağıran siyasetçiler de, benim enerji seviyemde bir değişime sebep olamıyor artık. Ben kendimin kim olduğu ile ilgiliyim. Kendime ve şifa olabileceğim, aynı enerji seviyesinde akabileceğim ruhlarla ilgiliyim. Peki ya sen kimsin ? Hayatın neresindesin ?

Görmeye hazır mısın ?

Farkında olmaya hazır mısın ?

Şifalanmaya hazır mısın ?

Sevgi ile... Şükür ile... Yaşam Koçu Melis Özer