Siyonizmin En Büyük Başarısı

‘Siyon, Ahd-i Atîk’te Kral Dâvûd tarafından fethedilip krallığın merkezi yapılan Kudüs şehri için kullanılmış bir isimdir (II. Samuel, 5/7). Zamanla kapsamı bütün İsrail topraklarını ifade edecek şekilde genişlemiştir. Siyon kelimesine dayanan siyonizm ise yahudi halkının “tarihî yurtlarına dönüşü” mânasında Filistin’de yahudi devleti kurmayı hedefleyen siyasî hareketi belirtir.’ (Diyanet İslam Ansiklopedisi / DİA, c.37, s.329) 
Siyonizm tarihi ile alakalı okuduğumuz eserlerin hemen hepsinde Yahudilerin bu hedeflerine ulaşmak için idari, siyasi, ticari, kültürel vb. tüm vasıtaları kullanarak güç odağı haline gelme ve bunun için her şeyi mübah görme siyaseti güttüğünü görebiliyoruz. Kendilerince başarı gibi görünen bu yaklaşımları insaf ve vicdan sahibi dünya insanlarınca da sorgulanıyor.  
 

Nüfusu az nüfuzu çok
Dünya nüfusu içinde Siyonizm hizmetkarlığı yapanların sayıca azlığı biliniyor. Dünya ticaret ve siyasetini etkileyen kurum ve kuruluşlardaki nüfuzları sebebiyle görünürlük, duyulurluklarının hep revaçta olduğu da. 

Maddî ve Ticarî Siyonist Güç

Dünyanın ekonomisini etkileyecek derecede sermaye sahipleri en büyük güçleri haline gelmiş.  En zengin ailelerin Yahudi menşeli olması işlerini kolaylaştırıyor, insanları dize getiren mekanizma olarak kullanılıyor.
Endüstrinin her alanında her eve giren ürünler, kartlı ödeme sistemleri, Borsalara oynayan spekülatörlerin varlığı vs. basın yayında sık sık dile getiriliyor. Bir sosyal medya ağının patronu (X, dünyanın en zenginleri arasında yer alan kişisi) bile ilk söylemlerine İsrail’e eleştirilerde bulununca Yahudi sermayeli dev firmaların reklam desteğini çekmesi sonrasında soluğu İsrail’de aldı, çark etti ve söylemlerini değiştirdi. Siyonist sermaye çark ettirdiği kişi ve kuruluşlar, dilsiz şeytanlar ordusuna onu da kattı.

Medyatik Siyonist Güç

Bulundukları ülkelerde basın yayın alanındaki (ajans, radyo, tv, gazete, dergi) güç temerküzleri de görece başarılarını artırıyor. Siyonizme hizmet eden Dünyanın en büyük haber ajansları zulmü görmezden geliyor veya Filistinlileri isyankar, İsrail’in haklılığını savunan söylemler kullanıyor. Medya kendi çıkarlarına hizmet ediyor, büyük maharetleri sürekli kendilerinin ne kadar güçlü olduklarını gündemde tutmalarıdır.
 
Siyasî/Bürokrasi/Diplomasi alanındaki Siyonist Güç

Uluslararası kurumlarda ayan beyan herkes de görüyor ki İsrailin yıllardır devam eden vahşeti, zulmü ve soykırımı karşısında bir şey yapamıyor.

Sanat/Edebiyat/Sinema/Tiyatroda Siyonist güç

Dünya insanına sunulan revaç bulmasına çalışılan ne kadar moda, akım, stil, çizgi varsa yönlendirmenin geldiği yerlerden en önemlisinin bu güç odakları olduğu söylenebilir.

Localar ve lobilerdeki Siyonist Güç

Dünya çapında açtıkları enstitüler, loca, kulüp, tink tank kuruluşları sayesinde görünüşte Yahudi olmayan masonlardan, misyonerlere, ajanlardan aydınlara kadar bir sürü topluluk çıkarlarına hizmet ediyor.

İlerlemiş kabul edilen devletlerin verdikleri güç

Ekonomiden eğitime, sinemadan modaya, endüstriden teknolojiye ilerlemiş, süper güç olarak addedilen esir aldıkları başta Amerika olmak üzere Batı ülkelerin neredeyse tamamının kendilerine verdikleri sınırsız destek de aldatıcı güç te zulüm vasıtası olmaktan başka bir şeye yaramıyor. Sadece bu savaşta değil, yıllardan beri bu batılı devletler Siyonist işgalcilerin yanında yer aldılar. Üstelik söz konusu ülkeler vahşet, katliamı ve soykırımı protesto gösterilerini bile antisemitizm suçu kapsamında değerlendirme çifte standardına dönüştürdüler. Yahudileri desteklemenin dini bir vecibe olduğuna inandırılmış hristiyanlar olan ‘Hristiyan Siyonistler’in de desteği ve gücü yadsınamaz.

Müslümanların verdiği güç

Maalesef müslümanlar arasında çoğu bölge ülkeleri başta olmak üzere arapları düşman gören bu yüzden İsrail'i direkt veya dolaylı destekleyen, başlanmış boykotlara katılmayan, hatta bunun onların işine yaradığını söyleyen kafalar da mevcut. Sosyal medyada ‘son savaşta hangi tarafı tutuyorsunuz?’ gibi bir soruya alenen İsrail'i destekleyen soydaşlarımızı görünce şaşırmadım değil. Ama bu da bir vaka.
Özgür Filistin’in kendi geleceklerini etkileyeceğinden korkan bazı müslüman ülkeler de sessiz kalmakta veya İsrail güdümünde hareket etmektedir. Türkiye başta olmak üzere bir iki müslüman ülkenin gayretleri de olmasa Filistin davası çoktan unutuldu; Filistin hepten yandı demektir.

Biz de mahkûm olduk bir zamanlar

Düne kadar gen teknolojisinden, savunma sanayiine dünyada en gelişmiş seviye olarak gösterilen Siyonizm devleti İsrail’e yakamızı kaptırmıştık. Tanklarımızın modernizasyonunu onlara yaptırıyorduk, İHA’larımızı hatta tarım ülkesi olarak bile tarım ürünlerimizin çoğunun tohumunu onlardan alıyorduk vs. Bereket bu tuzaktan kısa zamanda kurtulduk.
Siyonist güçlerin başarısı, bunca güçlerin sarhoşluğuyla delinmez sanılan demir kubbe sistemlerini kurmaları, batı dünyasını yanlarına almaları, ticarette, endüstride, sanayide, sanatta, gücü elinde bulundurmaları değil, dünyanın süper ajanları ve istihbarat teşkilatlarını kurmaları da değil, Gazze’ye vaki 5 aya yaklaşan son savaşta ilk ayında hem de kendi gazetelerinde (Jerusalem Post) %400 artan Yahudi aleyhtarlığını her geçen gün kendi elleriyle daha da artırmalarıdır.