4.10.2022 08:14:00

7401

TÜRK ŞEKLİ İLE BAŞKANLIK REJİMİ GÖRÜNÜMÜ VE GELECEĞİ NAZARİYE

TÜRK ŞEKLİ İLE BAŞKANLIK REJİMİ GÖRÜNÜMÜ VE GELECEĞİ NAZARİYE

TÜRK ŞEKLİ İLE BAŞKANLIK REJİMİ GÖRÜNÜMÜ VE GELECEĞİ NAZARİYESİ

Ülke ve millet olarak denediğimiz Türk tipi başkanlık rejimi ile  yanıldığımız yahut yanılttığımız evrelerden birinden geçiyoruz.
Parlementer rejimin alternarifi bu sistem; cumhurbaşkanınTBMM ce salt çoğunlukla seçimi ve parlementer rejim cumhurbaşkanlığının siyaseten pek  yetkili ama  sorumsuzluğundan mütevelit  bir sistem olarak tedrici değişimi ilk olarak cumhurbaşkanını milletin genel oyu ile seçebilmesiyle 2007 yılında  değiştirildi.
Değişen anayasa gereği halk oyu ile seçilen ilk cumhurbaşkanımız 
 Erdoğanın ikinci cumhurbaşkalığı evresi ise yine yapılan anayasa tadili ile yürütmenin tek ve bir başı olarak ikinci kez seçilen  cumhurbaşkanımız  erdoğan  gibi   çok güçlü bir siyasi aktörce bu Turk tipi başkanlik rejimi ancak  bu kadar icra edilebiliyor ve icra edebilidiyse bu Türk tipi yeni başkanlık rejiminin  devamının nasıl  işleyeceğini öngöremiyoruz .
İlk bakışta ve başlarda sağ güçlü liderliklerince merhum özal ve merhum demirelce tasavvur ve teşebbüs edildi isede başkanlık rejimine, herikisinde de bu uğurda ki  tüm girişimleri  akamete uğradı. Ve bu sağ muhafazakar  kesim seçmeni ve siyasetçisinde başkanlik rejimi  ukde olarak kalmıştı.
 İş bu  başkanlık rejimi ukdesi
Türk tipi! olarak anayasa tadili ve referandumu ile 2018 de  hayata geçti isede uygulanabilirliği ile kabulü önümüzde ki seçimlerde oylanacak diyebiliriz.
Milletimizce ve tüm Türkiye toplumunca  kabulü ve
 devamının  güç görmekteyiz de  diyebiliriz.
Sebebine gelince 
Işlevsiz bir TBMM ve çok işler başkanlık sarayı ve  sorumlu olmayan dahası şans deneyen danışmanlar ve politikalar kurullarını ve ütettikleri siyaset ile çözümlerin  işlerliği milletimizde karşılık bulmamaktadır. Hatta  mevcut iktidar oy vereni, taraftarı ve tarafgirlerince de bu işlevsiz TBMM mensubu milletin vekillerinin hali ve pürmelali  tasvip ve kabul görmediğini sahada gözlemleyebiliyoruz.
Hele birde erdoğan sonrası volümü düşük bir cumhurbaşkanı ve  cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi evresinde  
 insanlar el fenerleri! ile hükumet ve dert anlatacağını ararlar!
Yani bildiğim bilmediğimdir marko paşalar çoğalır ve marko paşalar evresi yaşar. 
Bu halede  bu toplum,  tahammül etmez ve tahammül edemediği bu evreye  derhal son verme çareleri arar. 
Belki bugünkü yürürlükte olup  işleyen ve cari olan  Türk tipi başkanlık  yönetim  sisteminin tek elle tutulur iyi yanı ve çözümleri olan ülkede güvenlik ve barış! işler sistemide kendi içerisinde bir çelişki barındırıyor. Şöyleki ülkemde ki  içbarış ve güvenlik 
 dış barış ve güvelikle iç içe  geçmiş durumda
yani iç barış ve sükunet sınır ötesi barış ve tahkimatı doğuruyor( doğu akdeniz,kuzey suriye ve güney kafkasya)
Bu durumda ülke  kaynaklarımızın  ve ülke  insanımızın  yer yer israfını gerekli kılıyor.
Bu durum  ülkemizdeki  toplum çeşitliliğimiz çerçevesinde   güzel ülkem insanları arasında ki ilişkilerin   tüm toplum katmanlarımızda çok farklı ve derin atılım yatırım ve mefkurelerle  beraber birkısım  toplumsal kesimler arası  kırılmaları ve tefrikleride beraberinde  getirebilir yahut getirebiliyor da  diyebiliriz.
Evet bugün sınırlarımızın dışında ve hemen uzantısında tahkimat hatları kuruyoruz.
Ancak bu tedirginlik ve içteki kırılganliklarımız ve memnuniyetsizliklerimizde bir o kadar açık ve açık ediliyor. Sürekli güvenlik kaygısı ve hükumetin devleti için yapıp ettiklerini ve  dayattığı minnetiylede oluşan yahut olusturulmaya çalışılan algıda ters bir tepkiyide oluşturabilir.
İşte önümüzde ki seçimin ana belirleyicisi bu yer yer öfkeli minnetsizler ve  öfkeli memnuniyetsizlerdir.
Ayrıca bir hukukçu olarakta tüm ülkece  hukuki birikim ve hukuk devleti birikimimiz nazariyesinde  özünde iç  güvenlik ve güvenlik tahkimatı ile ne kadar uzlaşıp uzlaşılıp hukuk devletinin  feda edilmeyeceğinide yahut edilemeyeceğinide gelecekte görmek isteyenlerdenim.
Evet güçlü ve güvenlikli ülke olmak güzel isede adil ve hukuk devleti olabilip ve hukuk devleti kalabilmek daha da güzel olup güzel olsa gerek.