9.09.2023 03:15:00

ULAŞ AKHAN VE SÖZLERİ

ULAŞ AKHAN VE SÖZLERİ

ULAŞ AKHAN VE SÖZLERİ

 

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın davetiyle gidip gördüğümüz, yeniden inşa edilen ve Bursa’ya kazandırılan Mevlevihane ve müştemilatı hakkında Alinur Aktaş’ın görüş ve düşüncelerini sizlere aktarmıştım. 

Aktaş, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan’a da yapılanları özetlemek üzere söz vermişti. 

O günkü yazımda daha sonra yazılmak üzere Akhan’ın konuşmasına yer vermemiştim. 

Bugün ise Ulaş Akhan hakkındaki düşüncelerimi ve Mevlevihane de basın mensuplarına vermiş olduğu bilgileri paylaşmak istiyorum.

Ulaş Akhan Bursa’da göreve başladığı ve devam ettiği zaman dilimi içerisinde hakkında çok söz söylendi.

Dışarıdan gelen Bursa’yı tanımayan biri genel sekreter olarak Bursa’ya ne katabilir, ne yapabilir ki?

Bursa’da adam mı kalmamıştı da başka yerden ithal ettik. 

Ulaş Akhan Muşlu olduğundan dolayı Muşlulara özel muamele ediyor, Ulaş beye ulaşmak mümkün değil. Böyle genel sekreter mi olur, bu ve benzeri sözler duyduk, duyuyoruz da.

Doğrusunu isterseniz Ulaş Akhan’ı ilk gördüğüm zaman kendisine verdiğim not, “tam bir devlet adamı profili” oldu.

Platon “devlet işleri içten gelen bir sevgi edep ve kâmil akıl ile yürütülmezse onun sonu çöküş olur" der.

Winston Churchill ise “siyasetçi gelecek seçimleri düşünür, devlet adamı gelecek nesilleri” diyerek, siyasetçi ve devlet adamı ayırımını çok net bir şekilde ifade etmiştir.

O halde Ulaş Akhan'dan siyasetçi gibi davranmasını beklemek doğru değil.

Çünkü o bir devlet adamı

Devlet adamı ya da yönetici; adil, bilgili ve akıllı, sorumluluk ve tevazu sahibi, dürüst, halkla sağlıklı iletişim kuran, zulme ve haksızlığa yer vermeyen, 

kontrolü elinden bırakmayan, yetenek ve tecrübe sahibi, analitik düşünce yeteneği gelişmiş, bulunduğu pozisyonda yararlılık gösteren, çok önemli bir siyasal role sahip, saygı duyulan ve parti çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen örnek insandır.

Hal böyle olunca da elbette menfaat bekleyen kişiler Ulaş Akhan veya benzerlerinden rahatsızlık duyacaktır. 

Sözün özü; Ulaş Akhan Bursa için bir şanstır. Gereksiz dedikodularla onun aşk ve şevkini kırmayalım.

Şimdi ise Ulaş Akhan’ın elinde hiçbir not olmadan Mevlevihane de basın mensuplarına yapmış olduğu, hayranlıkla dinlediğim konuşmasına yer vermek istiyorum.

 

Akhan, hem basın mensuplarına ve hem de Alinur Aktaş’a hitaben; 

“Hisarla alâkalı en son Sayın Bakanımız Murat Kurumun da 2022 yılı içerisindeki ziyaretinde, verdiğiniz talimat çerçevesinde devam eden çalışmalarımızı nihayete erdirmek için bir gayretimiz vardı. 

 

ZİNDAN KAPI VE MEVLEVİHANE

Hisar da en son zindan kapıda restorasyon işlerini bitirmiştik. Zindan kapının etrafında bazı düzenlemeler yapıldı. Ondan sonra devam eden işimiz Mevlevihane ile ilgili çalışma oldu. 

Bu çalışma da biraz daha Mevlevihane'nin dışına da sarkacak şekilde yapılıyor, bazı yerlerin kamulaştırılmasına devam ediyoruz. 

Yan tarafta bir konak var oldukça harap bir vaziyette, en son onun kamulaştırılması gerçekleştirildi. 

Üniversitelerimizle özellikle teknik üniversitemizle iki tane alan çalışması yapıldı, üniversitelerimiz, akademik odalar ve bu işe Bursa’da kafa yoran STK larla beraber hisarı nasıl canlandırırız konusunda fikir alışverişinde bulunduk. 

Hisarda nasıl tekrardan hem yaşamı devam ettirebilir ve hem de gelen misafirlere tanıtım yapabiliriz başlığı altında araştırma yaptık.

BEY SARAYI

Bu işin anahtar konu başlığı Bey Sarayı olduğu kanaati oluştu.

Konu ile alakalı yine sizin başkanlığınızda 2021 yılında o zamanın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar la yapmış olduğunuz görüşmeler neticesi aslında bir protokol hazırlanmıştı. 

Fakat o protokol daha sonra beklentilerin, taleplerin çok farklı bir boyuta gitmesi sonrasında ve pandeminin araya girmesiyle nihayete erdirilememişti.

Yeni kabinenin kurulmasıyla birlikte yine sizin girişimlerinizle milletvekilleri ile beraber Milli Savunma Bakanımızı ziyaretinizde Bey Sarayı konusu gündeme geldi. 

Orduevinin tekrardan yine askeriye ye ait bir alana taşınabilmesi ile alakalı 100 odalı bir orduevi yapılması konusunda prensip anlaşması yapıldı.

Bizim çalışmalarımız o yönde ilerliyor. 

Hisar’da aslında yıllardır belki de 20-30 yıldır çok konuşulan ama bir türlü hayata geçirilemeyen konu Bey Sarayı alanının yani şu andaki ordu evinin boşaltılması yönünde. 

Bu konuyla alakalı sizin başkanlığınızda bir bilim kurulu oluşturulmuştu. Bu kurul bilimsel çalışmalarını yaptılar ve bu çalışmayı kitaplaştırarak basımını gerçekleştirdik.

Şu anda hisarla alakalı belki de kilit olacak en önemli konu, Bey Saray’ı nın  bir protokole bağlanarak hayata geçirilmesi. 

HAMİDİYE SANAT MEKTEBİ

Bu durum gerçekleştirildikten sonra arkasından Hamidiye Sanat Mektebi ile alakalı kurulumuz önemli bir karara imza attı. 

Bu yere Mili eğitim bakanlığının yeniden bir bina yapma çalışması vardı, fakat kurulumuz orada bulunan eski yapıların Surlar bölgesine aşırı yük getirecek ve belki de olumsuz etkisi olacak düşüncesiyle eski binaların tescilinin yapılmasını istedi ve betonlaşmanın önüne geçilmiş oldu.

MEMLEKET HASTANESİ

Hemen onun devamında Haşim işcan parkı olarak bildiğimiz İsa Bey zaviyesi olarak bilinen alanda, yani eski memleket hastanesinin bulunduğu yerde ne yapacağımız konusunda fikir araştırdık. 

Orada da yine kurul başkanımızla beraber eski memleket hastanesinin en azından bir yapısının inşası konusu gündeme geldi. Şu an tescil aşamasında, Haşim İşcan parkının tekrar kullanılabilmesi ile alakalı orada bir yapıya ihtiyacımız vardı, o yapıyı da inşallah tescil sağlanırsa projelendireceğiz. 

Velhasıl Osman gazi ve Orhan gazi türbeleri, Tophane’yle başlayan bey sarayı ile devam eden ve Hamidiye Sanat Mektebinin arkasından da eski Memleket Hastanesine kadar devam edecek surun, bu kısmının tamamının ihyası.

İnsanların en azından tophaneye çıktıklarında, bu hat boyunca devam edebilecekleri Alaaddin Camiine, oradan da Zindan kapıya ulaşılarak, Zindan kapıdan sonra da diğer bir durak noktası Pınarbaşı parkının tekrar ele alınması.

Biliyorsunuz burada da çok ciddi sorunlar ve sıkıntılar var, daha önce Büyükşehir belediyemiz tarafından işletilmiş ve sonra vakıfların o yer ile alakalı kira bedelleri çıkarması üzerine yer tekrar vakıflara devredilmiş ve vakıflar da bir müstecire vermişti. 

PINARBAŞI PARKI

Mahalle sakinlerinin en çok sıkıntı yaşadığı ve bir an önce çözüme kavuşturulmasını beklediği Pınarbaşı parkından da şu anda bulunmuş olduğumuz noktaya Mevlevihane'nin olduğu yere ulaştırmak. 

Daha sonra diğer önemli bir noktamız Filiboz mescidi,  buradan da Üftade türbesine ulaşılarak oradan da saltanat kapıya varmak. 

Surun etrafında insanların rahatlıkla dolaşabileceği ve görebileceği gezi rotasını bir şekilde oluşturmamız lazım.

Çarpık kentleşme ile daha önce harabe haline gelmiş olan bu yerlere insanlar girmeye çekiniyor. Yani bir asayiş ve güven problemi yaşıyorlar. Biz bir şekilde bunları da planlamaya çalışıyoruz.

Amacımız, hem sur içindeki vatandaşlarımızın sosyal yaşamını devam ettirmesi ve hem de turizmin, ticaretin tekrardan buraya girmesini sağlamak.

Bu alanı Bursa’nın yaşanabilir en eski yerleşim yeri haline tekrardan kazandırmak. 

Sonuçta Hanlar bölgesi ve hisar da yapılan çalışmalar ve sizin geçen ay duyurduğunuz Süleyman çelebi türbesi, arkasından çekirge teras projesi ve Murat hüdavendigâr a kadar uzanan tarihi hat gerçekleştirilmiş olacak” dedi.

Dışarıdan gelen bir insan Bursa’yı ne bilecek diye söyleyenlere ve bu doğrultuda düşünenlere, hiçbir nota ihtiyaç duymadan adeta surlar bölgesinin haritasını çizen Akhan’nın bu sözleri kapak olsun. 

 

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim Ulaş Akhan. Yolunuz ve bahtınız açık olsun.