ÜZGÜNÜM
40 yıllık arkadaşım 45 yıldır aynı yastığa başını koyduğu hayat arkadaşını kaybetti.
15 yıl önce amansız bir hastalığa yakalanmıştı.
Hastalığının ne olduğunu biliyordu. İçinde volkanlar patlasa da, sevdiklerine ve yakınlarına hiç bir şey hissettirmeden yaşamını sürdürdü, yüzünden tebessümü eksik etmedi.
Ne zaman nasılsın diye sorsak, çok şükür iyiyim demeyi ihmal etmedi.
İmanlı ve inançlı bir hanımefendiydi o.
45 yıl önce her türlü yokluğu göze alarak, 18 yaşlarında hayat arkadaşını seçmişti.
Yıllar sonra çoluk çocuğa karıştılar. İki tane pırıl pırıl evlatları olmuştu.
Artık o, Neslihan ve Murat’ın anneleriydi.
İçindeki yaşam sevgisini ve hayata olan bağlılığını hiçbir zaman kaybetmedi.
O yokluğu da varlığı da görmüş ama hiçbir zaman nereden geldiğini unutmamış biriydi.
Eşi, onun iyileşmesi için elinde ne geldiyse esirgemedi. Yeter ki iyileşsin diyerek, çalmadık kapı, gitmedik yer bırakmadı.
O, İlmihal’ini çok seviyordu.
Hastanede nöbet değişim yapıp bir gün evine istirahata geldiğinde, bana telefon açarak “abi bu evde yalnız kalmayı düşünemiyorum. Onsuz ne yaparım deyip gözyaşlarına boğulmuştu.”
İlmihal kardeşim 12 gündür hastanede yaşam mücadelesi verdi. Eşi Sadullah Organ bir an olsun başından ayrılmadı.
Allah kimseyi çaresiz bırakmasın, tevekküle boyun eğip, bir mucize beklemekten başka yapacak bir şey kalmamıştı.
Ne yazık ki, sevgili arkadaşım Sadullah Organ, çok sevdiği eşi İlmihal hanımefendiyi, maalesef bu sabah mübarek Kurban Bayramının ikinci günü saat 05.40 civarı kaybetti.
Üzgünüm.
Bugün İshakpaşa camiinde ilkindi namazına müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası, kavaklar altı mezarlığında merhum annesiyle buluşacak, ebedi istirahatgahına defnedilecek.
Başta çocukları Neslihan, Murat ve eşi olmak üzere, kardeşi Abdullah’a ve arkadaşım Sadullah Organ’a, dost ve akrabalarına başsağlığı diliyor, yüce Allah’ta sabır niyaz ediyorum. Mekanı cennet olsun inşallah.