1.03.2011 18:27:40

Varsayın ki, orada siz oturuyorsunuz, ne yapardınız?...

Varsayın ki, orada siz oturuyorsunuz, ne yapardınız?...

Hani deriz ya, ‘Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür. Gitmesek de, kalmasak da o köy bizim köyümüzdür.’

Varsayın ki, orada siz oturuyorsunuz, ne yapardınız?...

Hani deriz ya, ‘Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür. Gitmesek de, kalmasak da o köy bizim köyümüzdür.’

Bu dizeler uzun yıllardan beri söylenir…

Yaşadığımız 21. Yüzyılda gidilmeyen bir köy var mı bilemiyorum ama ben sizlere uzakta değil, İnegöl’ün merkezinde 35 haneli yaklaşık 250 kişinin yaşam mücadelesi verdiği bir yerden bahsedeceğim.

Eski Sırnaz (Sarıpınar) köyü yolu üzerinde bir yerleşim yerimiz var. Yıllar önce köy sınırları içindeyken, kimilerine göre muhtardan izin alınarak, kimilerine göre ruhsat alınarak bir şekilde evler yapılmış, elektrik bağlanmış, telefon şebekesi getirilmiş fakat insan sağlığını tehdit eden, sağlıklı çevre koşullarının olmazsa olmazlarından olan  ‘Kanalizasyon Yok’, ‘İçme Suyu Yok’.

Her başvurdukları yer bir şeyler söylemiş, avutmuşlar yıllar yılı, hatta bir ara “Boruları siz alın, biz gelip şebekeyi yapalım” diye söz de verilmiş… Borular alınmış ama verilen sözler maalesef her zamanki gibi  unutulmuş.

35 hanede 250 civarında insanın yaşadığı, şehir merkezi sayılabilecek söz konusu yerde kanalizasyon olmadığı için kışın bile yani bu aylarda bile kokudan burnu sızlıyor insanın… Hemen hemen her evde bir veya birkaç hasta var,  iki çocuk da lösemi hastası…  Özellikle lösemi hastaları çok hijyenik ortamda hayatlarını devam ettirmek zorunda ama maalesef bu iki çocuğumuz, içme suyu ve kanalizasyonu olmayan yerde yaşamak zorunda kalmışlar.

Sorunlarının çözümü için adeta çalmadık kapı bırakmamışlar… Ama nafile…

Her evde bir su tulumbası, bir metre, iki metre yakınında gayet ilkel usullerde kazılmış fosseptik çukurları. Lağım sularının, pisliklerin, kuyu sularına karışmadığını kim iddia edebilir.

Bir ara ısrar etmişler, yetkililerden ‘Su getireceğiz’ sözünü almışlar… Söz konusu Küme Evlerin yaklaşık 500-600 metre yakına bir sebil çeşmesi yapılmış.  Buradaki insanlar şimdilerde güçlükle de olsa içme sularını bu çeşmeden taşıyorlar.

Yolun bir tarafı sefalet içinde,  20 yıldır insanların zorunlu ihtiyaçlarıyla ilgili hizmetler gitmemiş, diğer tarafında  ise her türlü hizmetlere sahip villalar… Sosyal devlet anlayışı bu olmasa gerek…

Ben gittim gördüm, içim sızladı. Şehrin merkezi diyebileceğimiz bu yerleşim biriminin durumu içler acısı. Adam gibi yolları dahi yok. Her gün yaklaşık 30 öğrenci çamur deryası içinde okullarına gitmek zorundalar.  Çocuklar bile “Artık susmayacağız” diye feryat ediyor.

Buradaki sağlıksız çevre koşullarında yaşam mücadelesi veren vatandaşlar örnek gösteriyor; “Az ilerimizdeki yerleşim birimi de bizim gibi idi ama şimdi sorunları yok.   Bizden daha ileride, yaklaşık  1500 metre uzakta bir ev var. Bu tek haneye bile hizmet götürdüler ama bizim sorunlarımızla  ilgilenen yok” diyorlar…

Şimdi ilgili ve yetkililere sesleniyorum, burada yaşayan insanların kaderimi bu? 1500 metre ilerideki tek bir haneye hizmet götürenler,  bu insanların sorunlarını nasıl göz ardı edebiliyorlar? Telefonu ve elektriği olan bu insanlar, Belediyenin hizmetlerinden ne zaman faydalanacak? “Yasa gereği” diyerek, bu insanların sorunları göz ardı edilemez…

“İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına” misali yetkililerden empati yapmalarını istiyorum.

Varsayın ki, orada siz oturuyorsunuz, ne yapardınız?...