Yakın Tarih, Yayın Dünyamız ve Bazı Filistin Okumaları-1
Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız şu günlerde coğrafyamız yeni bir badire ile karşı karşıya. Hem ülkemizin ve hem bölgemizin bugünlere gelişinde geçirdiği serüveni ve hem de yapılan mücadele örneklerini bir kez daha hatırlamamıza vesile olacak kaynakları yeniden gözden geçirmek gerektiğini düşünüyorum.
Bizim Filistin
Bölgeyi iyi tanıyan gazetecilerden biri olan Mete Çubukçu, Filistin sorununu iyi analiz eden bu kitabını (Metis Yay.224 s.) 21 sene önce yayınlamıştı. ‘1993-1995 yıllarında ilk kez Filistin ve İsrail liderlerini bir araya getiren Oslo barışını, İsrail’de sertlik yanlılarının iktidara geliş sürecini, 28 Eylül 2000’de başlayan Ariel Şaron’un provakasyonuyla başlayan ikinci intifadayı, Filistin devletindeki yozlaşmayı ve bombalı intihar eylemleriyle ünlenen Hamas’ı anlatıyor. İsrail ve Türkiye-İsrail İlişkileri’ni de ayrı bölümde inceleyen kitap, her bölüm sonunda röportajlara yer veriyor. Kitabın ekler bölümünde, okuyucunun daha ayrıntılı bilgi edinmesi için bölgenin demografik yapısı, siyasi haritası, Filistin ve İsrail yönetim sistemiyle ilgili harita ve istatistikler bulunuyor. Ayrıca kitapta 1895’ten 11 Mart 2002’ye kadar gelen bir kronolojiyi de görmek mümkün.’ (https://www.metiskitap.com/catalog/book/4498)
İslam ve Siyonizm
Son yazımda portresini işlediğim Amerika’da eşiyle beraber öldürülen Filistinli yazar Prof. Dr.İsmail Raci el Farukî’nin 15 eseri arasından dilimize çevirisi yapılmış beş eserden biri olan Islam and the Problem of Israel (İslam ve İsrail Problemi) eseri merhum yazar Atilla Özdür tarafından İslam ve Siyonizm adıyla 1987 yılında Türkçe’ye çevrilmişti. Risale yayınlarından çıkmış eserin kitap sitelerinde yeni basımı yok. Belki ikinci el satan kitap sitelerinden veya kütüphanelerden bulunabilir.
Filistin’e Veda
Kurmay Subay Mirliva Sedat'ın 1917 yılında Osmanlı tarafından Filistin cephesinde başlatılan askeri harekatı aktardığı kitapta, 1917-1918 yıllarında Filistin-Suriye cephesinde Osmanlı-İngiliz mücadelesi anlatılmaktadır. (Yeditepe yayınları, 476 sayfa, Vikipedia)
Yahudi Halkı Nasıl İcat Edildi? / Kitab-ı Mukaddes’ten Siyonizme
Sosyal medyadan yazılarını takip ettiğim araştırmacı yazar, avukat Oğuz Ünal’ın gündemle alakalı muhtelif zamanlarda tavsiye ettiği üç eserden biri bu kitap. Şlomo Sand’ın Yahudi Halkı Nasıl İcat Edildi?/ Kitab-ı Mukaddes’ten Siyonizme adlı kitabı (Çev. Işık Ergüden, 1. Basım, İstanbul 2011, Târih/Din/İnceleme, 394 sayfa)
22 Ekim paylaşımında Ünal şöyle diyor: ‘Tüm dünyanın gündeminde olan Gazze kuşatması bağlamında kütüphanemdeki rafından indirip okuduğum, nefis bir târih araştırması… Yahudi halkı ne zaman ortaya çıktı? Dört bin yıl önce mi, yoksa bir ulus oluşturmak için hayalî bir halk yaratmak isteyen XIX. yüzyıl târihçilerinin çabasıyla mı? Yahudiye'de yaşayan halk MS 70’te Kudüs’ün Romalılar tarafından yıkılışı ile mi sürüldü, yoksa bu, Yahudi geleneğine sızan bir Hıristiyan söylencesi mi? Peki, bu insanlar sürülmediyse, ne oldular? Bu soruların cevabını arayan ve Siyonist saplantılardan titizlikle kaçınan yazar, Yahudilerin “uzun târihine” doğru ilgi çekici bir yolculuğa çıkarıyor okuru…Kitap, Yahudilerin târihi kökenlerine ilişkin soru ve sorunları irdelerken, İsraillilerin yurttaşlık konumunu da masaya yatıran son derece özgün ve cesur bir çalışma. Bugüne kadar doğru sandığımız yanlış bilgilerinizi gözden geçirmek istiyorsanız, mutlaka okumanız gereken bir eser; tüm dostlarıma özellikle tavsiye ederim..’ diyor.
Pazarlık
İkinci Abdülhamid ile Siyonist Lider Dr. Theodore Herzl Arasında Geçen “Filistin’de Yahudi Vatanı” Görüşmelerinin Gizli Kalmış Belgeleri
Yine aynı kitapsever ve yazarın başka bir tavsiyesi olan (5 Ağustos 2018) bu kitabı (Prof. Dr. Vahdettin Engin, Yeditepe Yay. 4.Baskı, İstanbul 2010, 213 sayfa) anlatırken şöyle diyor: 1890’lı yıllarda Yahudiler, Rusya başta olmak üzere Romanya ve Yunanistan’da uğradıkları baskılar yüzünden bu ülkeleri terk etmek zorunda kaldılar. Sığındıkları ilk ülke ise Osmanlı Devleti oldu. Dönemin Padişahı II. Abdülhamid, başlangıçta insanî nedenlerle Yahudilerin Filistin dışındaki Osmanlı vilâyetlerine yerleşmelerine izin verdi. Fakat Yahudiler ‘vaad edilmiş topraklar’ olarak kabul ettikleri Filistin’e yerleşmek istiyorlardı. II. Abdülhamid’in saltanatı süresince bu konuda yoğun çabalar harcadılar. Özellikle Rotschild ve Baron Hirsch gibi zengin Yahudiler, Filistin’de toprak satın alarak buralara göçmen yerleştirmeye çalıştılar. 1896 yılından itibaren ise sahneye Theodore Herzl çıktı. Herzl Filistin’de Yahudiler için özerk bir devlet oluşturma peşinde idi ve bunun yolunun II. Abdülhamid’i ikna etmekten geçtiğini düşünüyordu. Bu uğurda beş defa İstanbul’a geldi. Bir defasında Padişah’la görüşme imkânı buldu. Herzl’in kafasında, Osmanlı Devleti’ne bazı malî imkânlar sağlayarak hedefine ulaşmayı sağlayacak izni koparmak vardı… II. Abdülhamid ise Herzl’in şahsında, Avrupalı alacaklıları Osmanlı dış borçlarının indirilmesine ikna edecek bir araç, bir destek bulmuştu... Bütün bu ilişkiler ağının ne şekilde örülüp geliştiğini ve nasıl sonuçlandığını, efsaneler ve masallar dışında, gerçek yönleriyle öğrenmek isteyenler için tamamen arşiv belgelerine dayanan bilimsel bir kaynak..’
Selahaddin Eyyubi ve Aslan Yürekli Richard (3. Haçlı Seferinin Filistin Safhasının Romanı)
Oğuz Ünal (12 Eylül 2017 tarihli facebook paylaşımında) bu eserle alakalı şöyle diyor: Walter Scott’un gençlik yıllarımda okuduğum muhteşem romanı (Çev. M.Halid, Ötüken Neşr. İstanbul 2012, Tarihî Roman, 454 sayfa)… Tadı hâlâ damağımda… Romanın konusu 12. yüzyılda Üçüncü Haçlı seferi sırasında Filistin’de geçer. Başlıca kahramanları, Selâhaddin Eyyûbî ile 3. Haçlı seferi organizatörlerinden İngiltere Kralı Arslan Yürekli Richard’dır. Bu savaşlarda Filistin cephesinde Selâhaddin Eyyûbî Taberiyye’de Hattin Meydan Muharebesinde parlak bir zafer kazanarak Haçlıları mağlûp ve perişan etti, Kudüs Kralı Lui’yi esir etti ve ardından Kudüs-i Şerîf’i Haçlılardan geri aldı. Haçlı mutaassıplarının adını da, nişanını da sildi. Devrinde batılıların İslâm ülkelerinde gördükleri ümran ve medeniyet, Avrupalıların medenîleşme yoluna girmelerinde etkili olmuştur…
İngiltere Kralı I. Richard’a gelince; “Arslan Yürekli” lakabıyla anılan bu adam kuvvet ve cesaretiyle şöhretliydi. Kudüs’ün Selâhaddin Eyyûbî tarafından fethi üzerine Papa’nın daveti ile Fransa Kralı Philippe Auguste ve Almanya İmparatoru Friedrich Barbarossa ile ittifak yaparak, Kudüs’ü Müslümanlardan geri almak amacıyla, üçüncü bir Haçlı Seferi düzenledi. Kudüse gitmek üzere kara yoluyla harekete geçen Friedrich Barbarossa Anadolu’da Tarsus çayı olarak bilinen Kydnos çayında boğulup ölünce ordusunun bir kısmı dağılıp geri döndü kalan bir kısmı ise sefere devam ederek Filistin’de Richard’a iltihak etti. Richard ve Phlippe deniz yoluyla Şam’a geldiler ve Akkâ’yı zapt ettiler. Fakat müttefik krallar daha ileri gitmeye cesaret edemediler. Hatta Fransa Kralı Philippe Auguste askerinin geri kalanını alıp ülkesine döndü. Üstelik bir aralık İngilizler Almanların bayraklarını yırttıkları için, bunlar da ülkelerine geri döndüler. Filistin’de Richard yalnız kaldı ve Selâhaddin Eyyûbî ile barış imzalamaya mecbur oldu. Kudüs’ten vazgeçip ülkesine döndü. Bu gaddar ve kibirli hükümdar, sefer esnasında o kadar zulüm ve şiddet göstermiş, öyle böbürlenmiştir ki, müttefikleri bile kırılmışlar ve ondan nefret etmişlerdi. İşte Walter Scott, âdeta tarihî belge niteliğindeki bu muhteşem romanında Selâhaddin Eyyûbî’nin kişiliği ve ahlâkî yüksekliğiyle Richard’ın zalimliklerini ve fıtratındaki kötülüğü karşılaştırmıştır.
Roman kurgusu ile kaleme alınmış bulunan eser, Haçlı seferlerinin “Haçlı” yüzünü içeriden bir bakışla yansıtan ibret verici bir tarih bilgeliğidir…’
Filistin’deki kardeşlerimizin bu mağduriyetinin en kısa zamanda nihayet ermesi ve insanlıktan nasipsiz bu vahşi zulmün gönül coğrafyamızın lehine neticelenmesi niyazlarımla hayırlı okumalar.. Hadiselerle beraber tarihi bize hatırlatan bu fikri eserleri de ibretle iyi okuyalım. Anlaşıldı, bizi bu coğrafyada rahat bırakmayacaklar…