1.01.2013 18:25:07

YENİ YIL

YENİ YIL

Yeni bir yıla girmek sizi heyecanlandırıyor mu, bilmiyorum. Hayatım boyunca yılbaşı gecesine özel bir anlam yüklemedim,yüklemiyorum da…

Yeni bir yıla girmek sizi heyecanlandırıyor mu, bilmiyorum. Hayatım boyunca yılbaşı gecesine özel bir anlam yüklemedim,yüklemiyorum da…

Hiç kimse kusura bakmasın, içimde yeni bir yıla ait hiçbir kıpırtı yok.

Ayrıca bir yıl daha geride kaldı diye de hayıflanmıyorum…

Yeni bir yıla girdik diye, ne geçtiğimiz yılın muhasebesini yapıyor, ne de bu takvim yılının hayalini kuruyorum.

Takvim yapraklarına bakarsak, bir yıl daha bitti.

Yeni olan bir şey varsa, sadece ve sadece masalarımızdaki ve duvarlardaki takvimler.

Bizim kuşak talihli bir kuşak mı, doğrusunu isterseniz bilemiyorum ama şu bir gerçek ki, biz yılların geçtiğini takvimlere bakarak, yapraklarını kopararak veya her geçen günün üzerine bir çizik atarak anlıyoruz.

Oysa, şair Kemalettin Kamu, Bingöl çobanlarını anlatan şiirinde;

“Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski yeni,

Kuzular söyler bize yılların geçtiğini” derken, zamanın takvim yapraklarından ibaret olmadığının altını çiziyordu…

Önemli olan, doğumla ölüm arasındaki o kısacık çizgide, ezan ile başlayıp salâ ile sonuçlanan o za-man diliminde, “avazeyi gök kubbede hoş bir sada” bırakabilmek.

“Bugün insanlık için ve dolayısıyla Allah için ne yaptım?” sorusuna vereceğimiz cevap, yani Rabbin huzuruna çıktığımızda ona söyleyecek bir şeylerimizin olması..

Yoksa, bir yıl gelmiş, bir yıl geçmiş çok mu önemli?

İyi yıllar efendim.

YILIN İLK KISSADAN HİSSESİ

Allah geçinden versin, televizyoncunun biri ölmüş. Cennete buyur etmişler. Cennet, cennet gibi, her şey güzel, her şey düzenli, gürültü patırtı yok.

Bir süre sonra televizyoncunun canı sıkılmış, “Şu cehennemi de bir göreyim” demiş.

Alıp cehenneme götürmüşler, içeri girer girmez çarpılmış, bir cümbüştür gidiyor, eğlence gırla, şarkı, çalgı oyun, güzel kızlar, kadınlar, dünyada günah namına ne varsa, cehennemde var.

Televizyoncu cennetten vazgeçmiş, rica, minnet, yalvar yakar, kaydını cehenneme aldırmış.

İşlemler tamamlanınca, bir zebani düşmüş önüne.

“Gel benimle” demiş.,

İçeri girmişler, tam cehennem, ateşler, alevler, kaynar kazanlarda kaynayan insanlar.

Televizyoncu şaşırmış;

“Burası neresi?”

“Cehennem işte”

“Ya daha önce gördüklerim neydi?”

“Reklamları izlediniz”