28.02.2021 12:44:00

2551

ZİHİNSEL GEVİŞ GETİRME

ZİHİNSEL GEVİŞ GETİRME

                                                  ZİHİNSEL GEVİŞ GETİRME

     Şu anın sessizliğinde her şey mükemmeldir... Yeni ve kusursuzdur, bizim bu güzelliği görmemiz için zihnimizin sessizleşmesi yorumsuz ve yargısız bir gözle gözlemci olması gerekir...

Doğan her gün tazedir ve ilk defa yaşanılacak olandır..Beden evinizdeyseniz balkondan dışarı çıkıp doğan günü izleyebilirsiniz ya da sabah erken gün doğumuyla birlikte yollara düşer günün tazeliğini içinize çeke çeke, bir olursunuz tüm varlıkla...

Can özümüz, evinde olmak ister; aldığı ve verdiği nefesin farkına vara  vara, her günü tüm tazeliği ile yaşamak ister...Biz, evimizde ve can özümüzle birlikteysek yaşam tüm güzelliği ile bize akmaya devam eder, anda ki dikkatimizi şu an da olanlara odaklamak olan ana şahitlik yapmak ve rolümüzün gereğini yerine getirmek, varlık sahasındaki ışığımızı açıp yaşamı aşk ve umutla kucaklamaktır varoluşumuzun doğal amacı...

     Ama bazen olumsuz yaşam deneyimlerinin içine kendimizi sıkıştırıp  geçmişin bir  günün de bir  olayında kişisinde hapsederiz kendimizi..Üstelik bunu yaparken gönüllü bir şekilde kendi ellerimizle kendimizi kilitlediğimizi fark etmeyiz...

Her gün o olayı, o günü, o kişiyi, acılarımızı kırgınlıklarımızı bir  şekilde getirir oturturuz can evimizin ekranına...Alıcınız sonsuz bir yayın kapasitesindeki varoluştan sonsuz güzellikte yayınları alıp akıtabilecekken, oturup ekrandaki o olumsuz deneyimi,her gün izleriz..Bu durum, yaşanılan olumsuz olayın ilk günlerinde ve ilk aylarında normalken aylar geçtiği halde değişmiyorsa geçmişi hiçbir çözüme yönelik hareket olmaksızın takıntılı bir şekilde her gün ekranımızdan izliyorsak ruminasyon(zihinsel geviş getirme)yapıyoruz demektir.

Geviş getiren hayvanların midesindeki bir bölümden adını alan ruminasyon aslına bakarsanız tam da yaşadığımız olayı hazmetmemiz için yaptığımız çözüm olarak başlar. Hazım süresince gerekli soruları sormazsak, gerekli çıkarımları yapıp odağımızı artık o olaydan çekmezsek, çözüm için başladığımız düşünme süreci zihinsel olağan bir aktivitemiz haline gelebilir.

Öyle ki kendinizi sadece sizinle birlikte  benzer  deneyimler yaşayanlara yakın hisseder, olumsuz deneyimlerinizi birlikte konuşuyor olursunuz. Yüzünüz geçmişin olumsuz deneyimlerine dönükken, kendinizi gittikçe artan olumsuz  duygu durumları içinde bulursunuz artan depresyon ,yeme bozuklukları ve artan stres tepkileriyle hem kendinizi hem de yakınlarınızı mutsuzluğun içinde unutursunuz...

Odağınız da olumsuz yaşam anılarınız varken yeni ve güzel anlara yer açmadığınız gibi, eklenen olumsuzluklarla devam edersiniz ruminasyona... Aynı düşünceyi bilinçsiz bir şekilde tekrar ederken,kendimize bilmediğimiz yeni bir şey söylemeyiz,düşündükçe rahatlamadığımız gibi geleceğe dair derslerde çıkarmayız şu ana odaklanmamızı engellerken, rahatlayacağımızı sanarak girdiğimiz kısır döngüden çıkamayız bir türlü.

            “Şu anda ben ne yapıyorum hala beş yıl önceki olayı mı düşünüyorum ve bunun için kendimi suçluyor muyum ? Kendime ne yapıyorum ya bir dakika..” dediğiniz  durumu fark ettiğiniz an ruminasyonu durdurmak için ilk adımı atmış olursunuz...

Hangi konuda zihniniz takıldı  ise kendinize o konuyla ilgili sorular sorun. Bu olayda beni en çok etkileyen duygum ne? En büyük korkum, huzursuzluğum ne? Ne için kendimi suçluyorum?Hikayenizi tüm ayrıntıları ile yazın, neler hissettiğinizi söylemek isteyip boğazınızda düğümlenen yarım kalmış cümlelerinizi konun muhatapları yanınızdaymış gibi  sizden akması gereken cümleler neyse, neleri yarım bırakmışsanız bırakın aksın kağıda...

Belki özür dilemek istemiştiniz,belki de hayır diyerek, karşı koymak istemiştiniz,bırakın kağıda aksın... Geçmişin açık kalan dosyası sizin tarafınızdan fark edilip kağıda akarken  zihin ekranınızdan da yavaş yavaş görevini tamamlamış bir anı olarak kaybolmaya başlar. Günlük tutmak ta gün içinde olan olayları zihinde taşımadan kağıda akıtıp sizden dışarı çıkmasını sağlar.

            Takıldığınız konu sizi korkularınızla da yüzleştiriyor olabilir... Konu ile ilgili en kötü ne olabilir, bu durumda ne yapabilirim? Sorularınıza yanıt aramak olumsuz düşüncenin etkisini azaltacaktır. Yaşadıklarımız her ne ise tamamen olması gerektiği gibi ve olması gereken zamanda oldu...

Kendimizi yaşadığımız olaylar için suçlamak,eleştirmek yerine düşüncemizi değiştirip “O gün için kendimi bağışlıyorum,o gün bu bilinçte olmadığım için kendime kızıyorum, ama ben o gün için  elimden gelenin en iyisisini yaptım.” diyerek içimizdeki çocuğu sımsıkı kucaklayalım.

             Neden bu olaylar benim başıma geliyor? Neden ben? Bu olaylar böyle olmasaydı ne olurdu? gibi sorularla zihninizi meşgul etmek, olumsuz duyguların daha da artmasına neden olur..Geçmişi değiştiremeyiz ama oradan aldığımız derslerle geçmişe yönelik algılarımızı değiştirebiliriz. Kendinizi bilinçli bir ruminasyonun içine sokun, günün belli bir saatinde tıpkı ödev yapar gibi oturun  bir saat boyunca takıldığınız konuyu tüm ayrıntıları ile düşünün.

Gün içinde kontrolsüz bir şekilde düşünceler gelince buluşma saatinizi hatırlatın kendinize .Üç hafta boyunca istemli ruminasyon yaptığınızda artık eskisi kadar o konuyu düşünmek istemediğinizi  göreceksiniz. Sosyal destek, yalnız kaldığınız zamanı kısıtlamanız,ruminasyon rutinlerinizi değiştirmeniz ve etkili sorun çözme becerilerinizi güçlendirmeniz sizi bu kısıtlı ekran görüntüsünden kurtaracak tutumlar arasında...  

Rahatsızlık duyduğunuz durumlarda kendinizi ifade etmeniz,söylemek istediklerinizi zamanında söylemeniz,yapmak istedikleriniz ve yapmak istemediklerinizi bilmeniz, sizi geçmişin keşkelerine takılmanızı engelleyecek iletişim becerileri arasında..

Geçmiş bir olayı en çok taşıyanların kendilerini o gün o anda ifade etmeyen bireyler olduğunu görüyoruz. Düşündüğünüz konuya dair yapabileceğiniz bir şey var mı? Konuyla ilgili her hangi bir değişikliğe gidebilir misiniz? Konuya dair hiçbir değişim olmayacaksa durumu kabul ederek, yaşam akışına teslim olmak  şu anın mükemmelliğine geri dönmek sizi geçmişten özgürleştirecektir.                                                                                 

Yapılan araştırmalar, sorunla karşılaşan çocuklarının sorunla baş etmelerine izin vermeyen, soruna ilişkin başka bir çözüm yöntemi öğretmeyen, müdahaleci ve yargılayan anne tutumlarının ruminasyona yatkınlığı  artırabileceğini söylüyor..

Bu bilgiyi genç annelere katkı sağlamak için veriyorum.,geçmişten çıkardığımız dersler, her zaman geleceğimize ışık tutar. Yaşanmış deneyimlerimiz, anı dosyalarımız içinde belleğimizde gizli  kalırken bazen onları çıkarıp anabiliriz, ama onları ilk günkü tazeliğinde korumaya çalışmak,  bütünden ayrı, zihinde bir yaşam sürüp tüm enerjimizi geçmişe harcamak demektir...

Ruminasyon ile ilgili yaptığınız tüm çalışmalara rağmen değişiklik yoksa bir ruh sağlığı uzmanından destek almanız yolunuzu açacak can özünüzü yani sizi tekrar evinize getirecektir.

            Sağlıcakla  kalın, anda kalın...

                                                                                                          mujgansonuc.psk@gmail.com


Esra Evren
7.03.2021 17:19:32
Muhtesemmm Ruminasyon yeni bir kelime ogrendimm tesekkurlerr