Değerler Eğitimi Bağlamında Bereketli Mevsimler
Kültürümüzde ‘şuhûr-u selase’ diye de anılan üç aylar dediğimiz bereketli bir mevsimde ve altın zaman dilimi içindeyiz. Hicri takvimin 7, 8 ve 9. ay isimleri olan Recep, Şaban ve Ramazan aylarından ikincisindeyiz ve sonuncusuna, Kur’an ayı olarak bilinen ayların efendisi Ramazan-ı Şerif’e sayılı günler kaldı.
Medeniyetimizde hayatın ve ömrün muhasebesinin yapıldığı, iyilik yarışında daha fazla efor sarfetme gayretlerinin arttığı bu aylar, aynı zamanda bizi biz yapan değerlerimizde yenilenme ve dirilmenin de bir diğer adıdır.
Bu aylarda kendini yenileyen ve manevi bakıma alan insanlar, güzel hasletler edinerek, yıpranmışlıklarını tamir ederek, iyiliklerini artırıp tazelenerek bu mevsimden kazançlı çıkarlar. Fırsat telakki ettiği bu manevi kamp aylarında müminler varlığın ve sağlığın kıymetini bilme, vereni tanıma, şükreden kul olma, paylaşma, sabır, metanet, vefa, sevgi, saygı, ilgi, mesuliyet, adalet, sadakat, yardımseverlik, güven, hoşgörü, tevazu, kanaat, meşru kazanç, vatanseverlik vb. gibi hasletlerde incelik ve hassasiyet kazanıp daha da artırmanın yollarını bulurlar. Bu maneviyat iklimi Cennet yamaçlarında mümini dolaştırır, dünyayı cennet kılma havasına sokar, iki cihan saadeti atmosferini soluklatır.
Bu bereketli mevsim kişiyi kitabıyla yüzleştirir ve özünü ‘kitabî’leştirir. Hayatın esprisini kavramış bu insan manevi temrin ve alıştırmalarla nefsini dizginlerken, ruhunu şaha kaldırmanın tılsımlarıyla daha fazla hemhal olur. Dünyaya imtihan saikiyle nazar eder, emanet bilinciyle yaşar, varlık ve darlıklardan, mutluluk ve sıkıntılarından yani her iki halden de manen kazançlı çıkmasını öğrenir. ‘En güzel örneği’nin (sav) ahlakıyla ahlaklanır ve en güzel örneklerden olmaya azmeder. Duası, kıblesi, tilaveti, orucu, sadakası, selamı, ziyareti, ikramı, ihsanı tüm güzellikleri ayrı birer terapi olur onun için. Bu ayların kandilleri (sırasıyla Regaib, Mirac, Beraat, Kadir) zulmet ve cehalet karanlıklarını aydınlatan ışıklara kalbolur. Vicdan terazisi ahiret yörüngeli işlemeye başlar ve şeytanlaşma yerine melekleşme duyguları ağır basar.
Adı üzerinde mübarek /bereketli bu aylar ilahî ve nebevî bir eğitim programıdır da. Kadrü kıymeti bilinesi ve değerlendirilesi bu sezonun insanın tekamülünde, ahlaklı ve bilinçli toplumun oluşmasında çok önemli bir rolü vardır. Nicelerimizin farkında olarak veya olmayarak kişilik ve karakter kazanımımızda bu iklimlerden geçmişliğimiz vardır. Yol üzerinde, hayat seyrü seferinde kendilerine uğramışlığımız, tanışıklığımız, konaklamışlığımız vardır. Ruhumuzda derin tesirler bırakan bu iman ve dini pratikler hayatımızın madde ile sınırlı olmadığını aşılayan huzur ve sekinet sağlayıcı değer yargıları olarak iç dünyamızda önemli yer tutar.
Şahsiyet kazanmada, kimlik oluşumunda, sağlam bir iradeye kavuşmada, bizi biz yapan milli ve manevi hasletlere sarılmamızda hülasa değerler eğitimimizde mübarek üçaylar özellikle Ramazan öyle güzel bir okuldur ki terbiyenin zirvelerinde insan birçok meziyeti bu okulda talim eder. Sıradan bir zaman değil, ilahi nefhalar taşıyan bu bereketli mevsim, insanı bu mektebin mümtaz bir neferi yapar, ilahi motiflerle süslenmiş toplumun en önemli nüvesi insanı inşa ve imar eder. En önemlisi de insan kazandığı bu erdemi sonraki hayatına taşır.
Bu mevsimin ortalarındayız ve henüz bitmeden fırsatlarımız var. Boş, israf edilmiş ve gafletle geçirilmiş zamanlarımız yok değil. Birazcık da oralardan yırtıp yamayalım pörsüyen yanlarımızı, kendimiz ve toplumumuza saygımız gereği sarıp sarmalayalım eksilen ve eskiyen manevi dünyamızı. Sığınalım daha güvenli limanlara, ömrümüze denk gelen ve nakitlerden daha kıymetli bu vakitlere.
Ne mutlu değer kazanıp değer verebilen ve katabilenlere. Böylesi bahtiyarlardan olabilmek ve o erdemde kalabilmek niyeti ve niyazlarımla..