En Deli!?...
Yaşlı ve zengin bir adam ölürken, oğluna bir kese altın vermiş.
“Oğlum sana mal bıraktım, mülk bıraktım, bir kese de şu altını bırakıyorum. Ben öldükten sonra gez, dolaş, öğren hangi adam dünyanın en delisi ise, bu keseyi ona ver...”
Adam ölmüş, oğlu babasının vasiyeti gereği dolaşmaya, dünyanın en deli adamını aramaya başlamış.
Yolu bir gün bir köye düşmüş, bakmış meydanda bir kalabalık var, koşmuş oraya.
Meydanın ortasına bir taht kurmuşlar, tahtta oturan bir adım varmış.. Etrafında yağdanlıklar, dalkavuklar, el pençe divan, kimi sırtını sıvazlıyor, kimi ayaklarını yıkıyor, kimi serinlesin, ferahlasın diye yelpazeliyor, adam da hayatından memnun, etrafı seyrediyormuş. Yine aynı yerde, bir başka adamı da soymuşlar, eşeğe ters bindirip, yüzüne karalar çalmışlar, eşek dolaşıyor, meydanda toplananlar da, adamın yüzüne tükürüyormuş…
Genç bu duruma bir anlam verememiş, şaşkın bir şekilde etrafındakilere sormuş, anlatmışlar;
“Biz, her on yılda bir aşiret reisimizi yeniden seçeriz. Şu gördüğün oturan adam yeni reisimizdir...”
Genç merakla, “Eşeğin üzerindeki kim?” diye sormuş..
“O da eski reisimiz” demişler..
“Peki, onun günahı ne? Neden yüzüne tükürüyorsunuz?” diye sorunca da;
“Biz de adet böyledir” cevabını vermişler…
Genç adam hemen meydanın ortasına doğru yürümüş, elindeki altın dolu keseyi yeni reise vermiş.
“Al bu senin hakkın”
“Niye?”
“Niye olur mu yahu, 10 yıl sonra seni şu eşeğe bağlayıp, suratına tüküreceklerini bildiğin halde, oturmuş keyif çatıyorsun. Babamın aradığı en deli adam sensin, al afiyetle ye” demiş…
Bu Kıssadan Hisse ile ilgili ne yorum yaparsınız bilemiyorum ama birçoklarının sonu hüsran…