Tavşanın biri önüne bir daktilo almış, “takır tukur. takır tukur” bir şeyler yazıyor.
Oradan geçen tilki, tavşana dönerek “Hey tavşan ne yazıyorsun?”
Tavşan, “Doktora tezimi yazıyorum”
Tilki, “Ha öyle mi, çok güzel, tebrik ederim, tezinizin konusunu öğrenebilir miyim?”
Tavşan hiç tereddüt etmeden, “Tavşanların tilkileri nasıl yedikleri hakkında” demiş.
Tilki şaşırmış, “Yok canım olur mu öyle şey, hiç tavşanlar tilkileri yiyebilirler mi?”
Tavşan, “Olur canım, gel istersen sana ispat edeyim”
Beraberce tavşanın yuvasına girerler. Biraz sonra tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, “takır tukur” bir şeyler yazmaya devam eder.
Daha sonra oradan geçen bir kurt tavşanı görür.
“Hey tavşan ne yazıyorsun?”
“Doktora tezimi” diye cevaplar tavşan.
“Ne hakkına bu yazdığın tez?” diye sorar kurt.
“Tavşanların kurtları yemesi hakkında” diye cevap verir tavşan.
Kurt tebessüm eder, “Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, çünkü buna hiç kimse inanmaz”
Tavşan gayet sakin bir şekilde, “Gel istersen sana ispat edeyim” der.
Ve yine beraberce yuvaya girerler. Tavşan biraz sonra tek başına çıkar.
Tavşanın yuvasını merak mı ettiniz? Manzara şudur;
Bir köşede tilkinin kemikleri… Bir köşede kurdun kemikleri… Diğer köşede ise bir aslan, kürdanla dişlerini temizliyor!…
Bu günkü Kıssamızdan Hisse çıkarabilir miyiz acaba diye düşündüm…
Önümüzde Anayasanın değiştirilen 26 maddesi ile ilgili bir Referandum var…
Oldukça çekişmeli geçen bu Referandum sürecinde bir kesim ‘Evet’ oylarını, bir kesim ise ‘Hayır’ oylarını çoğaltmak için kıyasıya yarış içerisinde…
Sanki 12 Eylül’de Anayasa değişikliği oylanmayacak da genel seçim yapılacakmış gibi bir hava var…
Tavşan da, tilki de, kurt da, aslan da meydanlarda…
Haaa, şimdi önemli olan Tilki ile Kurt’u Aslana yem olarak sunan Tavşanın kim olduğunu bulmak?...
Diyelim ki, tavşanı anımsadınız, peki Tilki kim, Kurt kim?
Yorumu size kalmış…
İyi bir hafta dileklerimle…